Barış Pınarı Harekatı kapsamında 4,5 yıllık YPG/PKK teröründen kurtarılan Tel Abyad'da siviller, harekatın ve güvenli bölgenin, yerinden edilenlerin dönüş umudu olduğunu söyledi.

Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinin karşısındaki Suriye topraklarında yer alan Tel Abyad ilçesi, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla başlatılan Barış Pınarı Harekatı'nın 5. gününde, terörden arındırıldı.

Kentin 4,5 yıl süren YPG/PKK işgalinden kurtarılmasının ardından AA muhabirlerine konuşan Tel Abyadlı sivillerden Buhabur aşireti mensubu Rakan Hıdır, "Siviller, terör örgütü YPG/PKK'dan çok çekti. Arap kökenli siviller, Fırat'ın doğusunda onların keyfi uygulamalarından, ayrılıkçı davranışlarından ve ihanetlerinden ötürü yerinden edildi." dedi.

Hıdır, şu ifadeleri kullandı:

"Suriye Mlli Ordusu (SMO) biraz daha ileriye geçerse, sürecin sürprizlerle dolu olacağını görecek. Bu bölgedeki tüm aşiretler, YPG/PKK'ya karşı SMO ile birlikte mücadele edecek ve galip gelecek. Baggara aşiretinin ayaklanmasında, YPG/PKK'ya kayıplar verdirilmişti. Örgüt, aşiretin ayaklandığı köyü kuşatmaya aldı. Aşiret mensupları hala direniyor. SMO gelir gelmez, ona destek vereceklerdir. Güvenli bölge, Türkiye'nin milli güvenlik meselesi olmasının yanı sıra halkımızın başta gelen isteklerinden biridir. Güvenli bölge, ümmetin ve Arap milletinin yanında İsrail gibi saplanmış bir hançer olmamasının garantisidir."

- "Bölge örgütten temizlendiği andan itibaren, yerinden edilen halk geri dönmeye başlayacaktır"

Suriye Aşiret ve Kabileler Meclisi sözcüsü Mudar el Asaad ise "Barış Pınarı Operasyonu gerçek anlamda barışı temsil etmektedir. Suriyeli halkın isteğidir. Fırat'ın doğusundan tehcir edilenlerin dönüş umududur." diye konuştu.

Asaad, YPG/PKK'nın ihlallerine değinerek, "Bütün dünya bilmeli ki örgüt, gerçek anlamda Arap, Asuri, Kürt, Süryani, Türkmen ve Hristiyanlara yönelik etnik temelli, ayrılıkçı katliamlar işlemiştir. Demografik yapıyı değiştirmiştir." değerlendirmesini yaptı.

"Örgüt, insanları öldürdü, ağaçları yaktı, taşları yıktı." diyen Asaad, terör örgütünün Beşşar Esed rejimiyle ilişkisine de değindi.

Asaad, "Rejim, örgüte 2011'de Kamışlı, Amude ve Dirbasiye gibi yerleşimleri teslim etti. Onlara petrol verdi ki silahlanıp devrimin ışığını söndürsünler." tespitini yaptı. Asaad, şöyle devam etti:

"Örgütün saçtığı terör, DEAŞ, İranlı milisler, Hizbullah ya da rejimin yönelttiği tehditten az değildir. Örgütün keyfi uygulamaları nedeniyle Fırat'ın doğusunda yaklaşık 2 milyon sivil tehcir edildi. 250 bin Kürt kökenli sivil Suriye'nin kuzeyine, Irak'taki kamplara ve Türkiye'ye sığındı. Bu bölge örgütten temizlendiği andan itibaren, yerinden edilen halk geri dönmeye başlayacaktır."

- "Harekatın Kürt halka yönelik olmadığını tekrarlıyorum"

Asaad, Suriye'deki tüm aşiretlerle iletişime geçtiklerini ve çoğunun iş birliği için hazır olduğunu belirterek, "Onlara örgüte baskı yapmalarını ve saflarından ayrılmamalarını söyledik." dedi.

Sözcü Asaad, Arap ülkelerinin Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili tavrını da eleştirerek, şunları kaydetti:

"Örgüte silah ve lojistik destek vermek yerine İdlib, Halep ve sınır hattındaki zeytin ağaçlarının altında barınan sivillere gıda, ilaç temin etmelerini bekliyorduk. Bütün bunlara rağmen, Barış Pınarı Harekatı, barışı ve huzuru yaymak, gerginliği azaltmak için başlamıştır. Harekatın Kürt halkına yönelik olmadığını tekrarlıyorum. Nasıl ki DEAŞ'ın İslam ile ilgisi yoksa, Kürtlerin de YPG/PKK ile bu anlamda ilgisi yoktur. Kürtler, SMO, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ve Bağımsız Kürt Rabıtası içerisinde yer alıyor. Harekat, terör örgütüne yöneliktir. Harekat, insanı ve toprağı özgürleştirmeyi hedefliyor."