Balcılar (Alata) yaylarında

Balcılar (Alata) yaylarında

Taşkent’in doğusunda, binbir güzellikleri ile boğaziçi beldeleri sıralanır. Ilıcapınar, Sazak, Avşar, Çetmi, Bolay ve Balcılar (Alata). Nerdeyse her yıl bu beldelerden birine yolumu düşürürüm. Havasını solur, suyunu içer, oralardaki dostlarımla hasr

ZEKİ OĞUZ

Balcılar’a yıllar önce Çetmi Belediye Başkanı Osman Arı ile birlikte gitmiştim. Kecimen köyünün bir yaylasında yayla alan Kuş Ali’yi ziyaret ettikten sonra Balcılar’a inmiş, alabalık tesislerinde karnımızı doyurmuştuk. Niyetimiz yemekten sonra anıt ardıca ya da yöre insanının deyimiyle ağıl ardıca gitmekti. Bu iki bin yıllık anıt ağacın ünü Balcılar’ı bile geçmişti nerdeyse. Biz daha yemeğimizi bitirmeden sıkı bir yağmur başlamış, ağıl ardıca gitme, umudumuzda suya düşmüştü.

Gazeteci arkadaşım Ahmet Aka Balcılar’dan. Ona rica ettim, Balcılar belediye başkanını aramasını, beldeye gitmek istediğimi söyledim. Bu tür beldelerde yerel yöneticilerin yardımı olmasa gitmek, görmek istediğiniz yerlere ulaşma şansınız pek olmaz. Şimdiye kadar gezdiğim birçok belde ve köyde yerel yöneticilerin sayesinde gezdim. 

Balcılar Belediye Belediye Başkanı Ahmet Karaalp “Gelsinler, buralardayım,demiş.

Torunum Umutcan ve eğitimci-yazar, fotoğraf sanatçısı Mustafa Karaçelebi ile birlikte gittik. Başkan makamında bizi bekliyordu. Gezilerde zamanı iyi kullanmaya özen gösteririm çünkü bir daha yıllarca o bölgeye adım atma imkanı bulamayabilirim. Bu yüzden gittiğim bölgenin bütün zenginliklerini keşfetmeye, fotoğıraflamaya çalışırım. Ayrıca proğramımıza göre akşam olmadan Kuş Ali’nin yaylasında  olmamız, gece karanlığı çökmeden çadırlarımızı kurmamız gerekiyordu. 

Kasabanın altında çayın kenarında belediyenin sahibi olduğu bir balık havuzu var. Ağaçların koyu gölgesinde buz gibi suyu yudumlarken insan gerçekten dinlendiğini hissediyor. Taşeli platosunun buz gibi sularında üretilen alabalığın da ayrı bir lezzeti var.

Yemeğimizi yedikten sonra Balcılar’ın zenginliklerini keşfe çıktık.

Başkan Ahmet Karaalp uzun yıllar belediyede görev yapmış, son görevide belediye başkanlığı, arabayı da kendisi kullanıyor. Beldenin güney yakasına geçerek oradaki küçük göleti ve beldeyi fotoğrafladık. Belde doğudan batıya uzanan bir vadinin kenarında, kuzeyi sarp kayalıklarla çevrili. Bu haliyle Çetmi beldesini andırıyor. Taşkent’in bir beldesi olmasına rağmen ilçe nüfusundan kalabalık nüfusu. 

Balcılar Konya’ya 173 km. Taşkent’ 27 km.uzaklıkta. Sanki bir çıkmaz sokakta gibi, Taşeli platosunun vadileri arasına sıkışıp kalmış. Ondan öte yol yok. Ermenek Başyayla ile komşu. Kuş Ali’de Başyayla sınırında yayla alıyor zaten. Beldenin temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Geleneksel üretimin yanında son yıllarda kiraz üretimi yaygınlaşmaya başlamış. Bunun yanında devletin desteğıinden yararlanarak yeniden hayvancılığa yönelenler var. Vadiler boyunca belde halkının bahçeleri sıralanıyor.  Dağlar ise ardıç ve meşe ağaçlarıyla kaplı. 

Beldenin, Erdemli’nin Alata köyünden göçen Ali Ata ve birkaç aile tarafından kurulduğu rivayet ediliyor. Bu yüzden eski adı Alata. Alata köyü 1964 yılında belde konumuna gelince günün modasına uyularak adı Balcılar olarak değiştirilmiş. 

Anıt ağaca giderken yol üzerinde bir ziyaret yeri var. Burada İzvit (Yukarı Çağlar)li Siyam Efendi yatıyor. Siyam efendi İstanbul’da medresede okurken ailesini özlüyor. Alata yolundan köyüne doğru giderken yolda hastalanıyor, Alata köylüleri onu bulup tedavisini yapıyorlar ama Siyam efendi orada ölüyor. Vefat etmeden önce kendisini rahatsızlandığı ardıç ağacının yanına gömmelerini vasiyet ediyor. Şimdi ardıç ağaçlarının altında ebedi uykusunda. Balcılar belediyesi de ona bir vefa örneği olarak kabrinin üzerine küçük bir türbe yapıyor. Halen yapım aşamasında olan türbe ramazan ayından sonra bitirilecek.

Anıt ya da yöre halkının Ağıl ardıç adını verdiği ağaç fotoğraflarından görüldüğünden çok daha muhteşem. Hani derler ya anlatmak yetmez, yaşamak, görmek gerek,diye öyle işte. Büyük bir koyun sürüsünü kaplar ardıcın gölgesi. Belki bu yüzden ağıl ardıç adını verdiler. 

Balcılar’da Düden ve Gayapınar adıyla anılan iki büyük mağara var ama bunlar henüz turizme kazandırılmış değil. Akşam geç vakit Kuş Ali’nin yaylasına doğru giderken yolun kenarında ekin işleyenleri gördük. Orakla işliyorlardı ekini. Durup çekim yapıp yapamayacağımızı sorduk. İsteğimizi anlayışla karşıladı ailenin reisi. Rahatça çekimlerimizi yaptık, aile aynı zamanda malcılık yapıyordu ve az ötedeydi yaylaları.

Nasıl gidilir : İki şirket çalışıyor Balcılar’a. Münibüsün biri öğleyin 12.00 de diğeri saat 14.00 de kalkıyor. Belediyenin on kişilik bir misafirhanesi var ama ben pınar başlarında kamp yapmayı öneririm, bunun için çok güzel kamp alanları var.

Beldenin önünden akan ırmağın kenarında iki alabalık tesisi var. Biri özel diğeri ise belediyenin. Buralarda buz gibi sularda üretilen alabalığı yemek ayrı bir keyif. 

img_9600.jpg

img_9612.jpg