Bakanlar Kurulu toplantısı

Bakanlar Kurulu toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş: (4)- "186 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu ve 30 Jandarma Genel Komutanlığı mensubu personel, yani toplam 216 kişi firaridir. Onlar, kaçmıştır. Bunların içerisinde 9 tanesi de general rütbesinde olan kaçakl

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu firari askerlerle ilgili, "186 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu ve 30 Jandarma Genel Komutanlığı mensubu personel, yani toplam 216 kişi firaridir. Onlar, kaçmıştır. Bunların içerisinde 9 tanesi de general rütbesinde olan kaçaklardır." dedi.

Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısı sürerken, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

FETÖ'cü bazı askerlerin Kandil'e kaçtığı iddialarıyla ilgili bir soru üzerine Kurtulmuş, "Şu ana kadar 186 Türk Silahlı Kuvvetleri ve 30 Jandarma Genel Komutanlığı mensubu personel yani toplam 216 kişi firaridir. Onlar kaçmıştır. Bunların içerisinde 9 tanesi de general rütbesinde olan kaçaklardır. Ancak bu kaçakların Kuzey Irak'ta, başka bir terör örgütünün elinde olduğu bilgisi bizim resmi kaynaklarımız tarafından asla doğrulanmamıştır. Bunlar şu anda bizim açımızdan spekülasyon mahiyetinde birtakım sözlerdir. Ama ortada bir vaka var, 216 askerin, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı toplamı olmak üzere 216 firarinin bulunduğu ortadadır. Bunların 9 tanesi de generaldir." ifadelerini kullandı.

- "Millet nöbette olmaktan çok memnun"

Kurtulmuş, "Demokrasi nöbetlerinin çarşamba gününe kadar uzatılmasının özel bir nedeni var mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Önce şunu söyleyeyim, ben de diğer arkadaşlarımızla çok sayıda alanları, çok farklı şehirlerde alanları dolaştık. Vatandaşlarımızın içerisinde uzun saatler boyunca kaldık. Gördüğümüz şu, bu millete deseniz ki 'demokrasi nöbetine devam.'... Millet bu nöbette olmaktan çok memnun. Vatanın dirliğine, birliğine, milli birliğine sahip çıktığının bilincinde, 7'den 70'e büyük bir şuurla, büyük bir ferasetle, büyük bir kararlılıkla ve bunu da bir yerde demokrasi şenliğine döndürmüş bir şekilde meydanları sabahlara kadar bekliyorlar. Aslında bekledikleri sadece meydan değil, Türkiye'nin birliği, dirliği ve Türkiye'nin demokrasisidir. Dolayısıyla millet memnun, meydanlarda olanlar memnun."

"Cumhurbaşkanımız dese ki 'Devam ediyoruz.' Bu meydanlardaki demokrasi nöbeti uzun süre devam edecek." diyen Kurtulmuş, "Ama İstanbul'daki büyük miting ve dün itibarıyla 80 ilde yaklaşık 10 milyon kişinin katıldığı bu mitingler zinciri, bu işin taçlandırılmasıdır. Çarşamba gününe kadar da tedbiren demokrasi nöbetlerinin devam etmesi bakımından, yapılacak bazı işlerin sonlandırılması bakımından çarşambaya kadar bunların sürdürülmesini Sayın Cumhurbaşkanımız talep etmiştir. Milletimiz aynı şekilde, aynı kararlılıkta Cumhurbaşkanımızın bu talebine karşılık verecektir. Bugün, yarın ve çarşamba günü meydanlarımızı 81 ilde dolduracaktır diye düşünüyorum." diye konuştu.

- "En ince teferruatına kadar çalışıyoruz"

Yeni bir kanun hükmünde kararname hazırlandığı belirtilerek, "Özellikle istihbarat teşkilatında bir yapılanma beklentisi var. Bu konuda detaylar nelerdir?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Bütün KHK'lar üzerinde en ince teferruatına kadar çalışıyoruz. Daha evvel de söylemiştim, örneğin 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile gündeme getirilen Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili çalışmalar, tesadüfen, alelacele hazırlanmış çalışmalar değildir. Her biri uzun uzun üzerinde konuşulmuş, tartışılmış, müzakere edilmiş, artıları eksileri tartışılmış olan hususlardır. Çünkü bu vesileyle birlikte her şerden bir hayır doğar." karşılığını verdi.

"Türkiye'de bizim sistemimizdeki eksiklikler, gedikler nelerse bizim bunları ortadan kaldırmamız lazım." ifadesini kullanan Kurtulmuş, "Diğer bütün kurumlarımızla da ilgili, hangi kurumlarımızda hangi yapısal zaafiyetler var, hangi kurumlarımızda darbenin hazırlanmasına zemin hazırlayacak birtakım yanlışlıklar var, onların ortadan giderilmesi için çok titiz bir şekilde çalışıyoruz. Bunlar olgunlaştığında da zaten önümüzdeki takvim çerçevesinde Meclis'e gelecek ve Meclis'ten de yasalaşarak çıkacaktır diye ümit ediyoruz." dedi.

- "19 Ağustos itibarıyla TBMM tatile girebilir"

Kurtulmuş, "Meclis'in tatile gireceği konuşulmaya başlandı. Önümüzdeki hafta Meclis tatile girecek mi? KHK'larla ilgili Meclis takvimi nasıl işleyecek?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Henüz Meclis tatili için, partilerimizin oturup, uzlaşıp belirli bir takvim belirlenmesi lazım. Hakikaten Meclis çok çalıştı. Meclis'in de belirli bir tatil hakkı olduğunu ifade etmek isterim. Muhtemelen, çok kesin olmamakla birlikte ayın 19'u itibarıyla TBMM tatile girebilir. Bir aylık bir süre olacak bu tatil çok büyük ihtimalle. Partiler uzlaşmadığı için, henüz konuşulmadığı için 'ihtimal' diyorum. Bir aylık, 19 Eylül'e kadar süren bir süre olabilir. Ondan sonra tekrar bu sene biraz erken başlayacağız Meclis çalışmalarına. Meclis, bayram tatilinden sonra çalışmalarına tekrar başlayacak."

- "AB kendi yapısal sorunlarını aşamamış bir kimlik içinde"

"Almanya Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel'in, 'Türkiye'nin önümüzdeki 20 yılda Avrupa Birliği'ne üye olamayacağı, fakat müzakerelere devam edilmesi gerektiğine ilişkin sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kurtulmuş, Avrupa Birliği kendi içinde çok ciddi çelişkiler yaşadığı için zaman zaman Avrupa Birliği siyasetçilerinden bu tür görüşlerin dile getirilerek, kamuoyuyla paylaşıldığını belirtti.

Eski İngiltere Başbakanı David Cameron'ın, "Türkiye 3000 yılında bile Avrupa Birliği'ne giremez." yönündeki sözlerini hatırlatan Kurtulmuş, "Biz de, henüz Brexit ortaya çıkmamıştı, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkıp çıkmayacağı belli değildi, şu cevabı vermiştik. Dedik ki, 'Siz 3000 yılı bırakın da 30 sene sonra Avrupa Birliği ne olacak. Siz önce onun üzerinde bir çalışın.' 30 seneye de kalmadı, İngiltere, Avrupa Birliğinden apar topar ayrıldı. Dolayısıyla Avrupa Birliği kendi yapısal sorunlarını aşamamış bir kurum, bir kimlik içerisinde. Çok farklı siyasi görüşleri barındırıyor." dedi.

Bugün itibarıyla Avrupa Birliği içinde iki ana akımın mücadele ettiğine işaret eden Kurtulmuş, bu akımlardan ilkinin, "Avrupa Birliğini mümkün olduğu kadar daraltalım ve böylece Avrupa meselesini daha bir Avrupalı kimlik üzerinden yürütelim." görüşü olduğunu vurguladı. Kurtulmuş, bir diğer ana akımın ise "Avrupa Birliği standartları, Avrupa kültürünün yayılmasını sağlamak ve Avrupa Birliği'nin özellikle Avrupa kıtası ve yakın coğrafyasında genişlemesini temin etmek." olduğuna dikkati çekti.

Söz konusu tartışmanın Avrupa içinde uzun süre devam edeceğini belirten Kurtulmuş, "Bizim üzüldüğümüz taraf şu, eski İngiliz Başbakanına söylediğimin aynısını Alman Başbakan Yardımcısına söylerim. Sen bırak 20 sene sonra Türkiye'nin Avrupa'ya girip girmeyeceğini de 20 sene sonra Avrupa Birliği ne olacak onu düşün." dedi.

- "Elimizden geleni yapıyoruz"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradaki temel mesele, bu tür daralmacı, Avrupa Birliği'ni dışarıya kapatan görüşler, Avrupa için şu noktada büyük bir tehlike arz ediyor. Zaten bir tarafta Avrupa'nın içinde çok ciddi bir yabancı düşmanlığı var. Çok ciddi bir şekilde İslamofobi gelişiyor. Bunlara paralel olarak çok açık bir ırkçılık gelişiyor. Bunları söyleyeceğine, 'Avrupa Birliği'nde 20 sene sonra bile Türkiye'ye yer yok.' diyeceğine, Avrupa'da Alman Başbakan Yardımcısına ifade ediyorum, Almanya'daki bu aşırı sağın bu kadar ürkütücü bir şekilde gelişmesini nasıl önleyeceksin. Bununla ilgili bir şeyler söyleyin.

Dolayısıyla kendi iç çelişkilerinden kaynaklanan bir zihin karışıklığının ortaya koyduğu sözlerdir. Bu sözlerin hiçbir şekilde bizim tarafımızdan kıymeti harbiyesi yoktur. Ciddiye almayız. Ama '20 sene sonra bile giremez.' dediğiniz Türkiye konusunda, müzakereler konusuna gelince o da başka bir fasıldır da biz zaten müzakerelere devam ediyoruz. Avrupa Birliği istese de istemese de, şöyle de dese böyle de dese biz Türkiye'nin demokrasi standartlarını artırmak için elimizden geleni yapıyoruz."

- "Devlet memuru olan herkes, üniversite hocaları da dahil..."

Kurtulmuş, "Akademisyenlerin izinleri önündeki yasaklar da kalktı mı? Onlar da izinlerini kullanabilecek mi?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Şunu karıştırmayın, bir genel tedbir kısmı var. Tedbir olarak yürütülen soruşturmaların selameti, kişisel bazda tespitlerin daha iyi yapılabilmesi bakımından yıllık izinler durdurulmuş, izinlere çıkış durdurulmuştu. Şimdi bunu kaldırıyoruz. Bu başka bir şey. Bütün memurlarımız için.

Ayrıca devam eden soruşturmalar, açığa alınmalar var. Hakkında soruşturma açılanlar var. Açığa alınanların bir kısmı mahkemelere, savcılıklara gönderilmiş. Buralarda savcılıkların vereceği kararlar ise başka kararlardır. Yani herhangi ilgili savcılık, açığa alınıp savcılığa sevk edilenlerle ilgili yurt dışı yasağı koyarsa, bu savcılığın mahkemede aldığı bir karardır. Bizim konuştuğumuz, insanların yıllık izinlerine çıkma yasağı ise idari bir tasarruftur. Biz idari tasarruf olarak, tedbiren koyduğumuz bu tasarrufu geri alıyoruz. Devlet memuru olan herkes, üniversite hocaları da dahil olmak üzere insanlar yıllık izinlerine çıkabilirler. Mahkeme faslı ayrıdır. Onunla ilgili bir şey söylemiyoruz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :