Bakanlar Kurulu toplantısı

Bakanlar Kurulu toplantısı

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (5)- "Bazı şeylere doğrudan müdahale edebilmek için siyasi iradeyi, milli iradeyi temsil eden hem seçilmiş Cumhurbaşkanı hem seçilmiş başbakanın askeri bürokrasiye doğrudan müdahale etmesi son derece doğru, yasal ve hukuki b

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Bazı şeylere doğrudan müdahale edebilmek için siyasi iradeyi, milli iradeyi temsil eden hem seçilmiş Cumhurbaşkanı hem seçilmiş Başbakanın askeri bürokrasiye doğrudan müdahale etmesi son derece doğru, yasal ve hukuki bir şeydir." dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım'ın başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamada bulundu, soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin, Papa'nın, Türkiye'deki darbe girişimine ilişkin "Bu konuda konuşmuyorum çünkü aldığım bilgilere göre, henüz orada ne olduğuyla ilgili net bir düşüncem yok, emin değilim" açıklamasıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Ben böyle bir demeci bilmiyorum ama böyleyse olabilir hemen adamlarını göndersinler, kimi gönderirlerse göndersinler Türkiye'ye. Türkiye'de gözü kapalı yoldan geçen yüz tane adamı çevirsinler eğer doksan dokuz tanesi 'FETÖ değil' diyorsa, biz de hiçbir şey bilmiyoruz demektir." ifadesini kullandı.

Gizli kapaklı, muamma olmayan, ayan beyan açık olan bir şeyden bahsettiklerini, tüm halka karşı yapılan açık bir saldırı olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Gelsinler, adamlarını göndersinler, incelesinler, ne istiyorlarsa yapsınlar. Ama oturdukları yerden sanki birtakım şüpheler varmış gibi demeçler vermelerini doğru bulmayız." dedi.

- "Çok daha rahat hareket edebilecek zemin ortaya çıkmış oluyor"

Kurtulmuş, "Kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığına bağlanmasıyla Genelkurmay Başkanının sembolik bir makama dönüştüğünü söylemek mümkün mü? Tam olarak yetkileri ne olacak" sorusuna, şu karşılığı verdi:

"Genelkurmay Başkanı sembolik bir makam değil. Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin genel koordinasyonunu yapan karargahın başındaki kişidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin başındaki komutandır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütünün başkomutanı da Sayın Cumhurbaşkanıdır. Sistem son derece açık. Sadece kuvvet komutanlarına değil, Başbakan ve Cumhurbaşkanı isterse herhangi bir kolordu komutanına da ordu komutanına da herhangi bir askeri personele de talimat verebilir. Böylece çok daha rahat hareket edebilecek zemin ortaya çıkmış oluyor. Bu biraz da darbe akşamında da gördüğümüz zaruretlerin de sonucudur. Bazı şeylere doğrudan müdahale edebilmek için siyasi iradeyi, milli iradeyi temsil eden, hem seçilmiş Cumhurbaşkanı, hem seçilmiş Başbakanın, askeri bürokrasiye doğrudan müdahale etmesi son derece doğru, yasal ve hukuki bir şeydir."

"Tüm istihbarat tek bir elde mi toplanacak? İstihbaratın başındaki isimlerle ilgili değişiklik söz konusu olacak mı" sorusu üzerine Kurtulmuş, Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik kanun hükmünde kararnameyle yapılan çalışmaların şahıslara yönelik olmadığını vurguladı.

Kurtulmuş, "Aynı şekilde istihbarat birimlerinin yeniden organizasyonuyla ilgili çalışma da şahıslarla ilgili bir çalışma olmayacaktır. Çok vahim bir süreçle karşı karşıyla kaldık. Bu vahim süreçte yaşananların her gün yeni bir gerçeği ortaya çıkıyor. Kara kaplı koca bir defterin kapağını açtık." diye konuştu.

Defterin içinden bir çok yeni bilgi çıktığını, bunun çok daha büyük vahameti ortaya koyduğuna değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla, biz hiçbir zaman kişiler üzerinden baki olan bir milletin hesabını düşünmeyiz, hepimiz faniyiz. Bu darbeler meselesi iki üç senelik bir meseleydi. Keşke Türkiye, 1960 darbesiyle modern Türkiye için söylüyorum, karşılaştığının hemen ertesinde bu kararları alabilseydi. Ondan sonraki darbeler belki olmayacaktı. Öyle bir sistem kurmalıyız ki bir daha kimse darbe yapamasın. Aynı şekilde istihbaratta da, öyle bir istihbarat birimi kuralım ki bu istihbarat birimi Türkiye'nin yurt savunmasının, vatan savunmasının gerektirdiği en teferruatlı bilgiye sahip olsun bu istihbaratı vatandaşından bilgi almak şeklinde değil, bu istihbaratı devletin emniyetini sağlamak için kullanabilecek bir teşkilat haline dönsün. Bununla ilgili çalışmalar sürdürülüyor. İsimlerle ilgili bir çalışma değildir. Aynen TSK'nın yeniden yapılandırılması gibi, istihbarat birimlerinin de yeniden yapılandırılması gündemdedir. Onunla ilgili çalışmalar, arkasından kanun hükmünde kararnamelerle yürürlüğe koyulur."

- "Gereği kalmadığı düşünüldüğü anda kaldırılır"

"Darbe girişiminin ardından iptal edilen memurların izinleri ne zaman verilecek" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Net bir tarih söyleyemiyoruz. Şunun farkındayız, memur kardeşlerimiz çok büyük bir kitle onların da yaz tatili beklentileri var. 'Biz tatilleri kapatalım, bir olağanüstülük olsun' diye bu karar alınmadı. Bir tedbir amacıyla bazı memurların iş başında bulunması zorunluluğunun getirdiği bir tedbir. Özellikle bu örgütle irtibatlı memurların kontrol edilmesi bakımından tedbir amaçlı bir karardır. Gereği kalmadığı düşünüldüğü anda bu kaldırılır. Tarih vermek istemiyorum." yanıtını verdi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, kışlaların kapatılmasıyla ilgili bir soru üzerine, öncelikli olanın kanun hükmündeki kararnamenin hızla yerine getirilmesi olduğunu ve diğer gerekli adımların atılacağını, binaların şehirlerin dışına taşınma konusunun ise teferruatlı konular olduğunu bildirdi.

İngilizlerin Türkiye'de olası bir darbe girişimine karşı vatandaşlarını kurtarmak amacıyla Güney Kıbrıs'ta asker konuşlandırdıkları yönündeki iddiaların sorulması üzerine Kurtulmuş, İngilizlerin hazırlık yaptığının sadece bir duyum olduğunu, konuyla ilgili resmi bir açıklama gelmediğini, duyumlara göre hareket etmediklerini dile getirdi.

Türkiye'nin güvenli bir bölge olduğunun, hiçbir yabancı ülkenin telaş içerisinde olmaması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, Türkiye'deki bütün yabancıların misafirleri olduğuna işaret etti.

Kurtulmuş, misafirlerin canını, malını, onurunu korumanın Türk halkının en temel özelliklerinden birisi olduğunu aktardı.

- "Burunlarından fitil fitil getireceğiz"

FETÖ'nün darbe girişiminin ardından gündeme gelen, bugüne kadar pek çok sınava ilişkin soruların çalınmış olduğuna ilişkin değerlendirmeler konusunda ise Kurtulmuş, şunları ifade etti:

"Birçok ifadelerde de çıkıyor, 'falanca yılda da sorular çalınmıştı, şöyle olmuştu, böyle olmuştu.' 40 yıllık hazırlık, soru çalmışlar, adam yerleştirmişler, adamların ayaklarını, önlerini kesmişler. Bilgileri almışlar. Şimdi, kozmik odadaki bilgiler, nerede bu kozmik odadaki bilgiler? Uludere'nin istihbaratı, kim nasıl, ne şekilde verdi? Türkiye'deki faili meçhul cinayetlerin arkasında acaba neler vardır? Memuriyete girişteki sorular... Bunlar hakikaten hepimizin çok ciddi şekilde tereddüt ettiğimiz, çoğu için de çok ciddi delillerin, emarelerin olduğu süreçler. Kapak açıldı. Şimdi çok açık söyleyeyim; bu kapak açıldıktan sonra üzerimize düşen, ne varsa geçmişe doğru bunları da temizlemektir. Çünkü bir millet, geçmişinden şüpheli şekilde geleceğe yürüyemez. Bu hain çete, bunların elemanları geçmişte neler yaptıysa hepsini fitil fitil burunlarından getirmemiz lazım."

Kurtulmuş, bundan sonra FETÖ veya benzeri illegal örgütlenmenin devlet içerisinde çeteleşmesini önlemek amacıyla devletin şeffaflaşması, demokratikleşmesi ve devletin millete açık hale gelmesinin sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.

İki önemli ana başlık olduğuna işaret eden Kurtulmuş, birincisinin geçmişi temizlemek, ikincinin ise geleceğe doğru umutla yürüyecek hazırlıkların yapılması olduğunu, bunları da çekinmeden yerine getireceklerine dikkati çekti.

- "Ciddi şekilde takip ediyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telekonferans yöntemiyle Almanya'daki mitinge katılanlara hitap etmesinin engellenmesinin ardından, Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı'nın Dışişleri Bakanlığına çağrıldığının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, bunun Türkiye-Almanya ilişkileri bakımından hassasiyetle üzerinde durdukları bir konu olduğunu, söz konusu meselenin gereğiyle ilgili karşılıklı fikir alışverişinde bulunulacağını aktardı.

"Halep'in birçok bölgesinin birkaç küçük köy dışında rejim tarafından ele geçirildiği bilgileri geliyor. Özellikle ele geçirilen bölgelerin bir kısmının da PYD'ye verildiği bilgisi var. Bu konuda son bilgiler nelerdir, Türkiye'nin politikasında bir değişiklik var mıdır?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

"O bölgenin bizim için çok hassas olduğunu biliyorsunuz. Ciddi şekilde takip ediyoruz. Suriye'deki, o bölgedeki hem Türkmenlerin, hem oradaki gerçekten ılımlı muhalefetin kuvvetlendirilmesini Türkiye hem takip ediyor, hem de üzerine düşen her türlü girişimi yerine getirmeye gayret ediyor. Çok hassas bir durumda olduklarını biliyoruz. Ama ümit ederim ki hızlı bir şekilde bu süreçten geçilir ve tabii bütün bunların sonucunda da Suriye'de bir çözüme doğru gidilmesinin adımları atılır."

Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in, Diyanet İşleri Başkanlığının Cumhurbaşkanlığına bağlanması yönünde bir ifadesinin olduğunun belirtilmesi ve bu konuda kanun hükmünde kararname ile bir adımın atılıp atılmayacağının sorulması üzerine, "Diyanet İşleri Başkanımız saydığımız, sevdiğimiz bir hocamızdır. Ama Diyanet İşleri Başkanlığı diğer Başbakanlığa bağlı kurumlar gibi Başbakanlığa bağlıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan yardımcıları arasında Başbakanlığa bağlı kurumların taksim edildiğini anımsatan ve Diyanet İşleri Başkanlığının bağlantısının ise doğrudan Başbakanlıkla olduğunu aktaran Kurtulmuş, bürokratların "Şöyle bir yapılanma olsun" şeklindeki konuşmalarının da bürokrasinin genel teamülleri bakımından şık olmadığını sözlerine ekledi.

(Bitti)


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :