Ankara'nın Türkçe konuşan büyükelçileri (1)

Ankara'nın Türkçe konuşan büyükelçileri (1)

Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis:- "İlk geldiğimde Türkçe hiç bilmiyordum ama etrafımdaki kişilerden hiç kimsenin İngilizcesi veya Almancası yoktu. O nedenle en kısa zamanda Türkçeyi öğrenmem gerekiyordu"- "İki dil (Macarca ve Türkçe) arasınd

ANKARA (AA) - MEHMET ALACA/MUHAMMET İKBAL ARSLAN - Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Türkçenin güzel bir dil olduğunu ve bir Macar açısından öğrenmenin çok da zor olmadığını belirterek, Türkiye'ye geldiğinde etrafında yabancı dil bilen bulunmadığı için Türkçe öğrendiğini söyledi.

Başkent Ankara'da görev yapan yabancı diplomatların bir kısmı Türkiye'ye gelmeden, bazıları da Türkiye'ye geldikten sonra Türkçe öğreniyor. Ankara'daki büyükelçilerden bazıları da Türkçe konuşabiliyor. Bunlardan biri de Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis.

Büyükelçi Matis, yaklaşık 14 yıl önce başladığı Türkçe öğrenme serüvenini, dili öğrenirken yaşadığı zorluklar ve ilginç anıları AA muhabirine Türkçe anlattı.

Şubat itibariyle Macaristan'ın Ankara Büyükelçiliği görevine atanan Matis, Türkiye'ye ilk 2005'te Avrupa Birliği’nin Gönüllülük Projesi kapsamında geldiğini ve yaklaşık 1,5 yıl kaldığını aktardı.

Matis, Türkiye'ye görev için ilk defa 2010'da geldiğini vurgulayarak, "İlk geldiğimde Türkçe hiç bilmiyordum ama etrafımdaki kişilerden hiç kimsenin İngilizcesi veya Almancası yoktu. O nedenle en kısa zamanda Türkçeyi öğrenmem gerekiyordu. Çünkü ekmek alırken bile zorluk çekiyordum. Tabii çok güzel bir deneyimdi. Yaklaşık 3 ay sonra hatalarla ve kötü bir telaffuzla yavaş yavaş Türkçe konuşmaya başladım." dedi.

Sonrasında Türkçesinin daha iyi seviyelere geldiğini vurgulayan Matis, 9 ay sonra dilinin şimdiki seviyesine yaklaştığını kaydetti.

- "Macarlar için öğrenmesi zor değil"

Büyükelçi Matis, "Tabii ki o dönemde biraz daha sokak Türkçesini öğrendim. Kaldığım şehirde bana yardımcı olan bir üniversite öğrencisi vardı. Onun yardımıyla beraber çalıştık ve dil bilgisini öğrendim. Kelimeleri öğrenmekte güçlük çektim ama Türkçe güzel bir dil ve Macarlar için öğrenmesi çok da zor değil." diye konuştu.

Türkçe öğrenirken ilk birkaç ay zaman kaybettiğini ifade eden Matis, buna İngilizce üzerinden Türkçenin mantığını kavramaya çalışmanın yol açtığını belirtti. Bu yöntemin tamamen yanlış olduğunun altını çizen Matis, "Macarca üzerinden Türkçeyi anlamaya çalışsaydım çok daha kolay olurdu. Çünkü iki dil arasında bir köprü var ve aynı dil ailesinden geliyor. Biz de Türkçe gibi kelimelerin sonuna ek koyuyoruz." dedi.

- "Macarlar ve Türkler birbirine benziyor"

Matis, Türkiye'deki dili, kültürü ve insanlarını kısa zamanda çok sevdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Geldiğim ilk aylarda, yemeklerden dolayı çok hızlı kilo almaya başladım ve hepsini beğendim. Sonra aylar boyunca spor yapmam ve hayat tarzımı değiştirmem gerekti. Kültürle daha çok tanışmaya başladığımda Türkçeye daha fazla hakim oldum. Onun üzerine her gün daha fazla aktiviteye katılmaya başladım. Mesela konserlerin dışında söyleşilere de katılmaya başladım. Sonra yavaş yavaş gazete ve kitap da okumaya başladım. Böylece Türkçe artık ne yazılı ne de sözlü olarak çok zor değildi."

Kendisini her zaman doğru ifade etmeye çalıştığını dile getiren Matis, "Macarlar ve Türkler bu konuda da birbirine benziyor. Bir yabancı bizim ana dilimizde konuşmaya başladığında çok mutlu oluyoruz. Sanıyoruz ki o kişi 'merhaba' dedikten sonra her şeyi biliyor ve onunla kendi ana dilimizde hızlıca konuşmaya başlıyoruz. Bana da eskiden oluyordu. 'Merhaba, nasılsınız' dediğimde Türk arkadaşlar hemen hızlıca konuşuyorlardı ve bir şey anlamıyordum." dedi.

Türkiye'de yaşadığı ve unutamadığı eğlenceli bir anısına da değinen Matis, şunları söyledi:

"Bir yabancı Türkçe konuştuğunda ilginç ve komik ifadeler de ortaya çıkıyor. Bir kere bir restoranda yemek siparişi verdim. Garsona 'İskender istiyorum ancak çok fazla karabiber olmasın ve pide yağlı olmasın' diye Türkçe anlattım. Sonra garson gelip dedi ki 'Ayran, no.' Ancak ondan önce 2 dakika boyunca garsonla Türkçe konuştum. Ben de 'Niye no diyorsun ağabey, senle 2 dakika boyunca konuştum niye bana no diyorsun.' dedim. O da, 'Yabancısınız belki daha iyi anlarsınız.' dedi."

- Gençlerbirliği taraftarı

Büyükelçi Matis, Türkiye'ye görev için geldiği 2010'dan bu yana Gençlerbirliği Spor Kulübü'nü desteklediğini kaydetti. Türkiye'ye ilk geldiğinde Ankara'da bir Süper Lig maçına gitmek istediğini vurgulayan Matis, ilk kombine Passolig kartını 2010'da aldığını vurguladı.

Türkiye'yi ikinci memleketi olarak gören Matis, futbol maçlarıyla ilgili sevimli hikayeleri olduğunu da aktararak şöyle devam etti:

"Bir defasında Gençlerbirliği maçına gittiğimde Passolig kartımın hazır olmaması nedeniyle sırada bekliyordum. Oradaki arkadaşlarla 5-10 dakika konuştuk. Sonra baktılar ki telaffuzum biraz farklı, 'Almanya’dan mı geldiniz?' diye sordular. Ben de 'Yok ben Macar'ım' dedim. Burada ne yaptığımı sorunca ben 'Büyükelçiyim' diye cevap dedim. Sonra bana 'Burada sıra mı bekliyorsunuz?' dediklerinde, ben de 'İşte ben ne yapayım ki, siz sıra beklerseniz ben de beklerim.' dedim. Ondan sonra Passolig kartım hazır olmadığı için maça giremedim."

- 'Kültürü dil üzerinden anlayabiliyorsunuz'

Çalıştığı ülkenin dinamiklerini öğrenmek ve anlamak için dil bilmenin yararlı olacağını ifade eden Matis, Türkçe konuşabilmesinin avantajlı olduğuna işaret etti.

İnsanlarla ana dilleriyle ilişki kurmanın samimiyeti artırdığını vurgulayan Matis, şunları kaydetti:

"Ülkeye sadece kendi memleketinizin gözüyle bakarsanız, o zaman ciddi ve gerçekçi bir irtibat kuramıyorsunuz. Biraz da kültürü ve insanları dil üzerinden anlayabiliyorsunuz. Bu birçok önemli kapıyı açıyor aslında. İnsanlar da daha net bir şekilde konuşuyor ve yabancı hissi yok. Zaten Macarlar ile Türkler arasında bu çok farklı bir seviyede."

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :