Ambalaj sektörü, süpermarket zincirlerinin yayılması, biten savaşlar ve yeni yatırımlarla gücüne güç katıyor. Sektörün devleri, İstanbul'da düzenlenecek dev organizasyonda bir araya gelmeye hazırlanırken, Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, 2026'dan itibaren piyasada "boğa rallisi" beklediğini açıkladı. Türkiye'nin coğrafi avantajı ve mühendislik gücünün altını çizen Sarıbekir, geri dönüşüm ve döngüsel ekonominin Türkiye için "ciddi bir fırsat" olduğunu vurguladı.

Sektör Güçleniyor: 1,4 Milyar Dolarlık Fazla

Ambalaj sektörünün yılın ilk yarısında 1,4 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini belirten Sarıbekir, "2024 yılını 6,9 milyar dolarla kapatmıştık. Bu yıl daha da güçlü bir tabloya ilerliyoruz. Kişi başı ambalaj tüketimi 120-130 dolardan 280 dolarlara geldi. Bunun bir nedeni de köylere kadar yayılan süpermarketler" dedi.

Sektörün satışlarının yüzde 60'ını Avrupa pazarına yaptığını hatırlatan Sarıbekir, Türkiye'nin coğrafi konum avantajına dikkat çekerek, "Çin’den bir ürünün Avrupa’ya ulaşması üç ay sürerken biz birkaç günde teslim edebiliyoruz. Kapasitemiz arttıkça, kalitemiz arttıkça Avrupa'dan daha fazla pay alabiliyoruz" ifadelerini kullandı. Bu avantajı pekiştirmek için satış ofisleri ve küçük depolar kurarak müşteriye yakınlaşma stratejisini önerdi.

Savaşlar Biterken 'Boğa Rallisi' Beklentisi

Sarıbekir, pandeminin ardından başlayan savaş döneminin sona ermesiyle sektörün büyük fırsatlar yakalayacağına inanıyor. Rusya-Ukrayna ve Ortadoğu'daki yeniden yapılanma süreçlerine işaret eden ASD Başkanı, "Önümüzdeki seneden itibaren, 2030'a kadar bir 'boğa rallisi' yaşayacağımıza inanıyorum" dedi. Ekonomik hareketliliğin ilk olarak ambalaj üreticileri tarafından hissedileceğini belirten Sarıbekir, boşalan Rusya, Ukrayna ve güneydeki rafların dolması için çok ciddi ambalaj ihtiyacı doğacağını kaydetti.

"Bu nedenle 2030 için koyduğumuz 10 milyar dolar ihracat hedefine çok rahat ulaşıp geçebileceğimize inanıyorum" diyerek iddialı konuştu.

Karbon Sınır Uygulaması Fırsata Çevrilecek

Son dönemin önemli gündemi olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'na (SKDM) da değinen Sarıbekir, uygulamanın Türkiye için bir tehlike olsa da, özellikle uzaklık dezavantajından dolayı Çin için daha büyük bir tehlike oluşturduğunu dile getirdi. Türkiye'nin yakın lokasyonda üretim avantajıyla daha çok pay alabileceğini söyledi.

Ham madde konusunda atılan adımlara değinen Sarıbekir, "Önümüzdeki dönemde en önemli gerçek geri dönüşüm. Ambalajın geri dönüştürülmesi, tekrar değer üretmesi ve döngüsel ekonomiyi tamamlaması. Bu çevrecilikle alakalı gözükse bile aslında bir ekonomik savaş, bunu unutmayalım" uyarısında bulundu. Türkiye'nin üretim kapasitesi, coğrafi konumu ve mühendislik gücüyle bu dönüşümü fırsata çevirerek yeni dönemin kazanan ülkeleri arasında yer alabileceğini ekledi. Ancak Sarıbekir, bu dönüşüm için atık yönetiminde belediyelerin aktif rol alması ve kaynağında ayrıştırma kültürünün eğitimle yerleştirilmesi çağrısında bulundu.