İSTANBUL (AA) - AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) iş birliğinde 2023 eğitim vizyonu kapsamında kurulan "İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi", 2019-2020 eğitim öğretim döneminde ilk öğrencilerini bekliyor.

MEB ve İTÜ tarafından imzalan protokol kapsamında İstanbul'daki Ziya Kalkavan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kampüsü'nde yapım ve hazırlık çalışmaları sürdürülen lise, yeni dönemde eğitim öğretim faaliyetlerine başlayacak.

"Bilişim teknolojisi", "biyomedikal cihaz teknolojileri", "elektrik elektronik teknolojisi" ve "denizcilik" olmak üzere 4 alanda mesleki ve teknik eğitim verecek okulda, derslere lise öğretmenlerinin yanı sıra İTÜ öğretim üyeleri de girecek. Ayrıca, öğrencilere ilk yıl İngilizce hazırlık eğitimi alma imkanı da sağlanacak.

MEB'in son LGS sonucuna göre başvuru formunda İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi için 3 sınıf ve 90 öğrenci kapasiteli kontenjan belirlenirken, bu tercihin son güne kadar değişebileceği öngörülüyor. Lise, 2019-2020 eğitim öğretim döneminde meslek sahibi olmak isteyen gençlere kapılarını açacak.

Öte yandan, MEB tarafından İTÜ rehberliğinde Artırılmış Sanal Gerçeklik Laboratuvarı'nın (AVR) kurulması da planlanan proje kapsamında, okullarda görev yapan öğretmenlerin ve yöneticilerin hizmet içi eğitimleri, İTÜ akademisyenlerinin koordinasyonunda yapılacak.

- "Okulda ileri teknolojiyi kullanacağız"

AA muhabirinin mesleki ve teknik eğitime ilişkin sorularını yanıtlayan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin ön protokolünü imzaladıklarını hatırlatarak, İTÜ'nün 250 senelik geçmişiyle İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni kendi yapısına dahil etmesinin büyük bir kabul göreceğini söyledi.

Prof. Dr. Karaca, İTÜ ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan ve 2019-2020'da eğitim-öğretime başlayacak İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne ilişkin hedeflerini anlatarak, meslek lisesi projesine dahil olurken Türkiye'de meslek liseleriyle ilgili algıyı değiştirmeyi amaçladıklarını dile getirdi.

Gelişmiş ülkelerde meslek liselerinin önemli olduğuna dikkati çeken Karaca, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gelişmiş ülkelere baktığımızda kalkınmalarının ana ekseninde, eğitimde özellikle meslek ve teknik liselerinin öneminin çok büyük olduğunu görüyoruz. Almanya, bunlardan biri olarak sayılabilir. Şimdilik kontenjan kapasiteleri düşük olsa da ilerlemek ve gelişmiş ülkeler arasında yer almak için meslek ve teknik liselerine büyük önem vermeliyiz. Biz de işe, bu konuda sorumluluk alarak başladık. Başlangıç olarak, birikimimizin olduğu alanlarda, müfredata daha çok katkı sunabileceğimiz bir noktadan başladık. Denizcilik, Bilişim-Bilgisayar ve Elektronik sahalarındaki üç alan, üniversitemizin kuruluşundan itibaren yoğun olarak odaklandığı disiplinler üzerine kurulmuştu. Burada, butik bir okul yaklaşımıyla liseye yenilikçi katkılar sunmak istedik. Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte lisenin kadrosuna ilişkin değerlendirmeler yapıyoruz."

Karaca, müfredatla ilgili çalışmalara İTÜ öğretim üyeleri ve bakanlığın direkt müdahil olduğu bilgisini paylaşarak, "İngilizce eğitiminin ana eksende olacağını söyledik ve 4 yıllık lise eğitimine bir yıl hazırlık sınıfı ekledik. Hazırlık sınıfında İngilizce eğitimin tamamını üniversitemiz üstlenecek. Sonra da 'Eğitmenlerin Eğitimi’ adlı bir programla birlikte bu görevi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlerine devredeceğiz. Okulda ileri teknolojiyi kullanacağız, öğrencilerimizi artırılmış gerçeklik alanında geliştirmek ana hedefimiz olacak. İngilizce eğitimini aşacağız ve bu Türkiye'de ilk kez denenecek bir uygulama olacak." dedi.

- "Eğitmenin Eğitiminde amacımız kütleyi büyütmek"

Teknik lisede artırılmış gerçeklikle eğitimler planlanacağını belirten Prof. Dr. Karaca, görme duyusunun öğrenmedeki önemine dikkati çekerek, "Biz burada artırılmış gerçeklikle görsel eğitime daha çok ağırlık veriyoruz. Ayrıca konuşma eğitimini de önemsiyoruz. Üniversitemizin hazırlık sınıflarında yaptığımız denemelerden sonra bu çalışmayı, sorumluluğunu üstlendiğimiz liseye aktarmayı istiyoruz." diye konuştu.

Prof. Dr. Karaca, şöyle devam etti:

"Teknik olarak artırılmış gerçeklikte AR denilen aletler kullanılacak. Bu teknik, belirli konularda eğitmene ihtiyaç olmadan öğrencilerimizin dil öğrenmesine yardımcı olacak. Eğitmenlerin Eğitilmesi isimli çalışmamız, bir çığ mantığında düşünülebilir. Bizim her şeyi üstlenmemiz mümkün değil çünkü üniversitenin misyonu daha farklıdır. 'Eğitmenin Eğitimi'nde amacımız kütleyi büyütmektir. Hedefimiz, öncelikle eğitmenleri eğitmek, ardından onların da diğer eğitmenleri eğittiği sistemimiz giderek yayılacak. Böylece diğer Mesleki Teknik Anadolu Lisesi hatta Anadolu Liseleri'ne varana kadar yaygın, nitelikli eğitmen ağı oluşturacağız."

Velilerdeki meslek liselerine karşı ön yargının kırılmasını istediklerini aktaran Prof. Dr. Karaca, "İTÜ gibi 250 yaşına ilerleyen bir üniversitenin isminin meslek lisesine vermesi, ailelerde ilk aşamada müthiş bir algı kırılması yaratacak çünkü 'İTÜ bu işe el atarsa, onu mutlaka farklı bir noktaya taşır' diye düşünecekler. Bu önemli bir girişimdir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Meslek, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde öğreniliyor"

Meslek lisesi mezunlarının istihdam kaynaklarının daha fazla olduğunu ve dünyanın değişerek, bilgi ekonomisine doğru evrildiğini bu nedenle meslek lisesi öğrencilerinin bilgi ekonomisine daha çok katkı sağlayacağını vurgulayan Karaca, şöyle devam etti:

"Bu dönemin dinamiklerini, ağır sanayinin ötesinde düşünmek gerekir. Bütün kötü algı, 'Çocuğum tornacı olacak' veya 'Makine teknisyeni olacak' şeklinde ama aslında her şey otonom araçlara doğru evriliyor. Gelişmiş ülkeler, bilgi ekonomisine doğru evriliyor. Yakın gelecekte, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, daha doğrusu teknisyenleri ülke ekonomisine daha ciddi katkılar sunacak. Üniversite olarak bizim bütün amacımız da bilgi ekonomisinde rol oynamaktır. Biz aslında, bu işi birlikte büyütmek için yola çıktık. Üniversitemizin bu sistemdeki en büyük kazancı, bu okullardan çıkan öğrencilerin yüzde 15'lik kısmının mühendis olmasıyla usta-çırak ilişkisi güçlenerek, çok daha iyi mühendisler yetişmesine imkan sağlayacak. Öğrenciler, alt yapıyı çok daha iyi bilecekler. Usta-çırak ilişkisi önemli çünkü müzikte de sanatta da durum aynıdır. Bu bir birikim meselesidir. Size birikimi ancak ustalar aktarabilir. İşte buradaki kilit nokta tam da budur. Üniversiteler size sadece formasyon verebilir ama mesleki ve teknik liseler aslında size meslek öğretir. Bunun da öğrencilerimize daha iyi bir hayat standardı kazandıracağını düşünüyoruz."

İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, mesleğin, üniversitelerde öğrenilmediğini belirterek, "Meslek, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde öğreniliyor. Aileler, çocuklarına eskilerin deyimiyle bir 'altın bilezik' kazandırmak istiyorlarsa, bu okullara şans vermesi lazım. Ne kadar çok sayıda nitelikli ve yetenekli insan melek lisesine girerse, kurumların algısı da değişecek ve nitelikli iş gücümüzün, gelişmiş ülke kategorisine geçmemize büyük katkıları olacak diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.