2025’in ikinci çeyreğinde dünya genelinde altına olan toplam talep 132 milyar dolara ulaşarak son 10 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Merkez bankalarının rezerv tercihlerinde altının, dövizi geride bırakması, küresel para sisteminde köklü bir değişimin habercisi oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinde de tarihte ilk kez altının payı, döviz oranını geride bıraktı. Uzmanlara göre bu gelişme, yalnızca teknik bir veri değil, yeni ekonomik paradigmanın göstergesi. BRICS ülkeleri ile gelişmekte olan pazarların altını yeniden rezervlerin merkezine yerleştirmesi, Çin, Hindistan, Türkiye ve Rusya’nın agresif alımlarıyla hız kazandı.

Jeopolitik risklerin altın talebini tetiklediğine dikkat çekiliyor. ABD’de yaklaşan seçimler öncesi siyasi belirsizlik, Rusya’nın Avrupa sınırına yakın askeri yığınağı ve AB’nin Ukrayna’ya sağladığı askeri destek piyasaları tedirgin ediyor. Orta Doğu’da İsrail’in saldırgan politikaları ve Türkiye’ye yönelik söylemleri, bölgesel güvenlik arayışını güçlendirirken, Fransa, İrlanda ve Norveç’in Filistin’i tanımasıyla artan diplomatik gerilim, yatırımcıları güvenli liman altına yöneltiyor.

Demaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, gelişmeleri “Altın sadece bir emtia değil, yeni finansal düzenin temelidir. Bugün 132 milyar dolarlık talep bunu kanıtlıyor. Fiziki altın, gelecekte sadece bireyler için değil devletler için de bir sigorta olacak” sözleriyle değerlendirdi.

Kitiş, yalnızca ETF ve sanal varlıkların değil, külçe, sikke ve gram altına yönelik bireysel alımların da ivme kazandığını vurguladı. Bu yönelimin geçici bir kriz refleksi olmadığını belirten Kitiş, “Altın, yeni ekonomik düzenin yapı taşıdır. Rezervlerdeki altın oranı, dolar karşısında üstünlük kazandı. Fiziki altın, dijital sistemler karşısında somut bir güvenlik alanı sunuyor” dedi.

Demaş A.Ş.’nin değerlendirmesinde, yaşananların yalnızca rezervlerdeki geçici bir değişim olmadığı, küresel nakdi sistemin köklü bir dönüşüm yaşadığı vurgulandı. Kitiş, “Bu sadece bir rezerv kayması değil, doların hegemonyasının sarsıldığı, stratejik bir uyanıştır. Altın, tarihte olduğu gibi bugün de güçlülerin değil, hazırlıklı olanların elinde yükseliyor” ifadelerini kullandı.