Alman Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararı

Alman Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararı

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Özhan:"Federal Meclisin istismara dayalı bu son derece keyfi, hukuksuz ve yakışıksız kararı, Türk-Alman ilişkileri üzerine gölge düşüren utanç verici bir karar olarak tarihte yerini alacak; Türk halkı, Almanya Federal Mecl

TBMM (AA) - TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Taha Özhan, Alman Federal Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararının istismara dayalı, keyfi, hukuksuz ve yakışıksız olduğunu belirterek, "Karar, Türk-Alman ilişkileri üzerine gölge düşüren utanç verici bir karar olarak tarihte yerini alacak; Türk halkı, Almanya Federal Meclisinin bu kararını unutmayacak ve affetmeyecektir." dedi.

Özhan, yaptığı yazılı açıklamada, Alman Federal Meclisinin kararının, tarihi gerçekleri tahrif eden, hukuk ve hakkaniyetle bağdaşmayan, sağduyudan yoksun olduğunu ve şiddetle kınadığını belirtti.

Almanya Federal Meclisinin gerçekleri göz ardı ederek, kendisini tarihçilerin ve uluslararası mahkemelerin yerine koyup tarih yazarak, "soykırım" gibi çok ciddi bir suç iddiasıyla hüküm vermeye kalkışmasının tutarlı ve kabul edilebilir bir yanı bulunmadığını ifade eden Taha Özhan, "Böylesi bir yaklaşım tarzını; evrensel demokratik değerlerin göz ardı edilmesi ve uluslararası hukukun çarpıtılarak, salt siyasi amaçlarla ve Türkiye karşıtlığı adına tarihin istismarı olarak değerlendiriyoruz. Bu sebeple, söz konusu yakışıksız kararın tarafımızca 'yok hükmünde' sayılacağını hatırlatırız." ifadesini kullandı.

Özhan, şunları kaydetti:

"Federal Meclisin bu keyfi, hukuksuz ve anlamsız tasarrufu, yalnızca tarihin nasıl siyasileştirildiğini ve istismar edildiğini değil; tarihte eşi benzeri görülmemiş bir suç olan Holokost'un ağırlığını bir öncül yaratarak azaltma gayretini de ortaya koymaktadır. Bu kararın, Almanya'nın 'özel tarihi sorumluluğunu' üstlenmesi ve 'geçmişin uçurumlarını aşarak barışma ve anlaşma yolları aramak konusunda Türkler ve Ermenileri destekleme' gibi gülünç gerekçelerle izah edilmesinin ise itibar edilir bir yanı bulunmamaktadır.

Alman Federal Meclisinin iddia ettiği 'hayal edilmesi imkansız derecede gaddar suçların' kimler tarafından nasıl işlendiği ise tüm insanlığın malumudur. İnsanlık tarihinin bilinen en feci ve sistematik soykırımına imza atmış, 'soykırım mühendisliğinin mucidi' konumunda olanların, tarih boyunca merhameti temsil eden bir millete ve yüz yıllardır barış ve kardeşliğin egemen olduğu bir coğrafyaya suçlarını sıçratmaları mümkün değildir."

Taha Özhan, soykırımın siyasi saiklerle istismar edilebilecek bir kavram olmadığı gibi, uluslararası hukukta da tanımı açık ve kesin olarak yapılmış bir suç olduğunu vurgulayarak, "Federal Meclis, 1915 olaylarına ilişkin olarak uluslararası hukuk ve Avrupa hukuk içtihadı hilafına 'tartışılmaz bir resmi görüş' üreterek bunu dayatmaya çalışmıştır. Federal Meclisin bu tutumu demokrasi, ifade özgürlüğü ve insan haklarıyla bağdaşmadığı gibi, böylesi bir tutumun adalete değil, tarihi ve hukuku istismar etmek isteyen bir anlayışa hizmet edeceği aşikardır. Böylesi bir istismar girişimi, Federal Meclisin temsil ettiği Alman halkı nazarında er ya da geç sorgulanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Karardaki "Türk kökenli vatandaşların uyumuna katkı teşkil edeceği" gerekçesi ile Almanya'daki 3 milyonluk Türk toplumunun öz benliğinin yaralanmaya çalışılmasının da izah edilebilir, kabul edilebilir bir tutum olmadığını belirten Özhan, bu haksız ve hukuksuz kararın Türkler ile Almanları ayrıştırıcı bir etki yaratmasının da kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

Özhan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Mezkur karar, halihazırda Suriye başta olmak üzere birçok dünya ülkesinde süren iç savaş, çatışma, katliam, hukuk ve insan hakları ihlallerine karşı yeterli duyarlılığı göstermeyen özel gündemli provokatörlerin, tarih istismarı üzerinden vicdan rahatlatmaya çalışması ve ucuz bir siyaset ve vicdan manipülatörlüğüdür. Son yıllarda Avrupa siyasetinde artış gösteren aşırı sağ, ırkçı ve İslamofobik eğilimlerin, Türkiye karşıtlığı üzerinden yine Türkiye'yi hedefe koyarak örtbas edilmeye çalışılması olarak algıladığımız ve mesnetsiz ithamlara dayalı bu kararın, tarafımızca Avrupa'daki siyasetsizliğin ve Almanya iç siyasetinin yeniden konsolidasyonu amacıyla tarihin istismarı olarak görüldüğünü de ifade etmek isteriz.

Federal Meclisin istismara dayalı bu son derece keyfi, hukuksuz ve yakışıksız kararı, Türk-Alman ilişkileri üzerine gölge düşüren utanç verici bir karar olarak tarihte yerini alacak; Türk halkı Almanya Federal Meclisinin bu kararını unutmayacak ve affetmeyecektir."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :