Gür, “Amacımız, kısa vadeli başarı değil. Değer yaratmak ve sürdürülebilir büyümeye katkı sağlamak için çalışıyoruz. İş ortaklarımız olarak gördüğümüz KOBİ’ler için, onlarla birlikte onlar için proje üretiyoruz. ‘Sizin için’ felsefemiz doğrultusunda KOBİ bankacılığındaki bilinen klasik iş yapma biçimini değiştiriyoruz. KOBİ Bankacılığına yeni bir boyut getiriyoruz” diye konuştu.

Akbank’ın KOBİ bankacılığına yönelik yeni yaklaşımlarını ve gelecek hedeflerini aktarmak üzere bir basın toplantısı düzenleyen Kaan Gür, sektörde toplam krediler içinde KOBİ kredilerinin payının ortalamanın yüzde 24-25 düzeyinde olduğunu ifade ederek, “Biz KOBİ kredilerinde kendi ortalamamızı daha yukarı çekme yaklaşımı içinde olacağız. Akbank'ın toplam kredileri içinde KOBİ kredilerinin payı yüzde 30'a doğru gelmiş durumda” dedi.

-“KREDİLERDE KOBİ PAYI YÜKSELMELİ”-

Konuşmasında KOBİ’lerin kredilerden aldığı payın mutlaka yükselmesi gerektiğini vurgulayan Gür, Akbank tarafından sağlanan KOBİ kredilerinin 2010 sonu itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 31,2’lik artışla 16,7 milyar TL’ye çıktığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

“KOBİ’lerin toplam kredilerimizden aldığı pay yıllar içinde artarak yaklaşık yüzde 30’a yükselmiş durumda. Bu pay, Türkiye ortalamasının üzerindedir. Akbank olarak günümüzün yoğun rekabet ortamında kısa vadeli başarıya odaklanan değil uzun vadeli strateji geliştiren firmaların başarılı olacağını düşünüyoruz. Akbank KOBİ Bankacılığı olarak da amacımızı bu çerçevede şekillendiriyoruz. Hedefimizi, müşterilerimiz için değer yaratmak, onların verimli ve sürdürülebilir büyümelerine katkı sağlamak olarak belirlemiş durumdayız.”

-“HALKA AÇILMAYI CESARETLENDİRECEĞİZ”-

KOBİ’lerin finansman kaynaklarına ulaşmasının Türkiye’de de tüm dünyada olduğu gibi güçlüğüne değinen Kaan Gür, bu konuda yeni finansman seçeneklerinin yaratılması yanı sıra halka açılmaların da teşvik edilmesini gerektiğine vurgu yaptı. Akbank'ın halka açılımı teşvik etmek ve cesaretlendirmek için KOBİ'lerle yakın bir iletişim ve bilgilendirme ilişkisi içinde olduğunu ve Türkiye’nin büyüme potansiyelinin geliştirilmesinde halka açıklığın artırılmasının önemli bir adım olacağını düşündüklerini söyleyen Gür, “Bu anlamda KOBİ’lere halka arz ile kaynak temini, sürdürülebilir büyüme, bilinirlik gibi birçok konuda rekabet avantajı sağlayan Gelişen İşletmeler Piyasası’nın rolü büyük olacak. Borsa’da işlem gören şirketlerin kendilerine ait mali ve diğer bilgileri düzenli olarak kamuya duyuruyor olmaları ve bağımsız denetime tabi olmaları, bu şirketlerle bankalar arasındaki kredi süreçlerini de hızlandıracak” dedi.

-“MUNZAM KARŞILIKLARA GETİRİ İÇİN YENİ BİR AÇILIM GEREKLİ”-

Toplantıda soruları da yanıtlayan Gür, bu yıl bankalarınkredi büyümelerinin yüzde 25'ler civarında olmasının öngörüldüğünü, ancak KOBİ kredilerinin bu rakamın biraz daha üzerinde büyüyebileceğini söyledi. Kredi büyümesini sınırlamaya yönelik olarak alınan önlemlerin KOBİ kredilerine ne ölçüde yansıyacağı konusunda ise Gür, "Maliyetler tarafında kademeli de olsa ufak tefek artışlar göreceğiz. Ancak bu KOBİ'lerin günlük hayatını çok fazla değiştirecek bir artış olmayacak" yorumunda bulundu.

Munzam karşılıklardaki artışla ilgili olarak da, bankacılık sektörünün 75 milyar TL düzeyine ulaşan karşılık tutarını herhangi bir getiri sağlamaksızınMerkezBankası nezdinde tuttuğuna dikkat çeken Gür, bunun bankacılık sektörün karlığını etkileyeceğini, maliyetlerdeki artışın ise gecikmeli gerçekleştiğini belirtti. Gür, munzam karşılıklara getiri sağlanması konusunda bir açılım gerekliliğine de vurgu yaptı.