Adnan Oktar organize suç örgütü davası

Adnan Oktar organize suç örgütü davası

Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik aralarında örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılandığı davada, sanıklar savunma yapıyor- Tutuklu sanık Deniz Tanık:- "(Görüşme yaptığı kişilerin rızaları dışında seslerini k

İSTANBUL (AA) - Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik aralarında örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılandığı davada savunma yapan tutuklu sanık Deniz Tanık, görüşme yaptığı kişilerin rızaları dışında seslerini kaydettiği iddialarına ilişkin, "Ben biraz unutkan bir insanım. Başörtüm nedeniyle duyma zorluğu çekiyorum. Biliyorsunuz başörtüsü iki kat oluyor. Kalabalık ortamlarda zorda kalıyordum. Bu nedenle ses kaydı yaptım. Bu benim hatam, herkesten özür diliyorum. Birilerine iletmek için yapmadım." dedi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salondaki duruşmada, "örgütten ayrılan kişilere karşı sosyal medyada montaj, şantaj, karalama ve iftira çalışmalarında yer aldığı, 'İbrahim Korkut' kod adını kullandığı, Adnan Oktar'ın adıyla yazılan kitapların basımında görev aldığı ve kapak düzenlemesini yaptığı, örgütün internet ağları ve bağlantı sistemleriyle ilgilendiği, kurgu davalarında yalan tanıklığa azmettirdiği, karargahında nöbet tuttuğu, 'turnike' denilen örgüt içerisinde ceza ve ödüllendirme olarak da kullanılan sistemin elemanı olduğu, cinsel istismar ile cinsel saldırı suçlarını işlediği" iddia edilen tutuklu sanık Korkut Yasa savunma yaptı.

Sanık Yasa, duruşma salonunda örgüt elebaşı Adnan Oktar ile tanışıklığı en eski olan kişinin kendisi olduğunu, kolejde okurken Oktar'ı tebliğ çalışmaları vasıtasıyla tanıdığını, sonrasında namaza başlayıp kendisinin de tebliğ yaptığını söyledi.

"Erenköy'de pahalı teknolojik ekipmanların bulunduğu 'tedbir evi' olduğu iddia edilen ikamette ses ve görüntü montajı yaptığı, manken Ebru Şimşek'e yönelik karalama operasyonun da bu evde gerçekleştirildiğine" yönelik iddialara karşı savunma yapan Yasa, "Burada birkaç ses ve görüntü dökümü yaptım, onun dışında bir çalışmam olmadı. Bunlar kitap faaliyetleriyle ilgilidir. Kimseyi karalamaya yönelik bir faaliyetimiz olmadı. Gençliğimi bu arkadaş grubuna verdim, Allah izin verirse vermeye devam edeceğim. Kimseye kötülük yapmadık, yapmayacağız da." dedi.

Sanık Yasa, Kandili'deki "Dragos" olarak tabir edilen villanın yıkıldığını gazetelerde görünce çok üzüldüğünü ifade ederek, "Orası bizim yaşam alanımızdı. Oranın yıkılmış fotoğrafını gördüğümde içim acıdı, çok anımız vardı orada." İfadesini kullandı.

Adnan Oktar'ın dışında evrim ve materyalizme karşı ve İslam'a ilişkin daha iyi bilgi veren biriyle tanışsaydı o kişinin yanında olacağını anlatan Yasa, "Bazı itirafçılar, 'Örgütte Adnan Oktar'a isyan Allah'a isyan olarak algılanır.' demiş. Haşa öyle bir şey yok. Bir kula karşı isyan nasıl Allah'a isyan olur? Burada bırakın Adnan Bey'i, Hazreti İsa olsa her ne kadar Allah'ın resulü olsa da böyle bir şey kabul edilemez." diye konuştu.

Sanık Korkut Yasa, örgüt olmadıklarını savunarak, hakkındaki cinsel suçlamaları reddetti.

Savunmanın ardından geçilen çapraz sorgu sırasında bir müşteki avukatı söz alarak, duruşma salonunda ses kaydı dinletti. Adnan Oktar'a ait olduğu iddia edilen kayıtta, Oktar'ın "Bizi dinliyorlar." dediğini kaydeden müşteki avukatı, sanığa "Siz de dinlendiğini düşünüyor musunuz?" diye sordu.

Sanık Yasa, ses kaydından bilgisi olmadığını savunurken, sanık Adnan Oktar söz istedi. Oktar, kayıttaki sesin kendisine ait olmadığını belirterek, delilleriyle mahkemeye sunacağını söyledi.

- "Suç örgütü değil, arkadaş grubuyuz" savunması

Sanık Deniz Tanık da savunmasında, Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü mezunu olduğunu, tiroid kanseri atlattığını ve bu nedenle geçimini ailesinin yardımıyla sağladığını anlattı.

Adnan Oktar ile doktor C.T. vasıtasıyla tanıştığını öne süren Tanık, suç örgütü değil, arkadaş grubu olduklarını savundu. Diğer sanıklar da savunmalarında, bu yönde beyanda bulunmuştu.

Tanık, Adnan Oktar suç örgütüne operasyon yapılacağını önceden haber almaları üzerine dijital veri temizliği yaptığı iddialarına ilişkin "Ben normal, kendi halinde 10 parmak yazabilen biriyim. Bir kere bizim gizleyecek saklayacak bir şeyimiz yok. Neyi sileceğiz? Bunu söyleyen kişi itirafçıdır. İfadesi yönlendirilmiştir." dedi.

Tanık, "örgütten ayrılmaya çalışan kişileri engellemeye çalıştığı, kadın örgüt üyelerinin bir yere gidecekleri zaman kendisine sorduğu, bu talebe Adnan Oktar'ın onayına sunduktan sonra izin verdiği" iddialarına ilişkin olarak şunları söyledi:

"Bizde isteyen istediğini yapar. Mesela aleyhime ifade verenlerden birinin ağabeyi de geldi grubumuza, birkaç kez görüştü sonra gitti. Ayrılmak isteyenleri kesinlikle engellemeye çalışmadım. Bunu söyleyen başkaları da var. Ben Süpermen miyim her gitmek isteyenin yanında olayım? Gitmek isteyeni durdurmam, beni istemeyeni ben de istemem açıkçası. Dostlukta zorlama olmaz. Benimle ilgili imam bacı (İddianameye göre, sadece bayanlardan oluşan örgütün mahrem bilgilerini bilen en yüksek hiyerarşik grup) ithamı da var. Bizim aramızda hiyerarşi yok. Suç örgütlerindeki en önemli konu korkutuculuk. Bizde öyle bir şey yok, kardeşlik ve dostluk var."

Her konuda Adan Oktar'a danışıldığı ve onun yönlendirmeleriyle hareket edildiği gibi bir algı yaratıldığını beyan eden Tanık, "Benim başım kapalı, Adnan Bey yaptırıyor diyorlar. Biri yurt dışına gidiyor, Adnan Bey yaptırıyor diyorlar. Sağa dönsek kabahat, sola dönsek kabahat. 14 senedir kapalıyım. Gerçekten Adnan Bey'in böyle bir vakti yok. Kendisini tanısanız anlarsınız. Adnan Bey'in kitaplarıyla ilgilendiğim doğru ama Adnan Bey kitaplarını kendisi yazar. Keşke böyle bir bilgim olsa. Ben Adnan Bey'e yardım edenlerden biriyim. Editörlüğünü yaparım. Kendisi bize konuyu hızlı hızlı anlatır, biz onun için araştırma yaparız. Kendisi çok güzel değerlendirmeler yapar. Adnan Bey çok kültürlü bir insan, bütün konulara hakimiyeti vardır, A9 televizyonunda 7-8 saat yayın yapardı." ifadelerini kullandı.

Tanık, üst düzey bürokratik kişilerle irtibatı olduğunu kabul ederek, "Ankara'ya sık sık giderim, orada arkadaşlarımla da görüşürüm. AK Parti'li, CHP'li tanıdığım milletvekilleri var. Benim birçok gazetede makalelerim yayınlanmıştır. Sosyal medyayı aktif kullanırım. Bu sayede geniş bir çevrem oldu. Üst düzey bürokratlardan tanıdıklarım var. Nüfuzlu kişilerle görüştüğüm doğru ama bunlar örgütsel propaganda amaçlı değildir. Bu görüşmelerinin sonucunu Adnan Oktar'a değil, arkadaşlarıma anlatırdım. Adnan Bey'in bunları dinleyecek vakti yoktur." şeklinde savunma yaptı.

"Lobi faaliyetleri kapsamında, görüşmeye gittiği mekanlardaki bir kısım müşteki olan şahısların ortamdaki konuşmalarını cep telefonu ile bu kişilerin rızası dışında gizlice kayıt altına aldığı" iddiaları sorulan sanık Tanık, "Ben biraz unutkan bir insanım. Başörtüm nedeniyle duyma zorluğu çekiyorum. Biliyorsunuz başörtüsü iki kat oluyor. Kalabalık ortamlarda zorda kalıyordum. Bu nedenle ses kaydı yaptım. Bu benim hatam, herkesten özür diliyorum. Konuşmalar sırasında not tutuyorum ama duyamadığım yerler olursa eksik olmasın diye ses kaydı aldım. Birilerine iletmek için bu kayıtları yapmadım." dedi.

Sanık Deniz Tanık, lobicilik yapmadığını, örgütsel konferanslar vermediğini, bu konferansların içeriğinin İslam, güzellik ve doğruluk olduğunu, Oktar'ı 32 yıldır tanıdığını, 32 yılı daha olsa onun yanında olmak istediğini aktardı.

Bir müşteki avukatı, bir kadının A9 yayınlarının bazılarına başı kapalı, bazılarına ise dekolteli olarak çıktığını belirtip buna dair bir fotoğraf karesi göstererek sanığa, "Bu şekilde yayınlara çıkmak normal mi?" diye sordu. Sanık, "Bu takiye değil, kişisel tercihtir." dedi.

Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :