Adalet Bakanı Bozdağ: (2)

Adalet Bakanı Bozdağ: (2)

"Çok net söylüyorum. Eğer ABD ve Avrupa ülkeleri ve başka ülkeler bu örgüte karşı bugün dost Türkiye'nin haklı uyarılarını dikkate almazlarsa, 20 sene sonra göreceksiniz, Türkiye'nin bugün yaptıklarından daha ağırını yapmak zorunda kalacaklar ve 'Türkleri

ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Çok net söylüyorum eğer ABD ve Avrupa ülkeleri ve başka ülkeler bu örgüte karşı bugün dost Türkiye'nin haklı uyarılarını dikkate almazlarsa 20 sene sonra göreceksiniz, Türkiye'nin bugün yaptıklarından daha ağırını yapmak zorunda kalacaklar ve 'Türkleri niye dinlemedik' diye hayıflanacaklardır." dedi.

Bakan Bozdağ, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün davetlisi olarak 15 Temmuz anma etkinlikleri kapsamında, yerli ve yabancı basın mensuplarıyla genel müdürlükte bir araya geldi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsünün ardından Avrupa'daki bazı insan hakları savunucuları, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi kurumları, Birleşmiş Milletler ve bazı ülke yöneticilerinin hep bir ağızdan, "Hukuk devleti kurallarına riayet edilmesini istiyoruz." açıklaması yaptığını anımsatan Bakan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Zaten Türkiye'de hukuk devleti var, hukuk devletinin kuralları uygulanıyor. Farklı bir usul uygulanmıyor. Şu anda bizim usul kurallarımız neyse yargılamada aynı usul kurallarını uyguluyoruz. Darbecilere ayrı, diğer vatandaşlara ayrı kural uygulanmıyor."

Yargılamaların şeffaf yapıldığını ve dosyaların herkese açık olduğunu belirten Bozdağ, darbecilerin yargılama süreçlerinin her aşamasının olası iftira ve iddialara karşı sesli ve görüntülü olarak kayda alındığını ifade etti.

Türkiye'deki tüm yargılamaların hukuk devletinin gereklerine uygun yürütüldüğünü vurgulayan Bakan Bozdağ, alınan kararların iç hukukta olduğu gibi AİHM'in de denetimine açık olduğunu bildirdi.

FETÖ'nün yargılamalar sırasında darbecilere ve örgüt üyelerine birtakım talimatlar verdiğini anlatan Bozdağ, "Terör örgütü talimatlarının birincisi 'Her şeyi reddedeceksiniz'. Her şeyi reddediyor." dedi.

Darbe girişimine katılarak Meclis'i bombalayan pilotun kule konuşmalarına ve parmak izlerine, resmi kayıtlara rağmen bunu reddettiğini belirten Bakan Bozdağ, "Tankı kullanıyor, tank insanları çiğnemiş orada insanlar ölmüş, tankın içinden çıkarılmış, suçüstü yakalanmış... Adam onu inkar ediyor." diye konuştu.

Bozdağ, 15 Temmuz gecesi darbe girişimine engel olmaya çalışan bir vatandaşı Genelkurmay Karargahı'nda şehit eden darbecinin de görüntülere rağmen bunu inkar ettiğine işaret ederek, "Her şeyi reddediyorlar. Niye? ABD'de, Avrupa'da bunlara inanmaya gözü, kulağı kapalı hazır çevreler var. Reddettiğinde hemen götürüyorlar, inanıyorlar. Ya bir dosyaya bakın... Ne var bu adamla ilgili, suçüstü..." ifadesini kullandı.

FETÖ'nün yargılamalar sırasında darbecilerden, örgüt üyelerinden bilgi ve belgelere karşı kendilerine göre cevaplar vermelerini, "işkence ve kötü muamele" iddialarını kayda geçirtmelerini istediğini kaydeden Bozdağ şunları söyledi:

"Bilaistisna hepsi şimdi bunu tutanaklara geçiriyorlar. 'Savcılıkta, sulh ceza hakimliği ve kollukta verdiği ifadeleri reddetsin' diyorlar. Şimdi oradaki ifadelerin hepsini reddediyorlar. Niçin? AİHM ve uluslararası çevrelere dosya hazırlıyorlar ve onlara şey oluşturmak için. Bu darbe 80 milyonun şahitliği altında yapılmaya kalkışılan ve 80 milyonun yakalanmasıyla suçüstü yakalanan bir darbedir."

- "Kirli bir algı operasyonuyla karşı karşıyayız"

"Darbe teşebbüsünün başarısız olmasının hemen akabinde örgüt lideri, uluslararası alanda bunun 'kontrollü bir darbe olduğu' iftirasını yaymaya başladı." diyen Bozdağ, terör örgütünün bu iftirayı yaymak için çok ciddi paralar harcadığını bildirdi.

Bu kapsamda FETÖ'nün düşünce kuruluşlarına raporlar hazırlattığını, gazete ve televizyonlara haberler hazırlattığını, senatörlere, vekillere ve uluslararası örgütlerin temsilcilerine para aktardıklarını ifade eden Bozdağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Yazacaklarını da ellerine veriyorlar. Sonra da bu çıkan yazıları, haberleri, raporları gazetelere, televizyonlara, meclislere, yöneticilere, uluslararası örgütlere, düşünce kuruluşlarına, üniversitelere, kanaat oluşturan yerlere gönderiyorlar, 'Bakın siz Türklere, Türkiye devletine inanmayın' diye. Yani Türkiye olarak planlı, programlı kirli bir algı operasyonuyla karşı karşıyayız."

Bakan Bozdağ, yalanların iftiraların daha fazla kabul gördüğünü belirterek, "Ben Meclis'te bomba yemiş birisiyim. Başıma bomba atıldı konuşurken. Ben bunu anlatamıyorum ama bombayı atan alçaklar 'Bu bombayı biz atmadık' diye anlatabiliyor ve inandırabiliyor." dedi.

Herkese Türkiye'ye karşı adil ve objektif olunması çağrısında bulunan Bozdağ, şu görüşlerini aktardı:

"Biz, 'Bizden yana taraf olun' demiyoruz, Türkiye'ye karşı adil, objektif, Türkiye'de olup bitenlere karşı işin gerçeği neyse onun üzerine konuşalım. Algı operasyonları üzerinden konuşursak gerçeklerin yerine iftiraları ikame etmemiz gerekiyor. Şu anda FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütleri, bazı ülkelerin istihbarat örgütleri ve Türkiye düşmanı bazı çevreler elbirliğiyle Türkiye'nin gerçekleri yerine uydurdukları iftiraları yayıyorlar ve biz bu iftiralarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. İftiraların gerçek kabul edildiği yerde bizim işimiz oldukça zorlaşıyor. Şu anda Türkiye bu zorlukları yaşıyor. Onun için de biz herkese 'Bize karşı objektif, adil olun. Ne yazarsanız yazın, başımızın üzerinde yeri vardır, biz onun gereğini yaparız' diyoruz. Ama FETÖ'nün veya terör örgütü PKK'nın görüşünü Avrupa Parlamentosundan tavsiye kararına dönüştürürseniz bizim yanımızda onun zerre kıymeti olmaz."

Raportörlerin tavrına dikkati çeken Bozdağ, "Türkiye'ye atanan raportörler Türkiye düşmanlığında PKK terör örgütünden daha ileri gidiyorlar. Bana karşı objektif değiller. Hazırladıkları raporlarla Avrupa Parlamentosunu, Avrupa Konseyini, Venedik Komisyonunu aldatıyorlar. Çok net söylüyorum, aldatıyorlar, gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi yazıyorlar." ifadesini kullandı.

- "Çok net söylüyorum ..."

Darbecilerin iadesi konusunda da Türkiye'nin sıkıntı yaşadığını aktaran Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:

"Almanya'da darbeye kim karışmışsa el üzerinde tutuluyor mülteci hakkı veriliyor. ABD'de darbenin planlayıcısı, bir numaralı faili ve yöneticisi Pensilvanya'da oturuyor, Türkiye'nin bütün taleplerine yönelik Amerikan yönetimi bugüne kadar dinledi. 'Bakıyoruz, ediyoruz' ama bugüne kadar tek bir adım atmamıştır. Yunanistan, önce oraya kaçıyor sonra başka yere kaçıyor, hiçbirini iade etmemiştir. Başka ülkeler de aynı yolu tercih etmiştir. Bazı ülkeler sağ olsunlar darbecileri Türkiye'ye iade etmek konusunda gereğini yaptılar ama diğerleri iade etmediler. Çok net ifade etmek isterim ki ABD ve Avrupa halkları için Usame Bin Ladin ne anlam ifade ediyorsa, Türkiye ve Türk halkı için de Fetullah Gülen aynı anlamı ifade etmektedir. Bunun himayesi, Usame Bin Ladin'in himayesi Avrupa ve ABD halkları nezdinde nasıl insanları rahatsız ediyorsa terörist başı Gülen ve onun arkadaşlarının himayesi de Türkiye ve Türk halkı nezdinde aynı rahatsızlığı yaratmaktadır."

FETÖ elebaşı Gülen'in terör örgütünü, herhangi bir kısıtlama olmaksızın Pensilvanya'dan yönetmeye devam ettiğini vurgulayan Bozdağ, "Bu tabii Türkiye'deki Amerikan karşıtlığını da artırıyor, Türkiye-ABD ilişkilerini de olumsuz etkiliyor. Onun için herkesi bir empati yapmaya davet ediyorum." dedi.

Bozdağ, FETÖ'nün Türkiye'nin yanı sıra faaliyette bulunduğu diğer ülkeler için de ulusal güvenlik tehdidi olduğunu belirterek, "Çok net söylüyorum eğer ABD ve Avrupa ülkeleri ve başka ülkeler bu örgüte karşı bugün dost Türkiye'nin haklı uyarılarını dikkate almazlarsa 20 sene sonra göreceksiniz, Türkiye'nin bugün yaptıklarından daha ağırını yapmak zorunda kalacaklar ve 'Türkleri niye dinlemedik' diye hayıflanacaklardır." değerlendirmesinde bulundu.

- Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Akarca

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca ise FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Türk medyasının önemli bir sınav verdiğini belirtti.

Darbe girişiminin engellenmesi sürecinde yaşananlardan örnekler veren Akarca, "Bizleri temsil eden TBMM'nin gösterdiği büyük kahramanlık, Sayın Bakanımızın kürsüdeki o konuşması tarihimize altın harflerle yazılmış bulunuyor. Çok ilerideki nesiller bile bunları okuyacaklar ve yüce Türk milletinin neler yaptığını çok iyi fark edecekler." diye konuştu.

İstiklal Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sırasında ödenen bedelleri anımsatan Akarca, şöyle konuştu:

"Fakat demokrasi kurulduktan sonra bir türlü demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla yürürlüğe giremedi, işlerliğe kavuşamadı, vesayet rejimi halinde süregeldi. Her on yılda bir darbelerle karşılaştık, askeri rejimlerle yönetildik, insan hakları askıya alındı bir türlü demokrasinin o lezzetini tadamadık. Bundan dolayı da gerek batıda gerek bizde 'Biz demokrasinin bedelini ödemedik' şeklinde bir takım sözler dolaşmaya başladı. 1960 darbesi, 1971 muhtırasında, 1980 darbesinde daha sonraki muhtıralarda, 28 Şubat sürecinde Türk halkı elbette bedeller ödedi ama bunlardan en büyüğünü ve son olanını 15 Temmuz'da ödedi. Biz artık demokrasinin bedelini ödediğimizi düşünüyoruz. Biz demokrasinin bedelini geçen 15 Temmuz'da ödedik ve demokrasiyi artık hak ettik. Artık tüm kurum ve kurallarıyla ileri demokrasinin Türkiye'de geçerli olduğunu görmek hepimiz için çok sevinç verici."

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :