ABD'nin sözde barış planı Filistin uzlaşısı için "fırsat" olabilir

ABD'nin sözde barış planı Filistin uzlaşısı için "fırsat" olabilir

Siyasi uzmanlar, Filistinli gruplar arasında yıllardır süren siyasi bölünmüşlüğün sona ermesinde ABD'nin sözde barış planına karşı birleşilmesinin ilk adım olabileceğini düşünüyor- Siyasi analist ve yazar Said el-Hac:- "Yapılması gereken Filistinlileri tü

GAZZE (AA) - REMZİ MAHMUD - Filistinli siyasi grupların tamamı, ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde barış planını reddetme noktasında aynı duruşu sergiledi. Siyasi uzmanlara göre, Filistinliler kendileri aleyhindeki bu planı ulusal uzlaşıyı sağlama yolunda fırsata çevirebilir.

Filistin'de 2006'da yapılan seçimleri Hamas'ın kazanması ve ardından Gazze'de yönetimi ele almasından bu yana Filistinli gruplar ve Gazze Şeridi ile Batı Şeria arasında siyasi bölünmüşlük hüküm sürüyor.

Filistinli siyasi gözlemciler ve analistler, yıllardır devam eden bu bölünmüşlüğün sona ermesinde Trump'ın sözde barış planına karşı birleşilmesinin ilk adım olabileceğini düşünüyor.

- Ulusal uzlaşı için "altın fırsat"

Siyasi analist ve yazar Said el-Hac, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin sözde barış planının tüm Filistinlileri hedef alması ve Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlamasından dolayı Filistinli tarafların kendi aralarında ulusal uzlaşıyı sağlamaları için "altın fırsat" olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Sözde barış planının Filistin'e yönelik büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten Hac, buna karşı koymada en önemli yollardan biri olan ulusal uzlaşının zorunlu hale geldiğini vurguladı.

Hac, Hamas ve Fetih'in sözde barış planına verdikleri tepkilerin de iç uzlaşı konusunda olumlu bir ruh taşıdıkları sinyali verdiğini ifade etti.

"Yapılması gereken Filistinlileri tüm kesimleriyle ulusal bir program çatısı altında toplayan uzlaşının gerçekleştirilmesidir." diyen Hac, geçmişte yaşanan siyasi süreçlere ilişkin de öz eleştiri yapılmasının zorunlu olduğunu söyledi.

Bu çerçevede Filistin yönetimi ve özellikle Fetih Hareketi'ne görüşme süreçlerini gözden geçirme çağrısında bulunan Hac, Oslo Anlaşması'nın son bulduğunun ilan edilmesi ve başta güvenlik koordinesi olmak üzere İsrail'e Filistin'in yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğinin bildirilmesi gerektiğini aktardı.

Hac, Filistin davasını savunmak için İslam dünyası ve Arap ülkelerinin yanı sıra uluslararası destek sağlanması ve bu taraflarla iletişimin yürütülmesinin de önemine işaret etti.

- Sorunun temeli Oslo

Siyaset Bilimi Profesörü Abdussettar Kasım da Filistin davasının bu duruma gelmesinden İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasında 13 Eylül 1993'te imzalanan Oslo Anlaşması'nı sorumlu tuttu.

Kasım, Oslo Anlaşması'nın Filistinliler arasındaki iç anlaşmazlıkların temelini oluşturduğunu, çeyrek asırdan uzun süredir tüm ulusal sorunlara sebebiyet vererek müzakerelerin çıkmaza girmesine yol açtığını söyledi. Kasım, "Filistin yönetimi Oslo Anlaşması'ndan vazgeçerse uzlaşma gerçekleşir. Yapmazsa o zaman işler yerinde sayar." dedi.

Bu kez bölünmüşlüğü sona erdirmeye yönelik niyet ve çabalardan ümitli olduğunu belirten Kasım, bununla birlikte daha önce başarısızlıkla sonuçlanan girişimler göz önüne alınarak aşırı iyimser olunmaması uyarısı yaptı.

- Öncelik uzlaşıda

Siyasi analist ve yazar Hasan Abduh da şu anki önceliğin Trump'ın planını engellemek için bir strateji oluşturma yönünde ulusal fikir birliği sağlamak olduğunu dile getirdi.

Filistinlilerin sözde barış planına karşı tek tutum sergilemesinden dolayı yeni bir ortam oluştuğunu kaydeden Abduh, bu ortamın iç uzlaşıyı sağlamada kullanılması çağrısında bulundu.

Filistin yönetiminin ABD'nin planını reddeden tutumunun cesaret verici olduğunu belirten Abduh, "Sözde barış planının başarısızlığı için bütün Filistinli vatanperverler, halk faaliyetlerine katılmalıdır." ifadesini kullandı.



Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :