65. Hükümet Programı görüşülüyor

65. Hükümet Programı görüşülüyor

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş:- "Yapılan tartışma bir rejim tartışması değildir. Yapılan tartışma bir sistem tartışmasıdır. Hiçbir şekilde yeni bir rejim arayışı yoktur"- "Millet cumhurbaşkanını seçtiği sürece, milletin çarşısından pazarından gelmeyen, mi

TBMM (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Yapılan tartışma bir rejim tartışması değildir. Yapılan tartışma bir sistem tartışmasıdır. Hiçbir şekilde yeni bir rejim arayışı yoktur." dedi.

TBMM Genel Kurulunda 65. Hükümet Programı'nın görüşmeleri yapılıyor.

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş'un yaptığı konuşmayı eleştirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Diyarbakır'a yapacağı ziyaretini anımsatarak, "şehirdeki okullarda görevli tüm memurların, öğrencilerin programa katılmasını zorunlu kılan" ve valiliğe ait olduğunu iddia ettiği yazılı belgeyi gösterdi.

Mehmet Muş da teröre kim destek veriyorsa onları eleştirdiğini belirterek, "Size ne oluyor? Sizin canınız mı yanıyor? Terör örgütünün caniliklerini anlatıyorum, ses sizden geliyor. Dürümlü'deki katliamı anlatıyorum, ses sizden geliyor. Terör örgütünün sözcülüğünü yapanlardan bahsediyorum, siz sataşmaktan söz istiyorsunuz. Size ne terör örgütünden?" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un, konuşmasında, değişimden söz ederken "Rejim demiyorum, sistemi değiştireceğiz" dediğini anımsatarak, "Rejim değişikliği ayrı bir iştir. Kanla kurulan rejim, kanla değişir. Ne söylediğimi bilerek söylüyorum. Sayın Başbakan Yardımcısı imtina etti, 'Rejim demiyorum, sistem diyorum' dedi. O da benim gibi düşünüyor. Biz 'Kan akar' derken, kan akıtmaya meraklı olduğumuzdan değil. Bundan önceki hükümet memleketi kan gölüne çevirdi zaten. Sayın Kurtulmuş'a tekrar teşekkür ediyorum, rejim ile sistem arasındaki farkı ortaya koydu." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'de, cumhuriyetin ve Müslümanlığın kimsenin tekelinde olmadığını, Türkiye'de kimsenin cumhuriyetle ilgili bir endişesi olmadığını belirterek, "Cumhuriyet taçlandırmamız gereken şey, bizi farklı kılan şey, her şeye rağmen sandığın ortada olmasıdır. Sandıktan çıkan iradeyi hazmedemeyenler, bugün yıl dönümü, 27 Mayıs'ta kan akıttılar. Cumhuriyete herkes saygılı, bunda problem yok, ama herkes demokrasiye de saygılı olsun." dedi.

Milletin başkanlık, yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanlığı ya da mevcut sistemden yana tavır göstermesi halinde milletin dediğinin olacağını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"(Bu memlekette anayasal değişime CHP, halk fırsat vermeyecektir) demek ne demektir? Hangi demokraside var bu? Böyle bir gücünüz, hakkınız var mı? Başkanlık sistemi ya da partili cumhurbaşkanlığı Meclise geldi. Gruplar geçen haftaki dokunulmazlık görüşmesi gibi serbest bırakıldı, herkes istediği gibi oyunu verdi. 367'yi bulduk, ne yapacaksınız, 330'u bulduk ne yapacaksınız? Demokraside yol bellidir. Milletvekilleri karar verir olur, bambaşka bir karar verir ona da saygı gösteririz.

Yapılan tartışma bir rejim tartışması değildir. Yapılan tartışma bir sistem tartışmasıdır. Hiçbir şekilde yeni bir rejim arayışı yoktur. Eğer ki 'Sayın Genel Başkanları ve kendileri kandan bunu kastetmedik, yanlış anlaşıldık' diyorsanız, bu özrünüz de kabuldür. Sistem ile düzen üzerine Türkiye siyasetinde nice tartışmalar yapılmıştır. Rahmetli Ecevit 'Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen' sözünü söyledi diye rejim mi değişti? Rahmetli Erbakan, 'adil düzen' sözlerini köy köy anlattı diye rejim mi değişti? Millet kime oy verdiyse sandıktan çıktı, gücü miktarıyla iktidar oldu, koalisyon ortağı oldu, yönetti ve geçti."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Türkiye'de önemli bir demokratik değişim olduğunu belirterek, "Bu adımla millet Ali Fuat Başgil geleneğini Türk siyasetinden silmiş oldu. Türkiye'de halk oyuyla cumhurbaşkanı seçildiği müddetçe, kimsenin kapalı kapılar ardında, birtakım gayrimilli güçlerini kullanarak, millet iradesinden gelmeyen güçlerini kullanarak birilerinin cumhurbaşkanı olmasını önlemek ya da birilerini cumhurbaşkanı atamak yetkisi yoktur. Millet cumhurbaşkanını seçtiği sürece, milletin çarşısından pazarından gelmeyen, milletin şarkısını, türküsünü söylemeyen, milletin tarihini, kültürünü bilmeyen, milletin derdiyle dertlenmeyen kimse bu memlekette cumhurbaşkanı olamayacaktır." diye konuştu.

CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da parlamento hukukunda her şeyin usulünce yapıldığına işaret ederek, milletin kararına kimsenin bir şey diyemeyeceğini söyledi. Tezcan, "Buradaki tartışma başkanlık mı parlamenter sistem mi tartışması değildir. Demokrasi mi diktatörlük mü tartışmasıdır. Sayın Genel Başkan'ın TOBB'daki konuşmasının evveliyatı vardır. Yarısını alıp, el çabukluğuyla bir şey çıkartmayın." dedi.

- "Kul hata etse ne olacak?"

Oturumu yöneten TBMM Başkanı İsmail Kahraman ise divan şairi Ahmet Paşa'nın bir gazelinin her dördüncü mısrasının "Kul hata etse ne olacak?" diye bittiğini anımsatarak, "Bazen yanlış laflar oluyor ki benim lafım yanlış değil ha... Benimki bir hukuki taleptir, ondan vazgeçmem. Olabilir yanlış laflar. Ne olur 'pardon' desek. Kul hata etse ne olacak?" sözleri Genel Kurulda gülüşmelere neden oldu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler