4. Su Kayıp ve Kaçakları Türkiye Forumu

4. Su Kayıp ve Kaçakları Türkiye Forumu

Su Yönetimi Genel Müdürü Selek:- "Mevcut durumda ülkemiz su stresi yaşayan bir ülke durumundadır ve ileride su kıtlığına doğru gidiyoruz. Bu sebeple ülkemizdeki su kaynaklarını çok akılcı yönetmeliyiz. Her damlasını çok dikkatli ve verimli kullanmalıyız"-

İSTANBUL (AA) - Su Yönetimi Genel Müdürü Bülent Selek, mevcut durumda Türkiye'nin su stresi yaşayan bir ülke olduğunu belirterek, "İleride su kıtlığına doğru gidiyoruz. Bu sebeple ülkemizdeki su kaynaklarını çok akılcı yönetmeliyiz. Her damlasını çok dikkatli ve verimli kullanmalıyız." dedi.

Selek, Orman ve Su İşleri Bakanlığı himayelerinde, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü destekleriyle Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Derneği (AKATED) tarafından İstanbul Fuar Merkezi'nde düzenlenen 4. Su Kayıp ve Kaçakları Forumu'nun açılışında konuştu. Selek, genel müdürlüğün vizyonunun, Türkiye'deki tüm su kaynaklarını hem kalite hem de miktar açısından havza esaslı yönetmek ve bununla ilgili alt yapıları oluşturmak olduğunu söyledi.

Bu alt yapıyı oluşturmak amacıyla havza bazında birçok çalışma yürüttüklerini belirten Selek, "Nehir havza yönetim planları, havza koruma eylem planları, ayrıca DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen havza mastır planları, sektörel su tahsis planları, taşkın yönetim planları ve kuraklık yönetim planları gibi birçok çalışmayı havza esaslı olarak yürütüyoruz. Dolayısıyla bakanlık olarak suyun miktar olarak sürdürülebilir kullanımını sağlamak hem de kalite bakımından korunması amacıyla pek çok çalışma yaptık." dedi.

Türkiye'nin yağış dağılımı açısından homojen bir yapıya sahip olmadığını, yağışların havzalara göre hatta havzalar içindeki birtakım bölgelere göre de değişkenlik arz ettiğini ifade eden Selek, aynı zamanda yağış dağılımının mevsimlere göre de değişkenlik gösterdiğini kaydetti.

Selek, kış ve bahar aylarında fazla yağış alınmasına rağmen özellikle yaz aylarında bazı havzalara hemen hemen hiç yağış düşmediğine değinerek, "Bu bize şunu gösteriyor; öncelikle suyumuzu var olduğu zaman depolayıp, ihtiyacımızın maksimum olduğu aylarda kullanmak. Ayrıca havzalar arasında dengesizlik olduğu için havzalar arasında su transferini sağlamak gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.

- "Su varlığımız, 112 milyar metreküp"

Suyun, hayatın en önemli kaynağı olması sebebiyle önemli varlık olduğunu ifade eden Selek, şöyle konuştu:

"Türkiye'de tüketilebilir su varlığımız, 112 milyar metreküptür. Yeraltı ve yer üstü suyu olarak bunun 69 milyar metreküpünü kullanıyoruz. Bunun yüzde 73'ünü sulamada, yüzde 16'sını içme ve kullanma suyu, yüzde 10'unu ise sanayide kullanıyoruz.

Ülkelerin su durumlarının ne durumda olduğunu belirlemek için birtakım indeksler geliştirilmiş. Bu indekslere göre kişi başına yıllık su miktarı bin metreküpün altında olan ülkeler, su kıtlığı yaşayan ülkeler olarak tanımlanıyor. Bizim ülkemiz bin metreküpün üzerinde ama çok da üzerinde değil. Şu andaki nüfusumuzu 81 milyon olarak düşünürsek yaklaşık bin 383 metreküp kişi başına su miktarımız var. Nüfusumuz da artıyor. Bu miktar bin metreküpe doğru yaklaşacaktır. 2050 yılında bu miktarın bin 69 metreküp civarında olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla mevcut durumda ülkemiz su stresi yaşayan bir ülke durumundadır ve ileride su kıtlığına doğru gidiyoruz. Bu sebeple ülkemizdeki su kaynaklarını çok akılcı yönetmeliyiz. Her damlasını çok dikkatli ve verimli kullanmalıyız."

Bülent Selek, geçen hafta Brezilya'da düzenlenen 8. Dünya Su Forumu'nda da suyun verimli kullanımının öne çıkan konulardan biri olduğunu dile getirdi.

- Su verileri tek çatı altında toplanacak

Suyun ölçülmesi ve izlenmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Selek, "Su Yönetimi Genel Müdürlüğü olarak, su ile ilgili verilerin tek çatı altında toplanması için önemli bir çalışma yürütüldü; Ulusal Su Bilgi Sistemi. Bu projenin maksadı, ülkemizde suyla ilgili üretilen verilerin, ulusal ve uluslararası standartlara uygun tek bir sistem aracılığıyla yönetilmesi, ilgili kurum ve kuruluşlar arasında su verisinin paylaşılması, verilerin koordinasyonunun sağlanması, ulusal su politikalarının oluşturulması için destek sağlanması ve son olarak da e-devlet ile entegrasyonunun sağlanmasını hedefliyoruz. Proje şu anda tamamlandı. Veri aktarımı çalışmaları devam ediyor. Projenin ikinci aşamasında belediyelerin verilerinin sisteme entegrasyonu için çalışmaya başladık. Önümüzdeki yıl bu çalışmayı tamamlayacağız." diye konuştu.

İçme ve kullanma maksatlı artan su talebine karşılık, suyun tüketiciye ulaşmadan temin ve dağıtım sisteminde kaybolmasının, su kayıpları üzerindeki baskıyı arttırmakla kalmayıp, birtakım ekonomik kayıplara da sebep olduğunu belirten Selek, bu kayıpların fiziki ve idari kayıplar olarak iki sınıfa ayrıldığını anlattı.

- "İstanbul'a iki yıl yetecek suyu kaybediyoruz"

Su kayıplarının, yüzde 60'ını fiziki kayıplar, yüzde 40'ını idari kayıpların oluşturduğunu aktaran Selek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bakanlık olarak su kayıp ve kaçak oranlarını 2014 yılındaki yönetmelik çıktığından beri takip ediyoruz. Elimizdeki verilere büyükşehir anlamında baktığımızda kayıp ve kaçak oranları yüzde 23 ile yüzde 76 arasında değişiyor. Ortalama değerimiz yüzde 36 ama biz bunun yüzde 40 civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Hedefimiz kayıp, kaçak oranını yüzde 25'ler seviyesine çekmek. Yüzde 25 ile de kalmayacağız, yüzde 10'ların altına indirmek hedefimiz. TÜİK verilerine göre, yaklaşık 5,8 milyar metreküp su, kaynaklardan çekiliyor ve bunun yüzde 36'lık kısmının kayıp olduğunu düşünürsek bu da 2 milyar metreküp suya tekabül ediyor. İstanbul'un bütün barajlarını bir milyar metreküp kabul edersek bunun iki katı yani İstanbul'a iki yıl yetecek suyu şebekelerde, iletim hatlarında, depolarda kaybediyoruz."

- "Belediyeler kazısız teknoloji çözümlerine önem vermeli"

AKATED Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Torun da yeni su kaynağı arayışına başlamadan önce şebekedeki su kayıplarının azaltılmasına yönelik gayretlerin her zaman öncelikli olması gerektiğini vurguladı.

Su kaynaklarının korunması, verimliliğinin arttırılması, suyun etkin kullanılmasının, israfın önlenmesi için su temin ve dağıtım sistemlerindeki kayıpların kontrolünü sağlamanın herkesin ortak hedefi olduğunu ifade eden Torun, sözlerine şöyle devam etti:

"Belediyelerimizin ve su idarelerimizin su kayıplarını tespit ettikten sonra en önemli adımlardan biri de sokakları, caddeleri kazmadan, trafik yoğunluğu oluşturmadan, görüntü ve gürültü kirliliğine sebebiyet vermeden, vatandaşın refahını önceleyen, sosyal maliyetleri düşüren, hem daha hızlı hem de daha ekonomik kazısız teknoloji çözümlerine önem vermeleridir. Kazısız teknolojilerin hem tanıtılması, hem de doğru uygulanması derneğimizin misyonudur."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler