35. İSEDAK Toplantısı

35. İSEDAK Toplantısı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2)- "İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri tarafından inşa edilen bu adaletsiz sistemin ilanihaye devam etmesi mümkün değildir. Uluslararası güvenlik mimarisinin günümüz şartlarına göre yeni baştan düzenlenmesi bir

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri tarafından inşa edilen bu adaletsiz sistemin ilanihaye devam etmesi mümkün değildir. Uluslararası güvenlik mimarisinin günümüz şartlarına göre yeni baştan düzenlenmesi bir tercih olmaktan çıkmış, zorunluluk halini almıştır." dedi.

Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 35. İSEDAK Toplantısı Bakanlar Açılış Oturumu'nda yaptığı konuşmada, İslam dünyası dahil tüm insanlığın kaderinin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyesi 5 ülkenin insafına terk edildiğini anlatarak, İslam aleminin kendi geleceği, istikbali üzerinde özgürce karar alma ve uygulama hakkı bulunmadığını söyledi.

BMGK'nın 5 daimi üyesinin içinde halkı Müslüman olan ülkenin bulunmadığına dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri tarafından inşa edilen bu adaletsiz sistemin ilanihaye devam etmesi mümkün değildir. Uluslararası güvenlik mimarisinin günümüz şartlarına göre yeni baştan düzenlenmesi bir tercih olmaktan çıkmış, zorunluluk halini almıştır. Hazreti Ömer Efendimizin buyurduğu gibi 'Adalet mülkün temelidir.' Haklının yerine güçlüyü, gücü elinde bulunduranı gözeten bir düzen hiçbir şartta refah, barış ve huzur üretemez. Türkiye olarak her fırsatta ve zeminde dillendirdiğimiz 'Dünya beşten büyüktür.' çağrımızın gerisinde bu gerçekler vardır. Uluslararası toplumun artık bu hakikatlerle yüzleşmesi elzemdir."

- "Kendimize inanalım"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adım atmakta geç kaldıkları her gün küresel adaletsizliğin derinleşeceğini, çatışmaların artacağını ve dünyanın savaşlarla boğuşmayı sürdüreceğini anlatarak, şöyle devam etti:

"5 daimi üye, 15 geçici üye. Bu 15 geçici üyenin içinde bir tane, iki tane, üç tane halkı Müslüman olan ülke yer alıyor diye lütfen kendimizi aldatmayalım. Geçici üyenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde ne hükmü var, herhangi bir iradesi var mı? Yok. Her şey bu 5 daimi üyenin, hatta bunların içinde bir tanesinin iki dudakları arasında. Onlar ne derse o. Bunun dışında bir şey yok. Kendimizi aldatmayalım, önce kendimize inanalım. Şu gördüğümüz teşkilat sıradan bir teşkilat değil. İslam İşbirliği Teşkilatı olarak İslam Kalkınma Örgütü olarak gücümüzü fark edelim, kendimizi iyi tanıyalım, iyi anlayalım ve tavrımızı da ona göre belirleyelim. Yakın geçmişte Bosna'da, Ruanda'da, Irak'ta, bugün komşumuz Suriye'de, Filistin'de, Myanmar'da yaşanan acılara çare bulamayan bir Birleşmiş Milletler, insanlığın sorunlarına çözüm getiremez. Buradan bir kez daha BMGK yapısının dünya nüfusunun coğrafi ve dini dağılımı göz önünde bulundurularak yeniden belirlenmesi çağrımı tekrarlamak istiyorum. Siz kardeşlerimi de bu çağrıya destek vermeye davet ediyorum."

Mağduru oldukları bu vahim tablonun herkesin yükünü daha da ağırlaştırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların her türlü şart altında adaleti, hakkaniyeti ve barışı savunmak zorunda olduğunu söyledi.

- "Gücümüz, kapasitemiz ve potansiyelimizin farkına varmalıyız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

"Bir kötülük gördüklerinde önce elimizle sonra dilimizle bunu yapamadığımız takdirde kalbimizle buğzederek o kötülüğe karşı çıkmakla mükellefiz. Rabb'imizin mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'deki emirleri gayet açıktır. Allah adaleti, iyiliği, doğruluğu, yardımlaşmayı emrediyor. Çirkin işleri, kötülüğü ve haksızlığı yasaklıyor. Bu ilahi emirleri açıkça ihlal eden hiç kimse İslam'a hizmet edemez, Müslümanlara hizmet edemez. Bu noktadan hareketle etrafımızı kuşatan zulümler karşısında hiç bir şey olmamış gibi davranamayız. Şahit olduğumuz bir hukuksuzluğu başkaları gibi uzaktan seyredemeyiz. Karanlığa kızmak, yardımı yabancılardan beklemek yerine o karanlığı delecek bir mum yakma mecburiyetindeyiz. Hazreti İbrahim'in içine atıltığı ateşe su taşıyan karınca misali var gücümüz ve imkanımızla adaletsizlikleri gidermek için mücadele etmeliyiz. Diğer türlü annenin evladını tanımayacağı, zerre misali iyilik ve kötülüğün önümüze koyulacağı o büyük mahşer gününde hesap veremeyiz. Zulüm olduğu müddetçe adalete inanan, onu tesis etmek için var gücüyle çalışan adalet savunucuları da olacaktır. İşte bizler Müslümanlar olarak 21. yüzyılın adalet savunucuları olmak durumundayız. Bizler İslam ülkeleri olarak barış dininin müntesipleri Müslümanlar olarak ne kadar birbirimize düşersek, umudunu bizlere bağlamış olan masumlar da o kadar çok sıkıntıya maruz kalacaklardır. Kardeşliği sadece sözde bırakmamalı. Teknik, ticari, ekonomik, kültürel, sosyal tüm boyutlarıyla hakiki manada hayata geçirmeliyiz. Bunun için elimizdeki imkanları, kurum, kuruluş, örgütleri en iyi ve en efektif şekilde kullanmanın yollarını aramalıyız."

Güç, kapasite ve potansiyellerinin farkına varmaları gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Bu sene 50. yılını kutlayan ve İslam dünyasını temsil eden İslam İşbirliği Teşkilatı elimizdeki imkanlardan biridir. Teşkilat bugün 56 üyesi ve 5 gözlemci üyesiyle Birleşmiş Milletler'den sonra en büyük ikinci uluslararası örgüttür. " dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kuruluşundan bu yana teşkilatın faaliyetlerinde aktif şekilde yer alarak, teşkilatın güçlenmesi ve daha etkin bir hale gelmesi için çaba gösterdiğini anlattı.

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :