"YKS dahi çocukları değerlendirmeye uygun değil"

"YKS dahi çocukları değerlendirmeye uygun değil"

SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş:- "Bilim üretme potansiyeli yüksek olan üstün zekalı çocuklar da üniversite sınavına girmeye hazırlanıyor. Milli eğitim sistemi ve yükseköğrenim altyapısı bu çocukları değerlendirmeye uygun değil"- "Bu çocukların

İSTANBUL (AA) - HANİFE SEVİNÇ - Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (SAHA) İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, bilim üretme potansiyeli yüksek olan üstün zekalı çocukların üniversite sınavına girmeye hazırlandığını belirterek, bu çocukların bilim üretebilecekleri uygun ortamları sağlamanın Türkiye'de bağımsız teknolojinin de yolunu açacağını, bunun için Temel Bilimler Enstitüsü'nün ve Temel Bilimler Araştırma Merkezi'nin kurulması gerektiğini söyledi.

ÖSYM tarafından bu yıl ilk kez uygulanacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS) günler kaldı. Bir yıl süren yorucu süreçten sonra heyecanlı bekleyişte sona yaklaşan binlerce öğrenci, 30 Haziran-1 Temmuz arasında YKS'ye girecek.

Türkiye'nin savunma sanayisinde millileşme hamlesine destek veren, bu alandaki üretimin yerli kaynaklardan sağlanması için resmi kurumlar ile özel sektör arasında köprü görevi gören SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de savunma sanayisinin, hatta genel olarak sanayinin en önemli problemlerinden birisinin temel bilimlerde bilim üretilememesi olduğunu belirtti.

Keleş, genç nüfusu fazla olan ve kıvrak zekasıyla öne çıkan Türkiye'de temel bilimlerde bilim üretilebileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ancak bunun için insan kaynağının çok doğru değerlendirilmesi ve bu konuyla ilgili bir bilim stratejisi oluşturulması gerekiyor. Bilim üretme potansiyeli yüksek olan üstün zekalı çocuklar da üniversite sınavına girmeye hazırlanıyor. Milli eğitim sistemi ve yükseköğrenim altyapısı bu çocukları değerlendirmeye uygun değil. Bu çocukların üniversite eğitiminin YÖK mevzuatından ve müfredatından farklı olması gerekir. Sayıları az olan dahi ve üstün zekalı çocukları bilim üretebilir hale getirmek için mutlaka bir strateji ve altyapı oluşturmak zorundayız. Bilim üretme potansiyeline sahip olan bu insanlarımız, altın madeni gibi tonlarca madeni işleyerek içerisinde gramlarla bulunabilecek değerde insanlardır. Ülke için altın madeni olan üstün zekalı çocuklar bugünkü eğitim sistemi içinde heder oluyorlar. Bu insanları doğru yöntemlerle tespit edip, yeteneklerini ortaya çıkarabilecekleri doğru alanlarda değerlendirmek, bilim üretebilecekleri uygun ortamları sağlamak mecburiyetindeyiz."

- "Eğitim sistemi bu çocuklara uygun değil"

İlhami Keleş, üniversiteye giriş sisteminin farklı özellikleri ve kapasiteleri olan her türlü çocuğu standart müfredat ağından geçirdiğini dile getirerek, "Bu müfredat çarkı, bu özel çocukların heder olmasına ve okuldan soğumasına neden oluyor." dedi.

Keleş, Türkiye'de üstün zekalı çocuklara yönelik çalışmaların, bunların yurt dışında eğitim almaları üzerine kurgulandığını belirterek, "Kendi elimizle bu çocukları beyin göçü olarak yurt dışına ihraç ediyoruz ve garip bir şekilde bunun hazzını yaşıyoruz. Harvard Üniversitesi'ne, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ne, Stanford Üniversitesi'ne en akıllı çocukları göndermekle övünüyoruz. Giden çocukların orada geliştirdikleri bilim, Amerikalı bilim adamlarının yaptıkları olarak kayda geçiyor, patentleniyor ve daha sonra bize yeni ürün olarak fatura ediliyor." şeklinde konuştu.

- Bağımsız teknolojinin yolunu açmak için öneriler

SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, üstün zekalı çocukların milli eğitim müfredatları ve yükseköğretim kurumu çarkının dışında özel geliştirilecek mekanizmalarla bilim üretecek şekilde eğitilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Üstün zekalı çocuklarımızı gelecekte varoluşumuzun en önemli parametreleri olarak görüp, onları bilim alanında değerlendirmek için her türlü altyapıyı oluşturacak, geliştirecek çalışmaları şimdiden yapmak zorundayız. Üstün zekalı çocukların standart müfredattan bağımsız, bu amaca uygun olarak bilim üretir bireyler olmaları için Türkiye'de bağımsız teknolojinin de yolunu açar. Bunun için Temel Bilimler Enstitüsü'nün ve Temel Bilimler Araştırma Merkezi'nin kurulması, bu iki ünitenin TÜBİTAK SAGE, TÜBİTAK BİLGEM, TÜBİTAK MAM gibi devletin resmi kurumlarıyla koordineli çalışır hale gelmesi gerekiyor. Hatta Amerika'daki DARPA (The Defense Advanced Research Projects Agency) benzeri bir yapı oluşturularak, bu bilimsel çalışmaların yüksek gizlilik dereceli ortamlarda geliştirilmesi ve bu şekilde sonuca gidilmesi hedeflenmelidir."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :