TBMM Genel Kurulu

TBMM Genel Kurulu

Milli Savunma Bakanı Işık: (1) - "Bugüne kadar Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında DEAŞ mensubu 1005 terörist etkisiz hale getirildi"- "DEAŞ’a ait 4 tank, 29 havan, 41’i silahlı 97 araç, 621 bina ve 61 savunma mevzii, 28 komuta merkezi, 17 cephanelik imha e

TBMM (AA) - Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Bugüne kadar Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında DEAŞ terör örgütünden 1005 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca DEAŞ’a ait 4 tank, 29 havan, 41’i silahlı 97 araç, 621 bina ve 61 savunma mevzii, 28 komuta merkezi, 17 cephanelik imha edilmiş, 11 bombalı araç tesirsiz hale getirilmiştir. PKK/PYD/YPG teröristlerinin 299’u etkisiz hale getirilmiştir. Bu operasyonlar sırasında PKK/PYD/YPG’ye ait 14 bina, 4 savunma mevzii, 5 araç ve 1 Drone da imha edilmiştir." bilgisini verdi.

TBMM Genel Kurulu, Ayşe Nur Bahçekapılı başkanlığında toplandı.

Milli Savunma Bakanı Işık, "121. gününe girilen Fırat Kalkanı Harekatı" hakkında Genel Kurulda bilgilendirme yaptı.

Dün hayatını kaybeden 16 şehit başta olmak üzere tüm şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere acil şifalar temennisinde bulunan Işık, yaralanan askerler arasında 3'ünün durumunun ağır olduğunu bildirdi.

Işık, Sarıkamış Harekatı'nın 102. yılı dolayısıyla Sarıkamış şehitlerine de Allah'tan rahmet diledi.

Türkiye'nin içinde bulunduğun bölgenin 1. Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük alt üst oluşu yaşadığını belirten Işık, 1991 yılındaki 1. Körfez Savaşı ile başlayan süreç, 2003 yılında ikinci harekatla devam ettiğini, ancak bölgeye huzur ve demokrasi vaadiyle yapılan bu operasyonların, bugün itibarıyla bölgeyi belki de tarihinin en ciddi karmaşasına ve kargaşasına sürüklediğini dile getirdi.

"Bölge adeta kan ve gözyaşı deryasına döndü." diyen Işık, şöyle devam etti:

"Yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Milyonlarca insan yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldı. Cansız bedeni sahile vuran Aylan bebek, donuk gözlerle insanlığın taşlaşmış vicdanını seyreden Umran yavrumuz, yaşının çok üzerinde bir sorumlulukla Halep’in çığlığını bütün dünyaya duyuran Bana kızımız gibi ismini bilemediğimiz yüzbinlerce çocuk, genç ve kadının geleceğe dair umutları çalındı. Kendi iktidarlarının devamı için kendi halkının üzerine bomba atmaktan çekinmeyen diktatörler, koltukları için mezhepçi ve ayrımcı politikalarla bölgeyi felakete sürükleyen liderler ve hükümetler, bu feci tablonun oluşmasında başrol oynadılar. Dünya barışını tesis etmek iddiasıyla kurulan uluslararası teşkilatlar ve kendi konforundan ödün vermeyen bazı büyük devletler, bölgedeki yangını görmezden geldi, elini taşın altına koymadı, masumların ve mazlumların gözyaşlarını silmek için üzerine düşeni yapmadı.

Bölgedeki idarelerin acziyeti, ülkelerin yönetilemez duruma gelmesi, barış ve demokrasi söylemlerini bayraklaştıran ancak harekete geçmekten imtina eden küresel güçlerin bu coğrafyadan yükselen seslere kulak tıkaması, başta DEAŞ olmak üzere birçok terör örgütü için çok elverişli bir zemin oluşturdu ve bölgelerde yuvalanmalarına sebep oldu. Sınırlarımızın hemen ötesinde yuvalanan ve gün geçtikçe azgınlaşan terör örgütleri, hudutlarımızı, şehirlerimizi ve ülkemizi tehdit etmeye başladı."

-"Terörden en fazla etkilenen ülke biz olduk"

Bakan Işık, Fırat Kalkanı Harekatı'nın, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkına istinaden, hudut güvenliğini sağlamak, DEAŞ saldırılarını önlemek ve sınırların bitişiğinde bir terör koridoru oluşturulmasını engellemek için başlatıldığını belirtti. Işık, Suriye’deki iç savaş ortamından istifade eden DEAŞ terör örgütünün Türkiye sınırında varlığını sürdürdüğü dönemde, hemen her gün Katyuşa roketleri fırlattığını, bu nedenle, Kilis’te 21 vatandaşın hayatını kaybettiği, yüzlercesinin yaralandığı; ayrıca DEAŞ’ın Suruç, Ankara, İstanbul ve Gaziantep’te gerçekleştirdiği saldırılarda 241 vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsattı.

Işık, "O dönemde DEAŞ’ın saldırılarına karşı anında misliyle mukabele etsek de DEAŞ teröristleri sınırın Suriye tarafına kaçarak gizlenebilmekteydi. Bu nedenle, DEAŞ tehdidi tam olarak bertaraf edilememişti. Neticede, Suriye’den kaynaklanan terörden en fazla etkilenen ülke biz olduk." diye konuştu.

Gerek DEAŞ, gerek PKK/PYD/YPG’nin terör saldırıları nedeniyle yüzlerce vatandaşın hayatını kaybettiğine dikkati çeken Işık, "Bu terör saldırılarına karşı gerekli tedbirleri almak, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak, Hükümetimizin en önemli önceliğidir." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin, sadece DEAŞ’a karşı değil, DEAŞ’la mücadele ettiğini ileri sürerek, bazı üçüncü ülkelerden silah ve mühimmat temin eden PKK/PYD/YPG’ye karşı da bir büyük mücadele verdiğini vurgulayan Işık, "Üstelik, bu terör şebekesi, uluslararası toplumun DEAŞ ile mücadelede yetersiz kalmasından veya isteksizliğinden yararlanarak, sanki DEAŞ’a karşı arazide mücadele edebilecek tek aktör olduğu iddiasındaydı. Bu şekilde elde ettiği destek sayesinde, Suriye’nin kuzeyinde toprak kazanma hevesine ve kontrolündeki kantonları birleştirme hayaline kapılmıştı." değerlendirmesinde bulundu.

-"Dönüşlerin başladığını biliyoruz"

Işık, Suriye’deki iç savaşta 600 bin civarında insanın hayatını kaybettiğini, ülke nüfusunun yaklaşık yarısının evini barkını terk etmek mecburiyetinde kaldığını, milyonlarca insanın mülteci konumuna düştüğünü, bunlardan 2 milyon 750 bin Suriyelinin Türkiye'ye sığındığına işaret etti.

Işık, şunları kaydetti:

"Biz, yıllardan beri, uluslararası topluma, Suriye’deki ihtilafa kalıcı bir siyasi çözüm bulununcaya kadar, Suriye’de güvenli bölge oluşturulması gerektiğini anlatmaya çalıştık, çalışıyoruz. Böylece, bir çözüme değin, Suriyelilere kendi ülkelerinde yaşayabilecekleri, insani yardımların rahatça ulaştırılabileceği, emniyetli ve huzurlu bir alanın sağlanabileceğini söylüyoruz.

İşte, Fırat Kalkanı Harekatı, bu koşullarda, öncelikle ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini temin etmek; aynı zamanda, yerlerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimize terörden arındırılmış güvenli bir bölge sağlamak üzere, Birleşmiş Milletler Şartının meşru müdafaa hakkına dair 51. maddesine ve ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararlarına istinaden ve tamamıyla uluslararası hukuka uygun olarak başlatılmıştır. Nitekim, Fırat Kalkanı Harekatı DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu tarafından da desteklenmektedir. Keza, bu harekata katılan hava kuvvetleri unsurlarımız, Rusya Federasyonu tarafından kontrol edilen hava sahasında eşgüdüm içerisinde görevlerini icra etmektedir. Böylece, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerinin, bizim de desteğimizle, sahada mücadele etmesi sağlanarak, Suriye’nin kuzeyindeki belirli bir bölgenin DEAŞ’tan ve her türlü terör tehdidinden arındırılması hedeflenmektedir.

DEAŞ teröründen ve diğer terör örgütlerinden arındırıldıkça bu bölgeye dönüşlerin başladığını biliyoruz. Cerablus, Er Rai ve DEAŞ açısından büyük sembolik önem taşıyan Dabık’ın kurtarılması gerçekten önemlidir. Böylece, 2 bin kilometrekare civarında bir alan teröristlerden temizlenmiş, 225 meskun mahal özgürleştirilmiştir.

Bugüne kadar Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında DEAŞ terör örgütünden 1005 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca DEAŞ’a ait 4 tank, 29 havan, 41’i silahlı 97 araç, 621 bina ve 61 savunma mevzii, 28 komuta merkezi, 17 cephanelik imha edilmiş, 11 bombalı araç tesirsiz hale getirilmiştir. Bir yandan DEAŞ’a karşı mücadele ederken, diğer yandan da bölgedeki PKK/PYD/YPG unsurlarıyla da mücadele edilmesi gereklidir. PKK/PYD/YPG teröristlerinin 299’u etkisiz hale getirilmiştir. Bu operasyonlar sırasında PKK/PYD/YPG’ye ait 14 bina, 4 savunma mevzii, 5 araç ve 1 Drone da imha edilmiştir."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler