Sudan Başbakan Yardımcısı Osman:

Sudan Başbakan Yardımcısı Osman:

"İsrail'le normalleşme çağrılarının arkası yok. Bu çağrılar sınırlı sayıda bir kesim tarafından yapılıyor"- "Ülke içindeki hiçbir oluşum bu dik duruşu ve Filistin'e destek veren tutumundan vazgeçiremez"- "Erdoğan, başbakan olduğundan beri Sudan halkı tara

HARTUM (AA) - BEHRAM ABDULMUNİM - Sudan Başbakan Yardımcısı ve Enformasyon Bakanı Ahmed Bilal Osman, ülkesinde bazı kesimler tarafından yapılan İsrail'le normalleşme çağrılarının arkasının gelmeyeceğini belirtti.

Osman, ABD'nin Kudüs kararının ardından Sudan'da bazı kesimlerden gelen İsrail'le normalleşme çağrılarını ve ülkedeki gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.

Bakan, "İsrail'le normalleşme çağrılarının arkası yok. Bu çağrılar sınırlı sayıda bir kesim tarafından yapılıyor. Bunların etkileri yok. Normalleşme ne için ve neyin karşılığı yapılacak?" dedi.

Sudan'ın 1947'den bu yana Filistin meselesi konusundaki tutumunun aynı olduğunu belirten Osman, "Birçok şehit Sudanlının kanı Filistin davası yolunda döküldü. Geçmişte Hartum'da düzenlenen Arap zirvesi dik duruşa giden temel dönüşüm oldu." diye konuştu.

İsrail'in Arap ülkelerine karşı başlattığı savaşı kazanması, Gazze, Batı Şeria, Golan Tepeleri ve Sina'yı işgal etmesinin ardından 1967 yılında Sudan'ın başkenti Hartum'da düzenlenen ve İsrail'e karşı "3 Hayır" genelgesi yayımlanan zirvede, "İsrail'le barışa hayır, İsrail'in devlet olarak tanınmasına hayır ve İsrail'le müzakerelere hayır" denildiğine işaret eden Osman, "Bu temeller üzerine Sudan'ın tutumu sabittir. Ülke içindeki hiçbir oluşum bu dik duruşu ve Filistin'e destek veren tutumundan vazgeçiremez." ifadelerini kullandı.

- Türkiye-Sudan ilişkileri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen Aralık ayında Sudan'a yaptığı ziyareti değerlendiren Osman, bunun tarihi bir ziyaret olduğunu, Erdoğan'ın, 1956 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Sudan'ı ziyaret eden ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olduğunu belirtti.

Osman, "Erdoğan, başbakan olduğundan beri Sudan halkı tarafından çok seviliyor. Türkiye'nin yardım eli, Sudan'da çok çeşitli alanlara uzandı. Bölge ülkeleri arasında daha fazla işbirliği ve iletişime ihtiyaç duyulan istikrarsız bir zamanda yapılan bu ziyaret, iki ülke arasında işbirliği zincirinin bir halkası oldu. Türkiye ile birçok anlaşma imzalandı." dedi.

Ziyaretin Sudan ile Türkiye arasında daha fazla işbirliği fırsatı doğurduğunu, olumlu yansımaları olduğunu belirten Osman, Sudan'ın Afrika'nın giriş kapısı konumunda olduğunu, Arap dünyası ile Afrika ülkeleri arasında bağlayıcı halka olduğunu kaydetti.

- Sudan'ın dış politikası

Osman, Sudan'ın bölgedeki dış politikaya katılımındaki en belirgin örneklerinden birinin, Yemen'de İran destekli Husilere karşı meşru yönetime destek vermek için 2015 yılında kurulan Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona katılması olduğunu belirtti.

Başbakan Yardımcısı, "Sudan, Yemen'de meşru yönetime destek veriyor ve destek vermeye de devam edecek. İran'ın, Yemen, Irak, Suriye ve Lübnan'a müdahale çabalarının, İran'daki devrim modelinin başka ülkelere ihraç edilmesi olduğunu düşünüyoruz. İran'ın bunu Sudan'da da uygulama çabaları, Tahran yönetimi ile ilişkileri kesmemize neden oldu." ifadelerini kullandı.

Sudan ordusunun Yemen'den çekilmesi ihtimaline dair Osman, "Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir, geçen yıl sonunda bağımsızlık günü kutlamalarında yaptığı konuşmada ordunun Yemen'de kalacağını söyledi. Çekilmesi için bir sebep yok." diye konuştu.

Bölgede yaşanan sorunlara değinen Osman, şunları ifade etti:

"Bölgede istikrarsızlık hakim. Bu istikrarsızlığı oluşturanlar, Arap birliğini ve İslam bütünlüğünü bölmek istiyor. Böylelikle Sykes-Picot senaryosunu hayata geçirmek istiyorlar. Eğer bir ülke bu birlikten ayrılırsa bölünmeye maruz kalacak. Sudan da devletçiklere ayrılması istenen ülkelerden biri. Bu nedenle aynı dili konuştuğumuzda, aynı safta yer aldığımızda, bizim için kötülük düşünenlerin işini zorlaştırmış olacağız."

- Libya'daki olaylar

Şubat 2011'deki devrimden bu yana istikrarsızlığın sürdüğü Sudan'ın kuzeybatı komşusu Libya'daki durumları değerlendiren Osman, Libya'daki krize barışçıl çözümün bulunması gerektiğini belirtti.

Osman, Sudan'ın Libya'daki istikrarsızlıktan en çok etkilenen ülkelerden biri olduğuna dikkati çekerek, "Libya'daki kriz bu şekilde devam ettiği sürece bizim için endişe kaynağı. Bu ülke ile sınırımızda çöl var. Burası imar edilmiş değil. Bundan dolayı denetim altında tutulmasını zorlaştırıyor. Daha fazla şiddete ve yıkıma meydan vermeden Libya'daki her türlü çözüm çabalarını destekliyoruz." dedi.

- Beşir'in cumhurbaşkanlığı

Sudan'da 1989'da göreve gelen, 2010 ve 2015 yıllarında tekrar seçilen ve şimdiki görev süresi 2020'de sona erecek Ömer el-Beşir'in yeniden aday olup olmayacağına dair konuşan Osman, şunları kaydetti:

"Sudanlılar olarak bizde ulusal kurumlara karşı yüksek bir vatan bilinci var. Özellikle sıkıntılı süreçler içinde olduğumuz zamanlarda. Çok iyi bir tecrübeye sahibiz. O da bazı sonuçlar elde ettiğimiz ulusal diyalog tecrübesi. Bunun neticesi olarak şimdiki hükümet kuruldu. Cumhurbaşkanı Beşir de söz konusu sürecin ve hepimizin istediği bu uzlaşının garantörü. Buna bağlı olarak Beşir'in adaylığı meselesi, bizim gözümüzde 2 yılın doldurulmasıyla kapanmıyor. Eğer ülkede barış ve istikrar sağlanıp, iç ve dış tehditler yok olsa o zaman yönetimin değişmesinden ve Beşir'in gitmesinden söz edebilir. Ancak bu tehditlerin devam etmesi halinde Beşir, bunun tek garantörü. Ömer el- Beşir, halkı tarafından sevilen biri."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :