İddiaları sürdüğü sürece daha çok konuğumuz olacak gibi. Biz sorduk onlar en güzel tatlıların tariflerini verdi…

Muharrem Tokmak ustamız günün tatlısını tarif ediyor.
ŞEKERPARE: 30 gr Pudra şekeri, 500 gr margarin, 100 gr Hindistan cevizi, 25 gr kabartma tozu, 4 adet yumurta.

Yapılışı: 1 kg unun içerisine pudra şekeri margarini, Hindistan cevizini, fındığı, kabartma tozunu ve 4 adet yumurtayı hep beraber harmanlayarak yoğururuz. Kulak memesi kıvamına getirilir. Daha sonra ya oval ya da yuvarlak şekline getirilir. Baklava tepsisine 170 derecelik fırında pişirilir. Şerbeti dökülür.

Şerbetin tarifi: 1 kg su bir tencereye koyup 800 gr şeker ilave edilir ve yarım limon sıkılır. Daha sonra pişmiş olan şekerparemize kaynamış şurubumuzu dökeriz. Afiyet olsun.



Bayramın vazgeçilmez tatlısı olan tereyağlı baklavanın tarifini Mehmet Ali Eser’den alıyoruz.
BAKLAVA: Malzemelerimiz: 1 kg un, 3 yumurta, 10 gr tuz, 600 gr sade yağ, 500 gr Antep Fıstığı, 2 kg şeker.

Yapılışı: Mikserimize unumuzu koyduktan sonra küçük bir kaba yumurtaları kırıyoruz ve karıştırıyoruz. Daha sonra içine tuz atarak eritiyoruz. Yarım kilodan az su ile hamurumuzu yoğuruyoruz. 10 dakika dinlendirdikten sonra 60 gr boyutunda kesiyor ve bazı (bazlama) şeklinde açıyoruz. Hamuru 10 dakika beklettikten sonra 17’şer katlı üst üste koyduktan sonra hamuru açmaya başlıyoruz. 120 cm eninde 200 cm uzunluğunda da gazete harfleri okunacak şekilde (tabiri caizse zar gibi) açılıyor. Tepsimize döşüyoruz. Döşedikten sonra fırınımızda 200-240 derecede pişiriyoruz (Evde pişirenler için derece daha düşük olmalı). Yaklaşık 40-50 dakika piştikten sonra fırından çıkarıyoruz. Kaynar vaziyetteki şerbetimizi sıcakken döküyoruz ve yarım saat sonra baklavamız servise hazırdır.

Su böreğini de Simit ustası Mustafa Demir’den dinliyoruz

SU BÖREĞİ: Su böreği: Malzemeler: 1 kg un, 7 adet yumurta, 600 gr su, 400 gr kıyma, 2 adet soğan, 1 adet maydanoz.
Yapılışı: 1 kg unu bir kaba koyarak yumurta, tuz, su ilave ederek kulak memesi kıvamına getirilinceye kadar yoğrulur. Kıyma ve soğanı kavurarak tezgaha alırız. Hamurumuzu 9 beze yaparak (her beze 80 gr) yufka büyüklüğünde açarız. 4 eşit parçaya bölerek ocağımızı üstüne konulur. Suyun üstüne tuzu atarız ve suyu kaynatırız. Kaynamış olan suya kesmiş olduğumuz hamurumuzu atarak makarna gibi haşlarız. Daha sonra başka bir kaptaki soğuk suya atarız. Süzgeçle hamurumuzu çıkartırız. Baklava tepsisinin altını yağlarız, baklava şeklinde döşeriz. Ortasına kıymasını serperek üstünü kapatırız. Daha sonra normal bir ocakta tepsiyi ocağın üstüne koyarak pişiririz. Su böreğimiz servise hazırdır. Afiyet olsun.

Hasip Celil: Mustafa usta su böreğini standardına uygun yaparken kulak misafiri olan Sevim Abla feryadı bastı: Valla kuzum böreği ben yaptım, bu tırtıl anlatıverdi, oldu mu ya?

Hasip Celil: Demek en usta su börekçisi sensin öyle mi Sevim Abla?
Sevim Abla: Tabi kuzum… Bu böreği ben yaparım. Derken Akkiseli Muharrem Usta seslendi: Hasip Bey, su böreği, su böreği gibi olacaksa Sevim Abla tarif etmeli.

Sevim Abla: Sus len bu yaştan sonra beni gazeteye mi çıkaracaksınız? Ben tarif marif bilmem, öğrenecek varsa gelsin ben yaparken baksın.
Hasip Celil: Muhabbetin, dostluğun, esprinin ve ağız tadının bol olduğu Stad Simit’in biz de tiryakisi olacak gibiyiz. Gıda boyası kullanılmadan baklava, yaş pasta, kuru pasta ve simit çeşitlerinin bolluğu ile Stad Simit, Konyalı hemşerilerimize lezzetli ürünler sunmayı amaç edinmiş görünüyor. Ustaların iddialı olması bu sektöre canlılık getirecek gibi görünüyor. Stad Simit, bulunduğu lokasyon ve tecrübeli ekibiyle çok iddialı. Konyalı hemşerilerimize özel günlerinde istedikleri özel menülerle hizmet verme gayreti içinde.

Mustafa Demir: Evde, iş yerinde kutlamalara son verin. Geniş mekân ve mükemmel hizmet anlayışı ile hizmet vermekteyiz. Yaş günü, yıl dönümleri, özel toplantılar için çok nezih bir mekânız. Ayrıca baklava siparişleriniz için telefonumuz: 321 66 64.



+++

Kısadan Hisse

Her işe karışan maymun

Marangozun biri, büyük bir kütüğü ortadan ikiye biçiyordu. Fakat çok zor oluyordu bu iş. Kütük hem uzun hem de kalındı. Bir ucundan testereyle kesiyor, sonra kestiği yerebir odun parçası sıkıştırıyordu. Böylece kesilen yerin yarılması kolay oluyordu.

Bir aralık marangoz ihtiyaç gidermek için çalışmasına ara verdi.
Tam bu sıra Maymun ortaya çıktı. Meğer sabahtan beri marangozu gözlüyormuş.
Geldi, testereyi aldı, kütüğü biçmeye devam etti. Marangozun yardığı yere yerleştirdiği odun parçasını çıkardı. Çıkarır çıkarmaz yarılan kısım birleşti. Ve üzerine oturan maymunun kuyruğu oraya sıkıştı.

Zavallı Maymun can havliyle bağırıyordu.
- İmdaaat! Kurtarın beni! İmdaaat!
Bağırtısına marangoz yetişti ki ne görsün. Zavallının kuyruğu koca kütüğün yarılan kısmına sıkışmış...

Marangoz, maymunun kuyruğunu güç bela kurtardı.
Kurtardı kurtarmasına ama bir güzel de azarladı onu.
- Bir daha olur olmaz şeye burnunu sokma, dedi.
*****

Kelile, Dimne'ye bu hikâyeyi anlattıktan sonra:
- İnsan üzerine düşmeyen şeye karışmamalı, dedi.
Dimne:
- Çok doğru, dedi.
Kelile:
- Bazen insana layık olmadığı şeyler verilmek istenir.Bu durumda eğer layık değilse kesinlikle almamalıdır.İçinde bulunduğu duruma şükretmelidir, deyince; Dimne, sordu ona:
- Peki kralımızın durumuyla bu hikayenin ilgisi var mı?

Kelile şaşırdı; sorusuna soruyla karşılık verdi.
- Sence var mı?
- Var, dedi Dimne, ben senin anlattığın hikayeden şöyle bir sonuç da çıkarıyorum.
"Padişahlara yaklaşmak sadece çıkar için değildir. İnsan, dostlarına yardım etmek için bir güç bulabilir bu yakınlaşmaktan. Düşmanlarına karşı da. Padişahların gücünden yararlanabilir. Yoksa tembel tembel oturmak iyi değildir."
- Haklısın, dedi Kelile.

Dimne, devam etti konuşmasına. İnsan elde ettiği şeyle de yetinmemeli. Söz gelimi bir arslan bir tavşan avlasa, Sonra, bir yaban eşeği görse, tavşanı bırakıp onu avlamalı. Tavşan mı büyük yaban eşeği mi? Bir köpek kendisine verilen bir kemiğe bağlanıp kalmamalı. İnsan bir hizmet yapsa onunla yetinse sence iyi mi?
- Değil kuşkusuz, dedi Kelile.

Dimne:
- İnsan daima her şeyin iyisini aramalı, dedi. (Kelile ve Dimne’den)  Hasip CELİL - memleket.com.tr