MİLLİ GURURUMUZ SELİM AY’IN BİLİNMEYENLERİ

MİLLİ GURURUMUZ SELİM AY’IN BİLİNMEYENLERİ

O, Torku Konyaspor’un vazgeçilmezi… Yeşil-beyazlı taraftarların sevgilisi. 23 yaşında başarılı bir stoper Selim Ay, futbol hayatından özel yaşamına kendisiyle ilgili tüm merak edilenleri Memleket’e anlattı

Selim Ay… 31 Temmuz 1991 Antalya doğumlu… Futbola Sidespor’da başladı. Daha sonra Kepez Belediyespor’a transfer oldu. 2008 yılında 17 yaşındayken Torku Konyaspor tarafından transfer edildi. 2010 yılında profesyonel sözleşmeye imza attı. Kısa sürede talkımın değişmez ismi oldu. Bu yüzden transfer dönemlerinde hep listelerin en başında yer aldı. 3 büyüklerin dikkatini çeken Selim, başarısını A2 Milli takım formasıyla taçlandırdı.  Başarısını A Milli Takım formasıyla da taçlandırdığına inancımız tam olan Torku Konyasporlu taraftarların en sevdiği futbolcuların başında gelen Selim’le, futbol hayatından özel yaşamına kadar tüm bilinmeyenleri konuştuk. İşte Vildan Yaşar’ın röportajıyla hiç bilmediğiniz yönleriyle Selim Ay…

selim-ay-1.jpg

-Merhaba Selim. Öncelikle ayırdığın zaman için çok teşekkür ederim. Selim Ay kimdir?  Bize biraz kendini tanıtır mısın?

S.A: Uzaktan nasıl görünüyorum bilmiyorum ama çok neşeli biriyimdir. Bunun yanında çok hırslı ve inatçıyım. Kibirli biri değilim aynı şekilde kibirli olan insanlardan da hoşlanmıyorum. Bunun yanı sıra belki klasik sözlerden ama yalan söylemem söyleyeni de sevmem son olarak da benim için vefa çok önemlidir.

selim-ay-2.jpg

-Futbola ilgin ne zaman ve nasıl başladı?

S.A:  7 yaşımdan beri futbola ilgim var. Aslında hayranlıkla başladı. Küçük yaşlardan beri aklımda her dakika top var futbolla yatıp futbolla kalkıyorum demem bile ilgimin büyüklüğünü anlatmamı sağlar sanırım. Babam maçları hiç kaçırmazdı bende futbolcuları hayranlıkla izler heveslenirdim. O zamanlar Kepez’de bir yaz okuluna da başlamıştım ve şuan buradayım.

- Örnek aldığın bir futbolcu var mı?

S.A: Hem kişiliğiyle hem de oyunculuğuyla Erdinç Yavuz’u örnek alıyorum

- Futbola alt kademelerden başlayıp en üst düzeye çıkmada sizce en büyük rol ne? Birçok kişinin başaramadığını sen nasıl başardın sorusuna nasıl bir cevap verirsin?

S.A: Ben çok hayal kuruyorum ve bu bence çok önemli. Bundan da sadece hayal kuruyorum sonucu çıkmasın hem hayal kuruyorum hem hayalimin peşinden koşuyorum. Alt yapıda oynayan gençlere de bunu söylüyorum hayal kurun ama hayallerle yaşamayın hedefe ulaşmak için çabalayın. Yani futbolla   yatıp  futbolla kalkmak çok başka bir şey. Hayale inandığın zaman mutlaka bir şekilde gerçekleşiyor. Tabi başarısızlık da olabilir ama bunun da üstesinden gelmeyi bilmek gerekiyor. Başarısızlıkları bahanelere sığınarak ört pas etmemeye çalışmamalı insan, başarısızlığın nedenini kendinde aramayı bilmeli ve bu hatanın sorumlusu benim diyebilmeli. Eğer bir insan bunu yapamıyorsa üzgünüm ama gelecekte keşkeler onu bekliyor demektir. Bunların yanı sıra aile ve yakın çevrende bulunan diğer insanlarda çok önemli gerektiğinde onların da hatalarını senin yüzüne vurmaları gerekiyor benim babamın yaptığı gibi.

- Şuan kendine ne gibi bir hedef koydun?

S.A: Tabi ki hepimizin hedefi zirve ama ben yeşil beyazı çok seviyorum ve Konyaspor forması altında A Milli takımda oynamak istiyorum.

- İlk süper lig maçında neler hissettin?

S.A:  Her zaman özgüvenim vardır. Fenerbahçe ile 2-0’dan 3-2 yenilen bir maçta forma giydim ama bu maça hata yaparım diye çekinmeden çıktım. Zaten dediğim gibi inatçı bir yapım var hata yapsam bile üstüne gitmeyi bilirim.

- Maça çıkmadan önce ne yaparsın mesela bir uğurun var mı?

S.A: Dua alırım en büyük uğur bu zaten. Otobüse bindiğim anda samimiyetine inandığım herkese duanızı bekliyorum diye mesaj atmaya başlarım.

- Defans olarak özelliklerinden bahseder misin?

S.A: Aranan kuvvet, kademe, alan savunma, hava hakimiyeti, günümüz futbolunda topu oyuna sokmayı da ekleyebiliriz. Bende olduğunu düşündüğüm özellikler hava hakimiyeti, kademe ve çabukluk eksiğim olarak da her zaman ayağı pasla topa çıkmak istiyorum. Bazen iyi giderken yaptığım top hataları dışarıdan bakıldığı zaman kötü görünüyor ama ben hata da yapsam üstüne gidiyorum dediğim gibi inatçı bir yapım var. Hatta bazen inadım yüzünden aynı pas hatasını maç içinde defalarca yapıyorum ve ne yazık ki bu da beni kötü gösteriyor.

- Konya’daki futbolu nasıl değerlendiriyorsun?

S.A: Çığır açtık diyebilirim. Gençlerin neler yapabileceğini gösterdik. Şuna kızıyorum genç oyuncular iyi oynadığı zaman göklere çıkartıyorlar en ufak bir hatasında da yerle bir ediyorlar. Ben gençlere şans verilmesinden yanayım ki zaten şans verilmesi gerektiğini gösterdik. Bunun yanı sıra alt yapıda özellikle amatör alt yapıda bilinçli idman yapılmalı oyun değil oyuncu kazanılmalı. Oyuncu A takıma çıktığı zaman sisteme yabancılık çekmemeli..

- Taraftar konusunda ne söylemek istersin?

S.A: Taraftar çok iyi inanılmaz bir ilgi var. Çocuklar bile Konyaspor hayranlığıyla yetişiyor tabi yeni stada yakışan oyunlarda ortaya çıkıyor. Taraftar desteği, basın hoşgörüsü ve yönetim desteği sayesinde Konyaspor da iyi bir takım diyebiliyorlar.

- Şuana kadar ki futbol hayatında unutamadığın bir anın var mı?

S.A: Bucaspor maçında atiğim golü hiç unutamam.1-0 mağlup durumdaydık ve kazanabilmemiz için 2-1 olması gerekiyordu bu kritik maçta takımımı finale götüren golü ben atmıştım.

- Peki hiç pes ettiğin oldu mu?

S.A: Hiiiiiiç olmadı

- Futbol dışında ki hayatında neler yaparsın, futbolcu olmasaydın ne olmak isterdin?

S.A: Saz çalarım, tiyatroya giderim bu arada eski tiyatro oyuncusuyum, arkadaşlarla falan gezerim. Futbolcu olmasaydım oyuncu olurdum.

- Mutfakla aran nasıl, hangi yemekleri seversin, yemek yapabilir misin?

S.A: Et yemeklerini çok severim bana et olsun da ne olursa olsun. Yemek yapmayı da bilirim zorda kaldığım zamanlarda kendi yemeğimi kendim yaparım.

- En sevdiğin renk nedir?

S.A:  Her şeyin üstüne gittiği için siyahı çok severim ama yeşil beyaza aşığım.

- Röportajın için çok teşekkür ederiz Selim. Sana bundan sonraki futbol hayatında başarılar dileriz. İnşallah Türk Futbolunun örnek gösterebilecek futbolcularından biri olursun. Eklemek istediğin son bir şey varsa seni dinliyoruz.

S.A:  Teşekkür ederim.

Röportaj: Vildan Yaşar