Macaristan'da "sığınmacı referandumu"na muhalefet karşı

Macaristan'da "sığınmacı referandumu"na muhalefet karşı

AB kotaları çerçevesinde payına düşen bin 290 sığınmacıyı istemeyen Macaristan hükümeti, konuyu 2 Ekim'de referanduma götürecek - Ana muhalefetteki Sosyalist Partisi Milletvekili ve Macaristan Ulusal Meclisi Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Molnar:- "Bu o

BUDAPEŞTE (AA) - MEHMET YILMAZ - Ana muhalefetteki Macaristan Sosyalist Partisi (MSZP) milletvekili ve Macaristan Ulusal Meclisi Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Zsolt Molnar, ülkede 2 Ekim'de düzenlenecek referanduma gerek olmadığını, hükümetin halkı kandırdığını ve bu yüzden referandumda yer almayacaklarını söyledi.

Molnar, Avrupa Birliği (AB) kotaları çerçevesinde payına düşen bin 290 sığınmacıyı kabul etmek istemeyen Macaristan hükümetinin 2 Ekim'de konuyu referanduma taşıyacak olmasını AA muhabirine değerlendirdi.

Avrupa'ya gelen sığınmacıların hedefinin İskandinav ülkeleri veya Almanya olduğunu, Macaristan'ı sadece geçiş ülkesi olarak gördüklerini anımsatan Molnar, partisinin, sınırların korunmasının yanı sıra her zaman sığınmacılara insani yardım sağlanmasını ve iltica başvurularının uluslararası kurallara uygun şekilde yapılmasını savunduğunu kaydetti.

Sığınmacıların geldiği bölgelerde çok ağır savaşlar yaşandığına işaret eden Molnar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hükümet partisinin izlediği tel örgü çekmek gibi mülteci karşıtı ve onları suçlayıcı politika dolayısıyla kendileriyle ciddi tartışmalar yaşadık. (İktidar partisi) Fidesz'in, nefreti körükleyen, mültecileri suçlu ve terörist gibi gösteren kampanyasını da kabul edilemez buluyoruz. Macaristan'daki sığınmacı kamplarında sadece birkaç yüz sığınmacı var. Bu da Macaristan'ın hedef ülke olmadığını gösterir."

Molnar, Avrupa'ya gelen herkesin mülteci olarak kabul edilemeyeceğini, krize AB ile ortak çözüm bulunması gerektiğini ifade ederek, parti politikası olarak genel kotayı kabul etmediklerini bildirdi.

Molnar, referandumda yanlış soru yöneltileceğini savunarak, şöyle devam etti:

"AB'nin 'Sınırsız derecede sığınmacı kabul edilsin' diye bir teklifi yok. AB Konseyi böyle bir teklif hakkında karar verebilir ama bunu başbakanlar ya da devlet başkanları desteklemiyor. Macaristan Başbakanı bu konuda doğru söylemiyor. Düzenlenecek halk oylamasına gerek olmadığını, insanları kandırdıklarını ve bu yüzden referandumda yer almayacağımızı, boykot edeceğimizi söylüyoruz. Eğer gerçekten böyle bir durum olsaydı biz de sınırsız sayıda sığınmacı kabul edemeyeceğimizi söyleyip 'Hayır' derdik. Çünkü sınırsız sayıda sığınmacıyı ne Macaristan'ın ne de başka bir ülkenin kabul etmeye gücü yeter.''

- "AB, Türkiye'ye yardım etmeli"

Molnar, sığınmacı krizinin çözümü kapsamında varılan AB-Türkiye anlaşmasının başarılı olduğunu ve devam etmesi gerektiğini de belirterek, ''Türkiye ile yapılan anlaşma neticesinde sığınmacı akını tamamen durdu. AB, Türkiye'ye yardım etmeli. Çünkü Türkiye olmaksızın sığınmacı krizi ve Suriye'deki durum çözülemez.'' dedi.

Sığınmacıların kabulünde mensup oldukları dine göre değerlendirme yapılmasını doğru bulmadıklarına dikkat çeken Molnar, ''Biz Macarlar olarak mülteciler arasında ayrım yapmıyoruz. Hristiyan değerlere dayandığını iddia edip aslında Hristiyanlığı yanlış değerlendirilerek hükümet politikası yürütülmesini kesinlikle yanlış buluyoruz. Biz bu konuda Papa Franciscus ile hemfikiriz.'' diye konuştu.

- "Oylamanın geçerli olup olmayacağını bilmiyoruz"

Molnar, 2 Ekim'deki referanduma katılımın yüzde 50 civarında olmasının beklendiğini ama referandumun geçerli olup olmayacağı konusunda kesin tahmin yapılamadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

''Kesin olan bir şey var ki 'Hayır' oyları çok yüksek olacak ama halk oylamasının geçerli olup olmayacağını bilmiyoruz. Macaristan'ın asıl problemi sığınmacı sorunu değil bilakis asıl problem, sağlık, yolsuzluk ve eğitim gibi alanlarda. Sığınmacı krizine Avrupa'nın ortak cevap vermesi gerekli. Bu referanduma katılım yüzde 40 ya da 60 olsa da çok büyük değişiklik beklenmiyor çünkü bu oylamanın AB üzerinde hiçbir etkisi olmayacak. Biz bu halk oylamasının geçerli olmaması için boykot ediyoruz.''

Sığınmacı krizi üzerinden yabancı ve Müslüman karşıtlığının arttığına ve bunun çok tehlikeli adım olduğuna işaret eden Molnar, sözlerini şöyle sürdürdü:

''MSZP yürütülmekte olan yabancı düşmanlığı ve Müslüman karşıtlığını şiddetle reddediyor. Maalesef Macaristan ve komşu ülkelerde belirsizlik ve sosyal gerginlik artmaya başladı. Düzenlediğimiz programlarda izlenilen sığınmacı karşıtı politikayla insanların kandırıldığını, nefrete teşvik edilerek birbirlerine karşı kışkırtıldığını söylüyoruz. MSZP, Macaristan'daki Müslümanlarla irtibat halinde. Macaristan'da yaşayan Müslümanlar hakkında sadece iyi şeyler söyleyebiliriz. Ben de İslam dinine mensup, ülkenin kanun ve kurallarına uyarak uzun yıllardır burada yaşayan Müslümanları tanıyorum. Buradaki Müslüman cemiyeti ile ilgili hiçbir problem yok. Macaristan'da yaşayan Müslümanlar Macaristan'ı kendi ülkeleri, İslam'ı ise dinleri olarak seçmişler. Terörizmi İslam ile ilişkilendirmeyi çok büyük problem olarak görüyoruz. Bu kabul edilemez.''

Macaristan hükümeti, 2 Ekim'de, AB'nin sığınmacıların üye ülkeler arasında dağıtımında uygulamak istediği zorunlu kotayı referanduma sunacak. Referandumda halka "Macaristan Meclisi'nin onayı olmadan AB'nin Macar vatandaşı olmayan kişilerin Macaristan'da ikametine karar vermesini istiyor musunuz?" sorusu yöneltilecek.

AB kotaları çerçevesinde Macaristan'ın payına bin 290 sığınmacı düşüyor.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :