İlk yarının son maçında Eskişehirspor’a 4 gol atan Torku Konyaspor, tam anlamıyla galibiyetin tadını damağımızda bırakmıştı. Hem bol golü hem de öyle farklı bir galibiyeti özlemiştik. Ama devre arası girince herkes, “keşke maçlar bitmeseydi de takımın neler yapacağını görseydik” diye düşündü. Sonra transfer heyecanı başladı ve yönetim takımın başlattığı heyecanı sürdürdü. Barcelona ve Arsenal tecrübesi olan Alexander Hleb’in Konya’ya gelecek olması bile sansasyon yaratmaya yetti. Transferin gerçekleşmesi ise ikinci yarının başlamasını dört gözle bekleyen Yeşil Beyazlı taraftarın heyecanını daha da arttırdı. 

 

Ve tüm bunlara, Mesut Bakkal da katkıda bulunup Fenerbahçe karşısında ofansif bir kadro ve oyun tercih etti. Ama güçlü bir hücum hattı olan Sarı Lacivertliler’i orta sahada yavaşlatıp, kale önüne gelene kadar enerjisini bitirdi. Baroni’nin kötü performansı Ali Çamdalı’nın etkinliğini arttırdı. Kontratak pozisyonda hayli hareketli olan Gekas, Hleb ve Djalma’nın harika paslaşmaları sonrasında gelen güzel gol, Torku Konyaspor’un adeta doping oldu. Maç belki tek kaleye dönüştü ama ilk 35 dakika ev sahibi takımın sadece bir pozisyonu vardı. LİGTV, tekrarını verecek başka pozisyon bulamadı.

 

Bu Fenerbahçe’nin, hiç açık vermeyen Konyaspor’a karşı, yan top ya da serbest vuruşlar dışında gol bulma şansı yoktu. İlk yarının son dakikasında çok geride olduğu için Alves’i Gekas’a bırakmak dışında hata yapmayan Konyaspor’a, yenen gol maçı yeniden başlatmaktan başka bir zarar vermedi. 

Çünkü Mesut Hoca, ikinci yarı boyunca da hücum oynadı. Bu yolla, Fenerbahçe’nin oyunu üzerine yıkmasını 15 dakika geciktirdi. İnkar etmeye gerek yok. Fenerbahçe ile oynadıkları için kapasitelerini sonuna kadar zorlayan Konyasporlular, rakibe nefes aldırmadı. Kondisyonları da hayli iyiydi. Mesut Bakkal, Fenerbahçe üzerine çöreklendiğinde fark yiyeceğini iyi biliyordu. Zaman zaman büyük boşluklar kalsa da, alan savunması iyi tuttu. Fakat o facia bireysel hatalar olmasaydı maç sonuna kadar da tutacaktı. Maç boyunca hatasız oynayan Selim Ay, yine maç boyunca adeta yatan Egemen’in gol atmasını adeta izledi. Torku Konyaspor, üç olmasa da en azından bir puanı hak etmişti. 

Yazık oldu ama Sivas maçı daha önemli. Sorun yok.