Konyaspor

Sevgili nitelikli okurlarım... İki ay öncesinden, arkadaşlar, dostlar, okuyucular, “Neden Konyaspor için bir şeyler yazmıyorsun” diye baskı kuruyorlardı. “Ne yazacam oğlum,n e yazacam” diye başlayan ve onlarla paylaştığım bir kaç şeyi, “İşte bu söylediklerini yazsan yeter abi” diyorlardı. Neler mi söyledim? Sadece bir kaçını paylaşayım.

Konya;şehir nufusu birmilyonu geçmiş,ilçelerle birlikte iki milyon olan,yurdışında çalışan ve başka şehirlerde ki,Konyalı hemşehirlerimizle birlikte 2,5 milyon insanı temsil eden bir şehrimiz.

Şimdi soruyorum arkadaşlar sizlere Konya bu nüfusuyla bu güzellikleri ve tarihiyle, futboldaki yeri Asya 2.lig mi? Tabi ki değil. Bence Adana, Adana Demir, Altay, Karşıyaka, Göztepe Spor gibi takımların yeri de Asya 2. lig değil.

     Konyaspor 2,5 milyon insanımızı temsil eden bir takım. İşte bu 2,5 milyon insanımızı temsil eden takım ilk yarıyı hatırladığım kadarıyla; Fenerbahçe’den sonra yenilgisiz kapatan, liglerdeki 2 takımdan birisiydi. Fenerbahçe ve Konyaspor ilk yarıyı lider olarak ve yenilgisiz olarak bitirdi.

     Şimdi kimseler üzerine alınmasın. Siz yönetici olsanız takımınızı lider ve yenilgisiz bitiren bir teknik heyeti gönderir misiniz, yoksa göklere mi çıkarırsınız?

     Üşenmedim, futbolcu arkadaşlarımı, teknik adamlık yapmış abilerimi, futbol altyapı sorumluluğu yapmış ve halen yapmakta olan Türkiye’nin bir çok değişik illerdeki arkadaşalarıma danıştım, sordum. Üşenmedim, google’a girdim ve ‘Türkiye liglerinde ilk yarıyı yenilgisiz ve lider bitirip, 2. yarı başlamadan gönderilen teknik adam var mı?’ diye sordum. Vallahi ‘aradığınız sonuç bulunamamıştır’ dedi. Yok, yok yok. Örneği yok. Sanki yazıyı okurken biraz suratınız güldü sanki.

     Peki, aynı olay BJK, FB, GS, TS teknik heyetine yapılabilir mi? Ya da bir başka deyişle Fenerbahçe acaba Daum’u gönderir miydi? Seyircilerin ve diğer yöneticilerin tavırları ne olurdu? Bunların hepsi kafamda soru işareti. Adam para istediyse vereceksin, futbolcu istediyse alacaksın, adam size yenilgisiz ve lider olarak ilk yarıyı tamamlatmış, daha ne yapsın kardeşim?

     Sonuç itibarı ile bunların altında mutlaka bizlerin bilmediği bir şeyler
yatıyordur. Ne yatarsa yatsın. Dünyada bir başka örneği olmadığı kesin varsa bana, ya da gazetemizi arayarak söylesin.

     Bunu neden söylüyorum: Belkide şu anda açık ara lider bizdik, onun için söylüyorum   

     Bu arada Konyaspor’da top koşturan tüm futbolcuların gözlerinden öperim… Allah size sabırlar versin, güç versin, hepinize tekrar tekrar geçmiş olsun, hem Poljac  için hem giden liderliğiniz ve teknik adamınız için.

Hoşça, sağlıcakla kalın. Ama en önemlisi adam gibi adam kalın. 

 

HAFTANIN KISSADAN HİSSESİ

Hayırsız evlatlar için: İhtiyar adam, tapu dairesinden çıkarken sevinçliydi. Oturduğu evin tapusunu çocuğunun üzerine kaydettirmişti. İçinden “Ölümlü dünya” diye geçirdi. “Biz öldükten sonra oğlumun birçok işlemle uğraşması gerekmeyecek. Neden eziyet çeksin yavrum!” diye düşünüyordu.

Ömer’in kendisini neredeyse zorla doktora götürüşünü hatırladı. “Kerata, amma da ısrar etmişti. Sağlığıma verdiği önem kadar ziyaretime de gelse ya” dedi içinden.

Eve döndüğünde, karısı onu karşıladı. Biraz durgun gibiydi. Adam, koltuğa oturdu, koynundaki tapu kâğıdını çıkardı, “Bu nedir biliyor musun hanım?” diye sordu. Ve cevabını beklemeden anlattı:

“Yarın ne olacağı bilinmez, vademiz gelir de ölürsek oğlumuz uğraşmasın diye, evin tapusunu onun üzerine yaptım.”

Eşi adeta fısıldadı:

-Ömer de bugün gelmişti... Öğleden önce.

-Öyle mi, vay hayırsız. Demedin mi uzun zamandır niye görünmüyorsun diye.

Kadın, kocasını dinlemiyor gibiydi. Masadaki kâğıdı gösterdi, “Bunu getirmiş bey” dedi. Sesi titriyordu. Yaşlı adam, masaya uzandı, kâğıdın bir mahkeme kararı olduğunu gördü. İçinden yavaş yavaş okudu:

“Yaşı ilerlediği ve muhakemesi yerinde olmadığı doktor raporuyla tespit edildiği için, taşınır taşınmaz varlıklarının, resmi vârisi oğlu Ömer tarafından idaresine karar verilmiştir.” Mahkeme kararı, yaşlı adamın elinden yavaşça yere kaydı. Oğlunun neden kendisini ısrarla doktora götürdüğünü anlamıştı. Yüreğindeki sızıyı bastırmaya çalışarak, “3 senedir uğramadık; köydeki ev acaba nasıldır hanım?” diye sordu eşine.

-Canım ne olacak bir günde temizlerim ben, cevabını verdi kadıncağız.

-O evde dizlerin üşürdü senin.

 

İhtiyar kadın, daralan göğsüne hafifçe elleriyle bastırdı. “Yüreğimin üşümesi daha kötü” diye düşündü. Kocasına, “Merak etme üşümem, üşümem” cevabını verdi.

 

Adam, tapuyu karısına uzattı. “Oğlan geldiğinde aramasın, görülebilecek bir yere koy” dedi.

 

Kadın, telâşla hazırlanıyordu. Fotoğrafları duvardan toplarken, oğlununkine bir an baktı; aldı; sonra çantaya koymaktan vazgeçti. Masadaki kâğıtların üzerine ters olarak bıraktı. En son duvardaki küçük bir patiği aldı, öptü; bu, büyük torununa ördüğü, ama küçük gelmeye başlayınca hatıra olarak sakladığı mavi patikti. Çantaya fotoğrafların yanına koydu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum