Arif Köse /ey kavmim

Arif Köse /ey kavmim

Konya deprem kuşağında mı?

 

İçiniz Konya ahalisi olarak deprem konusunda çok rahat değil mi?

Türkiye’nin deprem haritasına baktığınız zaman beyaz boyalı, en güvenli alan olarak görürsünüz Konya’yı.

İddia ediyorum, Konya’da deprem olacak. Çatır çatır yer yarılacak.

Çünkü toprak kabul etmez, sindiremez içine sizin yaptıklarınızı arkadaş.

Siz domuzların yediği pislikleri yiyebilir misiniz? Yiyemezsiniz. İçiniz almaz.

En ufak bir pis şeyi yiyebilir misiniz? Yiyemezsiniz.

Siz yeseniz vücudunuz kabul etmez, iltihap olur, enfeksiyon olur, alerji olur, hasta olur vücudunuz.

İşte yer dediğimiz taşkürenin de bir ruhu vardır. O, Adem aleyhisselamın yaratılması için kendisinden toprak almaya gelen meleklerden Allah’a sığınmıştı. En son Azrail, Allah’ın emrini, yerin kendisinden Allah’a sığınmasından daha üstün görerek toprak alabilmişti.

Hasılı, yerin yani toprağın da bir ruhu vardır.

İşte o ruhu olan yerküre de sizin, kendi üzerinde işlediğiniz günahları kabul etmez, kabullenemez, kendine yakıştıramaz ve sonunda titreyerek sizin deprem dediğiniz olayı oluşturur.

Hz. Ömer’in  halife olduğu dönemde deprem olmuş, halk çok korkmuştu. Hz. Ömer halkı topladı ve minbere çıkıp hutbe okudu. Hutbede şu hadisi şerifi nakletti:

“Yerin zelzelesi iki şeyden olur. “

1. Zinanın yaygınlaşmasından.

2. Zulmün artmasından.”

 

Halimiz ortada. Zina, en iğrenç halleriyle işleniyor. Ulusal kanallara bile konu oluyoruz. Konyalı bir bayan eşinin kişisel bakımsızlığından, eve olan ilgisizliğinden şikayetçi olup boşanmak istiyor. O meşhur programlardan birisine çıkıyor. Program ekibi bir süre sonra şüphelenip DNA testi yapıyorlar ve sonuç: Kadının iki çocuğu da boşanmak istediği eşinden değil, başka birinden.

Daha bin beterini duyuyoruz, kocasına uyku ilacı verip gece vakti zinaya gidenler, yaptığı ahlaksızlığı kameraya çekenler… AZ KALDI. Çocuklarınıza gerekli terbiyeyi vermezseniz, şu an herkesin ortasında sarılıp koklaşan hatta birbirlerini öpen hallerinin bir adım sonrası, sokak ortasında zina olacak.

Allah aşkına siz söyleyin, yer kabul eder mi bu halinizi?

Şimdi bazıları da sordu: “E herkes aynı günahı işlemiyor ya, ama deprem olursa herkes etkilenir. Saçmalıyorsun” dedi.

Cevabı ben vermeyeyim Peygamberimiz versin:

“Eski milletlerden bir kısmına deprem ile azap yapıldı. İyiler de helak oldu.

Çünkü günah işlenirken susmuşlar, önlememişlerdi.” (Taberani)

Haydi söyleyin,

Faize giden tanıdığınıza Allah için bir tepki verebiliyor musunuz?

 Açık ve dar giyinen tanıdığınız tanımadığınız bayanı, güzellikle de olsa uyarabiliyor musunuz?

Ektiği sebze meyveyi, daha çok para kazanma hırsıyla hormonlayan, insanlara zarar verecek hale getiren tanıdığınıza ses çıkarabiliyor musunuz?

Otobüste, tramwayda gördüğünüz birbirine sarılan, koklayan gençleri Allah rızası için uyarabiliyor musunuz?

Cibilliyetsiz emlakçı 25 yaşında. Bir vatandaşın evini satmak üzere anlaşıyor.

Gariban bir taş ocağı işçisi eve talip oluyor ve yıllardır güç bela biriktirebildiği 120 bin lira parayı önden veriyor emlakçıya. Ama gel gelelim evin sahibi olan kişi bu paranın 30 bin lirasını görebiliyor, kalanını emlakçı olacak karakter fukarası çatır çatır yiyor. Ne ev sahibine ödeyebiliyor şimdi parayı ne de eve satmak üzere oturttuğu, parasını aldığı kişiye bir açıklama yapabiliyor. Bu olayı duyunca “babası yokmu bu para köpeğinin” dedim ama aldığım cevap durumdan daha beterdi: “Babası da işin içinde”

 Şimdi bu aile, nasıl yiyor bu parayı? O gariban taş ocağı işçisinin yıllardır biriktirdiği parayla ne pastalar börekler ballar baklavalar yediler bakalım.

 Bu emlakçı olacak haysiyetsizin etrafında hiç mi kimse yok sizce? Tabi ki var. Habersizler mi bu şeref yoksununun yaptıklarından? Tabi ki değiller. Kaldı ki bu yaratığın ilk dolandırıcılığı değil bu olay.

Peki etrafındaki onca insan, neden tavır almaz bu böceğe?

Çünkü parola: “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın”

Sarrafımız, güya sattığı altının reklamı için 1 metrelik afiş asıyor herkesin görebileceği yere. Reklamda kadının göğsü görünüyor. Karınızla, çocuğunuzla beraber bu dükkanın önünden geçip te ses çıkarmadan mutlu mutlu o çıplak kadına mı bakıyorsunuz yoksa Allah için girip o sarrafı uyarıyor musunuz?

 Elbise mağazası güya sattığı elbisenin reklamını yapıyor ama çoluk çocuk herkesin görebileceği yere devasa ebatta çıplak denilebilecek kadının fotoğrafını koyuyor.

Adam iş yaptırdığı, mal satın aldığı kişiye olan borcunu ödemiyor, gidip araba değiştiriyor.

Patron efendi işçisine 2 ay maaşını ödemiyor, ama hacca gidiyor.

Şahitsiz mi bu günahlar, bu cürümleri işleyenlerin aileleri yok mu? Habersiz mi bu toplum birbirinin işlediği zulümlerden, günahlardan?

Hasılı günah işlenirken susuyor musunuz, ses çıkarıyor musunuz?

Dut yemiş bülbül gibisiniz.

 İşte Allah’ı unutmuşçasına işlediğiniz günahlar ve bu günahlara olan sessizliğiniz yüzünden yakında Konya’nın toprağı size dayanamayacak. Titreyecek, Allah’a niyazda bulunacak.

Üzerinize böcek gelse ne yaparsınız? Elinizle hemen onu atarsınız değil mi üzerinizden. İşte Konya’nın toprağı da sizi öyle atmaya hazırlanıyor ve atacak.

Sizin dünya hevesleriniz, hırsınız, paraya olan kulluğunuz, haram şehvetiniz, oluşacak fay hatlarının haritasını çiziyor şu an altımıza.

Hala “Çoğunluğumuz bu halde değil” diyenleri duyar gibiyim.

Lut kavminde de o işi yapanlar çoğunlukta değildi, Cumartesi balık avlama yasağını delenler de çoğunlukta değildi. Ama o günahı işleyenler de, sessiz kalanlar da aynı azabı tattılar.

Benden söylemesi, hiç öyle boş yere deprem çantası falan hazırlamaya kalkmayın, sizi kurtarmaz. Sizi kurtaracak olan tövbeniz ve açıktan günah işleyenlere karşı yapacağınız uyarınızdır.

Gerisi size kalmış.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum