Seyit Küçükbezirci

Seyit Küçükbezirci

Karaman'ın inanç ve kültür turizmi..

KARAMAN’IN İNANÇ VE KÜLTÜR TURİZMİ AÇISINDAN FEVKALADE DEĞERİ

 

Ne zamandır aklımdaydı, hayalimdeydi Karaman…

Ne zamandır istiyordum, canım çekiyordu; “Türkçe’nin Devlet Dili” ilan edildiği topraklarda, “Türkçe’nin muhteşem solosu”nu zaman tünelinde yaşamayı…

Ne zamandır istiyordum özlüyordum; Türkçe’nin şiir dilinde de yüksekliğini Yunus Emre’den, ayak bastığı topraklarda, bütün bir “Yunus Divanı”“Gönül gözü” ile okumayı…

Ne zamandır arzu ediyordum, özlüyordum “Meder-i Mevlana”nın duvar diplerinde oturup, sevdiği ve inandığı Bahaeddin Veled’in ardına düşüp “Karaman toprağı”na gelen, buraya yatan, Mevlana Celaleddin’in annesi Mamine Hatun’a bir “Fatiha” okumayı… Onu anlamaya “Karamanoğlu iklimi”nde çalışmayı…

Ne zamandır istiyordum gönlümde tütüyordu; Gazi Mustafa Kemal’in “Ata toprağı” Taşkale/Kızıllar’da gezinmeyi… “Evlad-ı Fatihan”ların toprağında bir tas su içmeyi…

Ne zamandır istiyordum; adlarını bin kez duyduğum, gezmem nasip olmayan Maden Şehri’ni, Derbe’yi, Deyle’yi… Aziz Pavlos’un, arkadaşı İncil yazarı Barnabas’ın 2000 yıl önce yürüdükleri yollarda yürümeyi, dokundukları taşlara dokunmayı… İsa’nın göğe çekilmesi’nin ardından, hemen hemen on/onbeş yıl sonra Karadağ’da, Değbe’de Pavlos ve Barnabas’ın yaşadıkları…

Neyin ne zaman “nasib” olacağını kimse bilemez…

 

KARAMAN ULUSAL İNANÇ VE KÜLTÜR TURİZMİ SEMPOZYUMU

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası; “Karaman Ulusal İnanç ve Kültür Turizmi Sempozyumu” düzenlemeye karar vermiş… Oda Başkan Yardımcısı Rıza Duru aradı, katılmamı istedi. 23 Mart’ta Karaman’daydım; üç gün “Karaman iklimi”ni özümsemek için. Rıza Duru, “Karaman’ın Gizemli Konuğu Gertrude Bell” kitabının yazarı… Ailecek kültür, folklor üstüne… Yunus Emre’den Şeyh Sunullah Efendi’ye yaklaşık 600 yıldır ayakta kalan “Yunus Tekkesi”nin son halkası…

Sempozyum Rıza Duru’nun açılış konuşması ile başladı… “İnanç ve Kültür Turizmi Oturumları”nın saygın bir konuğu da salondaydı; Prof. Dr. Semavi Eyice… 1923 doğumlu, 90 yaşında… Zorlukla yürüyor ama hafızası anlatım yeteneği, derin bilgisi fevkalade… Karamanlı Ticaret ve Sanayi Odası yöneticilerinin hatırını kırmamış, uzak yolları göze alarak Karaman’a “Şeref” vermiş… “Tamam; son bir defa Karaman’ı göreyim” demiş… Prof. Dr. Semavi Eyice 1955 yılında Karaman’a gelmiş, Hıristiyanlığın ilk mabedlerini Karadağ’da, Binbir Kilise’de Deybe’de incelemiş; yazdığı kitaplarla dünyaya tanıtmış… Prof. Dr. Eyice, “Karaman’a hakkı geçen büyük bir aydın”… Öyle ilgi ile dinlendi ki, “Büyük alim”; dünyanın en önemli “Bizandoloğ”u…

23 Mart Cuma-24 Mart Cumartesi günleri 7 oturum yapıldı… Açılışta Karaman Valisi Süleyman Kahraman, Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, Belediye Başkanı Dr. Kamil Uğurlu Karaman sempozyumuna katılan bilim adamlarına ve izleyicilere seslendi.

 

MANAZAN, TAŞKALE, MADENŞEHRİ, DEĞLE YOLLARINDA…

“Karaman Kültür ve İnanç Turizmi Sempozyumu”nun düzenleyeni, “Ev sahibi” Karaman Ticaret ve Sanayi Odası, “Sempozyum misafirleri”ni her öğünde Karaman’ın seçkin bir mekanında ağırladı… Sempozyumun son akşamı “Hatuniye Medresesi”nde sunulan akşam yemeği bir “Karamanoğlu akşamı” yaşattı herkese…

1382’de Murat Hüdavendigar’ın kızı, Karamanoğlu Alaeddin Ali Bey’in eşi Nefise Hatun Sultan yaptırıvermiş.

Sempozyumun üçüncü günü yollara düşüldü… “Manazan Mağaraları”na 1500 yıl önceki gibi tırmanıldı; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Atayurdu” Taşkale’de Belediye Başkanı Muhittin Sunaoğlu, kaç minare boyu yükseklikte kayalara oyulmuş tahıl ambarlarını tanıttı. Misafir etmek istedi, candan ağırlamak istedi; ama vakit yoktu…

25 Mart Pazar… Mini otobüslere doluşan “Karaman Karadağ” seyyahları “Binbir Kilise’yi, Maden Şehri’ni, Değne’yi görecekler…

“Gerçekten görülmeye değermiş” söz mü? Görmeyen, gezmeyen bir mum yaksın haline yansın… 1500-2000 yıl öncenin yapıları… Hıristiyan Aziz Pavlos ile “İncil Yazarı Barnabas”ın inançlarını yaymak için yayan yapıldak sokaklarında dolaştıkları antik kentler… MS üçkez; 47-49-53 yıllarında uğradıkları mekanlar… Şahane mühendislik ürünü, şahane taş ustalığı ürünü yıkık kiliselerin taşları üstünde dinlenirken Aziz Pavlos’la arkadaşı, “Beş İncil’den birinin yazarı” Barnabas’ı bir köşeden çıkıverecekler sanıyorsunuz…

 seyit-1.jpg

ÜÇKUYULAR’DA, YANİ “DEĞLE”DE SIKMA VE “GUYMAK”…

Üçkuyular Köyü’nde, anayolun üstüne, upuzun, belki de elli metre, masaları çatmışlar; bizi beklemişler… Kadın, erkek, çoluk-çocuk; unvanlardan, kariyerlerden sıyrılmış bir topluluk; nasibimizi bekliyoruz “sıkma”dan, ayrandan, “guymak”tan… Köyün kadınları peynirli, patatesli, kıymalı “sıkmaları” yağmur gibi yağdırdı; delikanlılar “sıkma” sundu, ayran doldurdu… Karaman’a özgü, “otantik tatlı” “ballı guymak” her masada sebil… Karaman Ticaret ve Sanayi Odası’ndan Başkan Mustafa Toktay, Başkan Yardımcısı Rıza Duru misafirleri ile candan ilgilendi…

 seyit-2.jpg

“DİŞ KİRASI” GİBİ KARAMAN’IN “YEREL ÜRÜNLERİ”NDEN BİR ÇUVAL…

Üç gün geçirdiğimiz “Bayraklı Otel”de, herkes, gece odasında bir çuval buldu… Gerçek çuval bezinden mini bir çuval yapmışlar; “Minyatür Çuval” yani… Çok hoş… Üstünde Ticaret Odası’nın arması; içinde, beyaz pencereli mini torbalarda kavurga, kara üzüm,  yerel mercimek; susamlı helva, kuru üzüm helvası, durudan ilginç bulgurlar ve şahane bir “Bulgur Yemekleri Kitabı”… Bu kitap, Türkiye’de kendi konusunda sanırım ilk ve tektir.

Rıza Duru iyi akıl etmiş… Hangi hediye, nerede makbule geçer; biliyor…

Karaman’dan olmayan bal/badem; bal/kaymak sansalardı, bu kadar zarif ve anlamlı olmazdı.

MEVKA(Konya-Karaman Mevlana Kalkınma Ajansı)’nın maddi katkıları ile gerçekleştirilen “İnanç ve Kültür Turizmi Sempozyumu” bence, umulandan daha başarılı oldu. Bilinçliydi, anlamlıydı, kaliteli ve zarifti; sınırlı imkanlarla yapılmasına rağmen “maksat” hasıl oldu…

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Toktay’a; başkan yardımcısı Rıza Duru’ya katkısı olan bütün personellerine tebrikler…

Oturum başkanları, oturum sırasına göre: Prof. Dr. Kemal Esengün, Prof. Dr. Turan Karataş, Prof. Dr. Muhittin Eliaçık, Prof. Dr. Yusuf Küçükdağ, Prof. Dr. Aytekin Can, Prof. Dr. Tuncay Neyisçi, Prof. Dr. Osman Gümüşçü…

“İnanç turizmi” açısından ilginç ve önemli bulduğum, dikkatle dinlediğim bildirilerin bir kısmı şöyle:

- Dr. Kamil Uğurlu: Medeniyetlerin Kavşağı, Karaman’da Kültür ve İnanç Turizmi Kavramı

- Cengiz Topal: İnanç Turizmi Kapsamında Karaman’ın Değerlendirilmesi

- Prof. Dr. Tuncay Neyisçi: İnanç ve Kültür Turizminin Anadolu Yorumu.

- Cengiz Topal: Hıristiyanlığın İlk Yıllarında Karaman.

- Doç. Dr. Güngör Karauğuz: Karadağ-Kızıldağ Hiyeroglif ve Karaman-Konya Eskiçağ Araştırmaları.

- Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kurt: Binbir Kilise(Madenşehri) ve Eserleri Üzerine Gözlemler.

- Sabri Aydal: Karaman ve Aziz Paul.

- Prof. Dr. Aytekin Can: Ninda Anadolu’nun Ekmeği.

Bildirileri dinlerken, Doç. Dr. Güngör Karauğuz’un Hititerle ilgili bir cümlesi, binlerce yıldan sonra, bugünlerde bile “etik insan” için rehber olacak nitelikte…

Hitit Prensi Kantulizzi, MÖ. 13. yüzyılda; yani, bundan 3200 yıl önce şöyle diyor: “Yemek bulduğunda gizlice yemeyeceksin, su bulduğunda gizlice içmeyeceksin.”

 

KONYA-KARAMAN “İNANÇ TURİZMİ”NDE İSTEKLİLERSE…

Konya ve Karaman, Atilla İlhan’ın ünlü şiirindeki “Ben sana mecburum” dizesi gibi “Birbirlerine mecbur”lar…

İl olmazdan önce, Konya ile Karaman bir elmaydı… Şimdi bir elmanın iki yarısı… Sınırlar ayrılır, kolay; bir karar alır “Merkezi Hükümet” il olursunuz; ilçe olursunuz… Ama kültür, ortak tarih, çağlar boyu süren iç içe yaşam bir kararla taksim edilemez…

“İnanç Turizmi”nin şahdamarının yarısı Konya’daysa, yarısı da Karaman’da, Mevlana sadece nasıl Konya’nın olur; Yunus Emre nasıl sadece Karaman’ın olur?

Karamanoğlu Mehmet Bey’in bir “Başkent’i Karaman’sa, bir “Başkenti” de Konya… Türkçe’nin başkenti oluş iki ilinde ortak değeri…

Gazi Mustafa Kemal’in ataları Kızıllar Köyü’nden(Taşkale); “Analığı, babalığı, evlatlığı Rukiye” Konya’dan…

Hıristiyanlığı “Kutsal Kentleri”nin yarısı, Listra, Gilistra, Sille Konya çevresinde… Aziz Pavlos’a Konya’da ilk inanan, Hıristiyanlığın önemli “Azize”si Aya Tekla Konya toprağından bir kız.

Eğer, “İnanç Turizmi”nde, dünya çapında söz almak istiyorsak, bunda “samimi” isek Konya ve Karaman bütünleşerek, bir tek il gibi güçbirliği etmeli… Turizmin maddi ve manevi nimetlerinden herkes miktarınca nasiplenecektir, şüphesiz.

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa TOKTAY, söyleşilerimizde bu gerçeği defalarca belirtti... İnanç Turizminde Konya-Karaman işbirliği konusunda olmazsa olmaz diyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.