Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

İnsanın Özgürlük Arayışı

İslam inancına göre, iman/hidayet, küfür/dalâlet yaratma açısından Allah’a, seçme ve tercih etme açısından insana aittir. İnsanın bütün fiillerini yaratan Yüce Allah’tır. Kâfir, küfrü seçer, Allah da onda küfür fiilini yaratır, kul da sapar.  Mü’min de imanı seçer, Allah da onda hidâyet fiilini yaratır, kul da ihtida eder, Müslüman olur. Her iki durumda da Allah, kulunun özgür seçimine müdahale etmez. 

 Kur’an-ı Kerim’de, Allah’a izâfe edilen ‘saptırma/sapıklık içinde bırakma’  gibi ifadeler,  Allah’ın, sapmaya eğilim gösteren kişiyi kendi haline bırakması anlamına; “doğru yola yöneltme” (hidâyet) gibi ifade biçimleri ise,  bunu hak eden kişiye başarı (tevfîk) ve destek sağlaması anlamına gelir. İnsan bu iki eylemden birisini seçerken zorlama altında değildir. Kur’an-ı Kerim’de geçen şu âyetler insanın özgür olduğunun delildir: 

 “Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa, hepsi toptan iman ederlerdi.”(10/Yunus 99).

 “Dileseydik herkesi doğru yola iletirdik.” (32/Secde 13).

 “Allah dileseydi, elbette onları hidâyet üzerinde toplayıp birleştirirdi.” (6/En’âm 35).

Ergenlik çağı, dinde sorumluluk çağıdır. Sorumluluk çağına gelmiş her insan,  neyi irade ederse Allah onu, onda yaratır. Allah hâlık/yaratan; insan kâsib/isteyendir/seçendir. Allah, kulun istekleri doğrultusunda ihtida/iman fiilini yaratmak suretiyle el-Hâdi/hidâyete ulaştıran sıfatını almıştır.

 İman ve küfrü cebriyeci bir kadercilik mantığı içinde anlamak doğru değildir. Elbette Yüce Allah, irade özgürlüğü verdiği varlığı sorumlu tutacaktır. Çünkü O, yaptıklarından sorumlu değildir. Ama biz yaptıklarımızdan sorumluyuz ve O’na karşı sorumluluk taşıyoruz.  

İnsanın Allah’a karşı sorumluluğu,  gücü nispetindedir. Gücünü aşan konularda O,  kulunu sorumlu tutmaz.  Her ne kadar hidâyet, insanın kesb ve iradesiyle meydana geliyorsa da Yüce Allah’ın ilahi lütfunu gözden ırak tutmamak gerekir.  Çünkü insanın gönül dünyasında seçme, tahrik ve meyletme gibi bir takım arzu ve istekler vardır. Bu arzular Allah tarafından yaratılmış olup, insan kudreti bunlar üzerinde tesirli değildir. Allah her hangi bir fiille bunları yarattığı zaman, insan bu duygularla fiili sağlam bir irade ile gönülden arzular ve ister. Bunun akabinde de Allah, insan için o fiili yaratır. Dalâlet/küfür konusunda da söz aynen buna benzer.

Netice olarak, Allah’ın sorumluluk yüklediği alanda insan eylemlerinde özgürdür. İnsan hakikatin bilgisine muhatap kılındıktan sonra sorumluluk işletilir. Özgür iradesiyle kararını verir.  Dilerse iman eder, dilerse inkâr eder. Dilerse düzgün davranışta bulunur, dilerse kötü davranışta bulunur.  Kazandığı şeylerin karşılığı kendisine tam olarak ödetilir ve ödenir.  Esas olan ve insandan istenin onun fıtratın sesine kulak vererek imanı tercih etmesidir. Buna bağlı olarak da düzgün davranışta bulunmasıdır.  Yüce Allah’ın Kitap indirmesi, peygamber göndermesi, akıl vermesi, âfak ve enfüs delillerini önüne sermesi, insanın doğruya yönelmesine yardımcı olmak içindir. Kısaca Yüce Allah, imanı seçen ve salih amel işleyen kullarına yardım eder. İnkarı seçen ve kötü eylemlerde bulunan kullarının özgürlüğüne karışmaz ama onlara yardım da etmez.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.