İnançer: İnsan, iradeyle olunur

İnançer: İnsan, iradeyle olunur

Yazar Ömer Tuğrul İnançer’in Mevlana Kültür Merkezindeki “Mesnevi Sohbetleri” devam ediyor.

 

 

Hz. Mevlana’nın 744’üncü Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenlerine katılmak üzere Konya’ya gelen Tasavvuf Tarihi Araştırmacısı ve Yazar Ömer Tuğrul İnançer’in Mevlana Kültür Merkezindeki “Mesnevi Sohbetleri” devam ediyor.

“ÇOCUK BABASININ SIRRIDIR”

Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce düzenlenen Hz. Mevlana’nın 744’üncü Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenlerine katılmak üzere Konya’ya gelen Tasavvuf Tarihi Araştırmacısı ve Yazar Ömer Tuğrul İnançer’in Mevlana Kültür Merkezindeki “Mesnevi Sohbetleri” devam ediyor. Törenlerin altıncı günündeki sohbetine “Çocuk Babasının Sırrıdır” diyerek başlayan İnançer: “Velet kelimesi çocuk için kullanılıyor. Hakikatte kişiden tevellüt eden, ondan kaynaklanan her şey o kişinin veletleri, yani evladıdır. Hz. insandan en mükemmel olarak doğan varlık yine Hz. insan olduğu için bebek bile olsa velet kelimesi çocukla eşdeş hale gelmiştir. Hz. Mevlana’nın da birçok evladı vardır. Başta “Mesnevi-i Şerif olmak üzere; Divan-ı Kebir, Mektubat, Fihi Ma Fih, Mecalis-i Seb‘a ve Rubaiyat’dır. Bir baba olarak da erkek ve kız çocukları da vardır. Oğlu, Bahaeddin Veled Hazretleri geceleri aydınlatan öyle bir mehtaptır ki gece karanlığında nefsimizin kararttığı nefsani gecelerimizin bile yol göstericisi olarak aydınlıktır ve aydınlatıcıdır. Ama bir mehtap ne kadar parlak olursa olsun güneş doğduğunda mehtap gözükmez. Hz. Mevlana’nın güneşi Sultan Bahaeddin Veled ’in mehtabını göstermiyor. Görmemek demek yok olması ve aydınlatmıyor olması demek değildir.” dedi.

“SAZ ÇALMAYI, DİNE MUHALİF DİYE DİL UZATANLAR BİLMELİDİRLER Kİ…”

Konuşmasına Sultan Veled’in eserlerinden örneklerle devam eden İnançer: “Sultan Veled Hazretlerinin Rebabnamesi’nin ilk beyiti, Mesnevi-i Şerif’in ilk beyiti gibi, “B” ile başlar. Besmelenin “B”si gibi, Mesnevi-i Şerif ve Rebabname ‘Dinleyin rebabın sesinden ve ağlayıp inleyişinden’ diyerek, aşkın yüzlerce çeşit nüktesini veya aşk nüktelerinin yüzlerce çeşidini söylüyor. Rebab bildiğiniz gibi bir sazın ismi ancak o dönemde rebab, bütün sazlar için enstrüman, saz karşılığı olarak da kullanılır. Sadece o dönemde değil, meşhur şair Tevfik Fikret’ in Rübab-ı Şikeste'si, kırık rubab değil kırık saz, kırık enstrüman olarak anlaşılır. Dolayısıyla saz çalmaya, dine muhalif diye dil uzatanlar şunu bilmedilidirler ki, Abdulkadir Kureyşi’nin, Hz. İmam-ı Azam’dan 1370’li tarihlere kadar yaşayan zevat-ı kiram içinde cevher değerinde olan Cevâhiru'l-mudıyye fî tabakâti'l-Hanefiyye adlı, yalnızca Hanefi Fıkıh alanındaki önemli zatların hayatını anlattığı kitabında, Sultan Veledin de çok önemli Hanefi fakihler arasında yer aldığını belirtmiştir.

“İNSAN, İRADEYLE OLUNUR”

Sultan Veled, İntihâ-nâme isimli eserinin ilk beyitinde, Hakkın namı ile yani besmele ile başlayarak eşi ve benzeri az bulunur nadir olan nükteler anlatıyor. Nükte espri değildir. İnce işaretler demektir. Güldürdüğü kadarda tefekkür ettirir, düşündürür, bazende ağlatır. İnsanı bedenden ibaret görüp bedenini insan zannedenler için değil. Her insan bedeni şekli taşıyan insan olmaz. Zira bizim beden şekli taşımamız bizim irademizle değildir. Böyle gönderilmişiz dünyaya. Başka bir suretle ve bedende de gönderilebilirdik. İnsan olmak, insan bir anne babadan doğmakla olmuyor.” diyerek sohbetini tamamladı. İnançer’in “Mesnevi Sohbetleri” 17 Aralık’a kadar devam edecek.