"İbadi'nin reform hamlesinin başarıya ulaşması zor"

"İbadi'nin reform hamlesinin başarıya ulaşması zor"

Irak Başbakanı el-İbadi'nin teknokratlar hükümeti kurma çalışmalarını değerlendiren uzmanlar, İbadi'nin başarı şansının düşük olduğunu ancak kesin sonucu siyasi dengelerin belirleyeceğini belirtiyor - BİLGESAM Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Semin: - "Şimdi

ANKARA (AA) – AYŞE SARIOĞLU - Irak'ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın, Başbakan Haydar el-İbadi'ye siyasi parti mensuplarının bulunmadığı teknokratlar hükümeti kurması için verdiği 45 günlük süre yarın dolarken, İbadi'nin başarı şansını düşük gören uzmanlar arasında hakim görüş, nihai sonucu yerel dengelerin yanı sıra dış aktörler arasındaki rekabetin belirleyeceği yönünde.

Irak'ta yaklaşık 24 yıl süren Saddam Hüseyin rejiminin sona ermesinin ardından ülkede hala istikrar sağlanamadı.

Bir önceki Başbakan Nuri el-Maliki'nin mezhepçi politikaları, yıllar süren ABD işgalinin ardından yaralarını sarmaya çalışan ülkeyi yeniden bölünmenin eşiğine getirdi. El-Kaide ve DAEŞ gibi terör örgütleri, ülkedeki istikrarsızlığın en önemli sebebi olmaya devam ederken siyasi çekişmeler ve yolsuzluklar da ülkedeki durumu daha da içinden çıkılmaz hale soktu.

Artan şikayetler ve ardı arkası gelmeyen protestolar, reform taleplerini de beraberinde getirdi. Maliki'nin yerine göreve gelen İbadi'nin bu maksatla çalışmalar yürüttüğü biliniyordu. 9 Mart'ta, "en büyük başlar" şeklinde nitelendirdiği yolsuzluğa karışan kişilerin cezalandırılması için talimat verdiğini ve kabinede köklü revizyona gidileceğini açıklayan Başbakan İbadi, buna karşın planladığı teknokratlar kabinesi için aday gösteremedi.

Ülkedeki en etkin isimlerden Şii lider Sadr da 12 Mart'ta yaptığı açıklamada, taraftarlarını reform talebiyle hükümet binalarının bulunduğu korunaklı Yeşil Bölge girişlerinde sivil itaatsizlik eylemi yapmaya çağırdı ve İbadi yönetimine siyasi parti eğilimlerini yansıtmayacak bir teknokratlar hükümeti kurması için 45 günlük süre tanıdı.

İbadi'nin, teknokratlar hükümeti kurma çalışmaları, hem Şii hem de Sünni taraflardan yoğun eleştiriler almaya devam etse de ve henüz sonuca varmaya uzak görünse de tamamıyla da umutsuz görünmüyor.

Konuyla ilgili AA muhabirinin sorularını cevaplayan BİLGESAM Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Ali Semin, sürecin tamamen İbadi'nin elinde olmadığını belirterek, son sözü parlamentonun vereceğini hatırlattı.

Semin, Irak'taki yerel ve uluslararası dengeleri hesaba katmadan kimsenin sadece "yetenekli, etkili ve tecrübeli" diye teknokrat bakan önermeyeceğini ifade ederek, "Henüz krizleri görmüyoruz. İbadi daha yumuşak bir geçişle bunu çözmek istiyor ancak iş karar aşamasına geldiğinde çok ciddi krizlerle karşı karşıya kalacağını düşünüyorum." dedi.

İbadi'nin kabine revizyonunu kabul etmesini, başbakanlığını koruma endişesi olarak yorumlayan Semin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İbadi, hükümeti kurduktan sonra Irak halkına sözler vermişti. Diğer taraftan da Şii dini lider Ali es-Sistani'ye de verdiği sözler vardı. Köklü reformlar yapacağını, yolsuzlukla mücadele edeceğini söylemişti. Yolsuzlukla mücadeleyi yapamadı. Tam anlamıyla reformları da gerçekleştiremedi. Bu nedenle kabine revizyonuna giderek kendini sağlama almak istiyor."

Semin, Maliki döneminde de hükümet kurma çalışmalarının sancılı geçtiğini, hangi bakanlığın kime verileceğinde uzlaşma sağlanamadığını belirterek, İbadi'nin tek başına revizyon hükümeti kurabilmesine ihtimal vermediğini söyledi.

Sadır ve onun istediği adayların süreçte daha fazla ön plana çıktığını dile getiren Semin, "Tabii ki İbadi de taraflarla görüşerek bakanlıklar için aday listelerini değerlendirdi. Fakat İbadi'nin pragmatik sebeplerle kendini sağlama almak için attığı adımların işe yarayacağını düşünmüyorum." diye konuştu.

Semin, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) yeni hükümetin kurulması konusunda kilit öneme sahip olduğu görüşünde bulunarak, “Eğer IKBY, biz bakanlarımızdan memnunuz, görevden almayacağız derse o zaman krizi göreceğiz.” ifadesini kullandı.

Ayrıca, içişleri, savunma, maliye ve dışişleri gibi bakanlıkların büyük öneme sahip olduğunu, buralarda değişikliğin kolay olmayacağını belirten Semin, “Eğer buralarda değişiklik gerçekleşirse gerçek anlamda revizyon kabinesi ortaya çıkar. O zaman İbadi kazanır.” görüşünü paylaştı.

Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Müdürü Prof. Kemal İnat da nihai sonucu siyasi dengelerin belirleyeceği görüşünde.

ABD işgali sonrasında ortaya çıkan yeni sistemde yerel dengeler yeterince hesaba katılmadığı için siyasi dengelerin öncekinden de hassas hale geldiğine işaret eden İnat, Şiiler, Sünniler, Araplar ve Kürtler arasında iktidar paylaşımı olduğu gibi ABD ve İran gibi dış aktörler arasında da nüfuz dengesinin bulunduğuna dikkati çekti.

İnat, bu dengelere riayet etmediği için Maliki'nin başbakanlığının sonlandırıldığını kaydederek, Irak siyasetini yeniden biçimlendirme girişimi olarak gördüğü İbadi'nin de ülkedeki siyasi dengeleri bozacak şeklide davrandığını savundu.

İran'ın ülke siyasetindeki etkisinin daha da artmasının Şii aktörlerin de tepkisini çekebileceğini belirten İnat, "Necef havzası, aslında Kum havzasının bir anlamda rakibi." diye konuştu.

Prof. İnat, Sadr'ın, Maliki'nin yolsuzluklara bulaşmış siyasetini eleştirip ona karşı gösteriler örgütlediğini anımsatarak, "Irak siyasetindeki bu revizyon talepleri, İran'ın nüfuzunu sorgulayan girişimler olarak değerlendirilebilir." tespitinde bulundu.

Buna karşılık İran'ın artan nüfuzundan rahatsız olan grupları daha da muhalefete itebileceğine dikkati çeken İnat, bunun da İran'ın etkisinden memnun olmayan Şiilerin kopması anlamına geleceğini söyledi.

İnat, "İran'ın başarılı olma şansının zayıf olduğunu düşünüyorum. Nasıl ABD'nin dışarıdan yaptığı manipülatif siyaset dizaynı istikrarsızlığa yol açmışsa, İran'ın zorlamasıyla yapılan bu girişimler de daha fazla karmaşaya yol açacak ve İran'ın arzu ettiği gibi sonuçlanmayacaktır." ifadesini kullandı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :