"Hüsnü Hat"a adanmış bir ömür

"Hüsnü Hat"a adanmış bir ömür

Hat sanatının yeniden canlanmasında büyük emeği olan, uluslararası yarışmalarda aldığı dereceler ve yetiştirdiği öğrencilerle tanınan hattat Hüseyin Öksüz'ün eserleri, Sidney'den New York'a Türkiye'de ve dünyada birçok camiyi süslüyor

Hat sanatının yeniden hayat bulmasında büyük katkıları olan, uluslararası yarışmalarda dereceler alan ve yetiştirdiği öğrencilerle tanınan hattat Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Öksüz'ün eserleri, Türkiye ve dünyadaki birçok camiyi süslüyor.

TBMM Üstün Hizmet Ödülü sahibi Hüseyin Öksüz (70), ilerleyen yaşına rağmen Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi'nde yeni yetenekleri hat sanatına kazandırıyor.

Sanatla geçen 45 yılını AA muhabirine anlatan Öksüz, eczacılık tahsili için gittiği İstanbul'da bir arkadaşının vasıtasıyla ünlü hattat Hamid Aytaç ile tanışmasının hayatında dönüm noktası olduğunu söyledi.

İlk dersleri Hamid hocadan almaya başladığını ifade eden Öksüz, "10 yılı aşkın süre derslere devam ettim. Okulu bitirdikten sonra Konya'ya dönünce mektuplarla sürdürdüm dersleri. Sonra icazet aldım. Bir kimse icazetini almazsa hattat sayılmaz. Mutlaka icazetini alması lazım. Bu tür kurallara önem verildiği için hat sanatı gelişmiştir" dedi.

İslam Konferansı Teşkilatı'nın açtığı yarışmaların hayatını değiştirdiğini vurgulayan Öksüz, bu yarışmalarda birçok derece alarak dünya çapında tanınmaya başladığını dile getirdi.

Öksüz, şöyle konuştu:

"İslam Konferansı Teşkilatı'nın kuruluşundan sonra benim açımdan değişiklikler oldu. Buraya bağlı İstanbul'daki 'İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi' (IRCICA), uluslararası hat yarışmaları düzenlemeye başladı. İlki 1986 yılında yapıldı. Hamid hocanın talebesi olarak bu yarışmaya ben de katıldım. Birincilik, birinci mansiyon ve ikinci mansiyon ödülleriyle en fazla ödül alan hattat oldum. Daha sonra bu yarışma adeta bir olimpiyat gibi 3 yılda bir yapılır hale geldi. İkinci yarışmaya da katıldım, onda da dereceler aldım. Sonra artık talebelerim de yarışmalara girmeye başlayınca, onlara bırakmak icap ediyordu. Yarışmalara girmeyi bıraktım. Uluslararası Bağdat İslam Hat ve Süsleme Sanatları Festivali'nde de 706 eserden 10 eser arasına girerek başarı ödülü aldım. Bu yarışmalardan sonra yayın ve bilişim gelişmeye başlayınca dünyadaki hattatlar birbirlerini tanır oldu."

-Dünya camilerindeki Türk hat sanatı izi

Öksüz, yarışmalarda elde ettiği derecelerden sonra Türkiye'de ve diğer ülkelerde yapılan camiler için hat yazma talebi almaya başladığına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Avustralya'nın Sidney kentinde yapılan caminin yazılarını bana yazdırdılar. Almanya'da yapılan büyük bir caminin, Hollanda'daki Rotterdam Camisi'nin yazılarını yazdım. Kazakistan ve Kırgızistan'da yazılarını yazdığım camiler var. ABD'nin New York şehrinde yeni bir cami yapıldı. Onun kapıları Konya'dan gitti. Kapıların üzerindeki besmele ve kelimeyi tevhitleri yazdım. Birçok müzede eserlerim var."

KTO Karatay Üniversitesi'nde ders vermeye devam eden Öksüz, 20 civarında öğrenciye icazet verdiğini, 5-6 talebesinin de yazılarının altına isimlerini koyabilmek için kendisinden icazet beklediğini dile getirdi.

-Hattatların piri Hazreti Ali

Hat sanatının İslam sanatları içerisinde en zor ve en ulvilerinden biri olduğunun altını çizen Öksüz, şunları kaydetti:

"Her sanatta olduğu gibi hat sanatının da bir piri vardır, o da Hazreti Ali efendimizdir. 1400 yıl içerisinde gelişerek elden ele, hocadan talebeye nakledilerek Selçuklulara, oradan da Osmanlılara gelmiştir. Osmanlı'da Şeyh Hamdullah ile hat sanatı Türkleşmiştir. Ondan sonra Türk hat sanatı olmuş, bütün Osmanlı coğrafyasında gelişmiştir. Osmanlının bütün haberleşmelerinde, iletişimlerinde kullandığı yazıdır."

Öksüz, son zamanlarda hat sanatına ilginin arttığına değinerek, "Maalesef geçmişte değerlerimize sırtımızı döndüğümüz bir dönem oldu Türkiye'de. Artık o devir geçti. Bu narin ve güzel sanat çamura düşmüştü adeta. Ama bir altın çamura düştüğünde değerini kaybetmeyeceği gibi, hat da değerini kaybetmedi. Türk toplumu genci, yaşlısı, öğrencisiyle bu sanata sahip çıkıyor, öğreniyor" ifadelerini kullandı.

"Türkler dünyada hat sanatını en iyi uygulayan millettir. Bir söz vardır; 'Kur'an-ı Kerim Mekke'de nazil oldu, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı' diye. Bunu bütün dünya hattatları kabul eder" diyen Öksüz, IRCICA'nın uluslararası yarışmalarında Türk hattatların hep derece almasının bunun en güzel örneği olduğunu vurguladı.

Kaynak:Haber Kaynağı