Hem 28 Şubat, hem KPSS mağduru

Hem 28 Şubat, hem KPSS mağduru

Tarih öğretmeni olarak atanmayı beklediği dönemde ilk mağduriyetini 28 Şubat sürecinde yaşayan İzzet Keleş, ardından 2010 yılındaki KPSS usulsüzlüğü sonrasında atanamadıkları için vekil öğretmenlik yaptıklarını söyledi.

“Bir insanın geleceğini, ideallerini çalmak en büyük hırsızlıktır” diyen Keleş, “Devlete çöreklenmiş leş kargaları gibi bu insanların devletten el çektirilmesi en büyük umudumuz” diye konuştu.

Trabzon'un Of ilçesinde eşiyle vekil öğretmenlik yapan KPSS mağduru İzzet Keleş, "Birilerinin kalem oynatmadan bir yerlere ulaşması bizi çok rahatsız etti. Bir insanın geleceğini, ideallerini çalmak en büyük hırsızlıktır" dedi. Konya Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden eşi Hatice Keleş'le 1998 yılında mezun olan İzzet Keleş, yaptığı açıklamada, tarih öğretmeni olarak atanmayı beklediği bir dönemde ilk mağduriyetini 28 Şubat sürecinde yaşadığını söyledi. Keleş, 28 Şubat döneminde tarih ve coğrafya derslerinin "sosyal bilgiler" dersi adı altında birleştirilmesiyle atanma şansı bulamadığını ifade etti.

KPSS USULSÜZLÜĞÜ ÇOK RAHATSIZ EDİCİ

KPSS'nin uygulanmasıyla, adaletli şekilde, sınav sonuçlarına göre atanacaklarını düşündüklerini belirten Keleş, hep iyi niyetle çalıştıklarını ancak 2010 yılı KPSS'deki kopya çekme olayının ortaya çıkmasıyla sınavlardan geçmişe dönük olarak şüphe duymaya başladıklarını dile getirerek, "Bu kadar çalışmamıza rağmen birilerinin kalem oynatmadan bir yerlere ulaşması bizi çok rahatsız etti" dedi.

Keleş, 2010 KPSS'de kendisinin 62, eşinin 65 puan aldığını ifade ederek, atanamadıkları için vekil öğretmenlik yaptıklarını söyledi. "Kimseye küsmeden, darılmadan eğitim öğretim faaliyetlerine devam ediyoruz" diyen Keleş, "Gerek vekil, gerek ücretli, biz öğretmen olarak görevimizi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Tek düşüncemiz, bu ülkenin yarınına biz ne katabiliriz, helal lokma yeme adına ülkemizin yarınına ne katabiliriz, ülkemizin geleceği çocuklara ne verebiliriz, bu amaçla çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

EN BÜYÜK HIRSIZLIK

Konuşması sırasında duygulanan İzzet Keleş, 1999 yılından itibaren 16 yıldır yaşadıklarının kendilerini çok yorduğunu ama asla yılmadıklarını belirterek, şunları söyledi: "Bazıları sonradan, bazıları ise doğuştan öğretmen olur. Eşimle doğuştan öğretmen olduğumuza inanıyorum. Bulunduğumuz bölgenin birçok köyünde vekil öğretmen olarak çalıştık. Devlet bize görev verirken 'Sana her şekilde güveniyorum' diyor. Beni müdür, öğretmen, hademe olarak görevlendiriyor. Birilerinin bize 'sen vekilsin, ücretli, usta öğreticisin' demesi beni üzmüyor. Maddi yönden birçok mağduriyetim oldu, bunu hiç düşünmüyorum. Benim için bir çocuğun yanıma geldiğinde 'Bana babamdan daha yakınsın' demesi çok önemli."

Hırsızlığın sadece birinin evine, iş yerine girip malını çalmak, gasp etmek olmadığını söyleyen Keleş, bir insanın geleceğini, ideallerini çalmanın en büyük hırsızlık olduğunu dile getirdi.

BU İNSANLARA DEVLETTEN EL ÇEKTİRİLMESİNİ İSTİYORUZ

Keleş, KPSS ile ilgili yürütülen soruşturmadan umutlu olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Geçmişe dönük haklarımız bize belki verilmeyecek ama adalet adına böyle şeyler duymak bizi mutlu ediyor. Uzun vadede, devlete üşüşmüş, çöreklenmiş leş kargaları gibi bu insanların, devleti ve milleti adeta sülük gibi emen bu insanların devletten el çektirilmesi, bizim en büyük umudumuz ve beklentimizdir. Her çaba, yarın adına umutlu olmamızı sağlıyor."