ANKARA (AA) - TEVFİK DURUL - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetine icabetle bugün Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştirecek Pakistan Başbakanı İmran Han'ın ülkesi, Endonezya'dan sonra dünyadaki en kalabalık Müslüman nüfusa sahip ikinci ülke konumunda bulunuyor.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, dünyanın en kalabalık altıncı ülkesi Pakistan, farklı etnik grupları bünyesinde barındıran, 60'tan fazla dilin konuşulduğu bir ülke.

Uluslararası Para Fonu (IMF) 2018 verilerine göre 201 milyon nüfusa sahip ülkenin yüzde 44'ünü Pencabi, yüzde 15'ini Peştun, yüzde 14'ünü Sindi, yüzde 4'ünü Beluç ve diğer yüzde 23'ünü farklı etnik gruplar oluşturuyor.

Yüzde 96'sı Müslümanlardan oluşan ülkedeki diğer dini gruplar arasında Hindu, Sih, Budist ve Hıristiyanlar yer alıyor. Bu noktada Pakistan, Endonezya'nın ardından en fazla Müslümanın yaşadığı ikinci ülke olarak biliniyor.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Pakistan nüfusunun 2050'de 300 milyonu bulacağı tahmin ediliyor.

Yüz ölçümü bakımından yaklaşık 882 bin metrekare ile dünyanın 33'üncü büyük ülkesi Pakistan’da 60 civarında dil ve lehçe konuşuluyor. Resmi dilin Urduca olduğu Pakistan'da İngilizce, Pencabi, Sindi, Peştu ve Beluci dilleri de konuşuluyor ancak Urduca ve İngilizcenin hakimiyeti göze çarpıyor. Ülkenin uzun süre İngiliz sömürgesinde kalması İngilizcenin ülkede hakim dillerden olmasının temel sebebi durumunda.

Pakistan toprakları 19. yüzyılın ortalarından itibaren İngiliz hakimiyetine girdi. İslam alimi, şair ve politikacı Muhammet İkbal'in 1930'lu yıllarda Hindistan'dan bağımsız bir Müslüman devletinin kurulması fikri, Pakistan'ın ortaya çıkmasının arkasındaki fikri altyapıyı oluşturuyor.

Pakistan Ulusal Meclisinde (NA) 17 Ağustos'ta yapılan başbakanlık seçiminde Pakistan Adalet Hareketinin (PTI) lideri İmran Han, Pakistan'ın 22'nci başbakanı seçilmişti.

- Hindistan ile Keşmir sorunu

Muhammet Ali Cinnah 1947'de Pakistan'ın Hindistan'dan ayrılarak bağımsızlığını kazanmasını ve yeni bir devlet olarak ortaya çıkmasını sağladı. İki ülkenin Keşmir bölgesi için verdiği mücadele ise sürüyor.

Pakistan'ın kuzeydoğusunda Çin, batısında Afganistan, güneybatısında İran ve doğusunda Hindistan bulunuyor.

Çöllerden sık ormanlara ve dağlara çeşitli coğrafi özellikleri bir arada barındıran Pakistan'da karasal iklim ve muson iklimi hakim.

Ülkede Babür İmparatorluğu döneminden kalma Padişah Camisi, İndus Nehri, renkli görüntülere sahne olan dini festivaller, "Lollywood" adı verilen sinema endüstrisi ve yemek kültürü öne çıkıyor.

Pakistan ayrıca, nükleer silah teknolojisine sahip tek Müslüman ülke olarak gösteriliyor.

- Ekonomi

Pakistan'ın gayri safi yurt içi hasılası IMF verilerine göre, geçen yıl 304 milyar dolar olarak kaydedildi. Ülkede kişi başına düşen milli gelir ise bin 541 dolar.

2018'de yüzde 5,6 civarında bir ekonomik büyüme yakaladığı tahmin edilen Pakistan'ın geçen yılki ihracatı yaklaşık 32 milyar dolar, ithalatı 53 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Ülkedeki enflasyon yüzde 4 dolaylarında seyrederken, Pakistan'daki işsizlik oranı yüzde 6 civarında.

Pakistan'ın Hindistan ile yıllardır çözülemeyen Cammu-Keşmir meselesi ve Afganistan ile sınır sorunları bulunuyor. Ayrıca, terör sorunu ve yaklaşık 1,4 milyon Afgan mültecinin ülkede bulunması, Pakistan'ın baş etmek zorunda kaldığı diğer meseleler olarak öne çıkıyor.

Pakistan, 1947'de İngiliz sömürgesindeki Hindistan'dan kanlı bir mücadelenin ardından ayrıldı. Pakistan, bağımsızlığından bu yana 4 askeri darbe yaşadı. Kuruluşunun üzerinden 70 yıl geçen ülke, 34 yıl askeri yönetimle idare edildi.

Çok partili parlamenter demokrasiyle yönetilen Pakistan'da parlamentonun 342 sandalyeli Ulusal Meclis ve 104 sandalyeli Senato olmak üzere iki kanadı bulunuyor.

Federal yapıya sahip Pakistan, Pencap, Sind, Hayberpaktunhuva ve Belucistan eyaletlerinden ve bazı özerk bölgelerden oluşuyor. Eyaletler, kendi hükümet ve parlamentolarına sahip. Yönetim ise merkezi ve eyalet hükümeti arasında bölünmüş durumda.