FETÖ'nün "mülkiye" yapılanması davası

FETÖ'nün "mülkiye" yapılanması davası

Eski İstanbul Valisi Mutlu ile eski İstanbul Emniyet Müdürü Çapkın'ın da aralarında bulunduğu biri firari 11'i tutuklu 15 eski vali ve kaymakamın yargılandığı davada, taleplere ilişkin ara mütalaasını açıklayan savcı, örgüte ilişkin dikkat çekici tespitle

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "mülkiye" yapılanmasına ilişkin eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 15 sanığın yargılandığı davada, taleplere ilişkin görüşü açıklayan savcılık ara mütalaasında, ''FETÖ’nün diğer terör örgütlerinden çok önemli farkı bulunmaktadır. FETÖ gerçek yüzünü gösterinceye kadar devlet ve sivil toplum içine gizlice yerleşmiş, yuvalanmış bir terör örgütüdür. Sosyal ilişkilere çok önem vermiştir. Tabiri caizse her kapıyı güler yüzle çalmış, insanların güvenini kazanmak için azami gayret sarf etmiştir. Devlet ve toplum hayatı içine öylesine sızmıştır ki bu terör örgütü için bugün ‘paralel devlet’ tabirinin yanına ‘paralel sivil toplum örgütü’ tabirini de eklersek yanlış olmaz kanaatindeyiz.'' denildi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, cumhuriyet savcısı Uğur Yaşar Güngör'ün taleplere ilişkin açıkladığı ara mütalaasının detayları ortaya çıktı.

Savcılığın ara mütalaasında, her ne kadar sanıkların “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs”, “TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarını işledikleri iddiasıyla haklarında dava açıldığı ancak bu suçlarla ilgili olarak iddianamede sanıkların eylemleri kısmında 15 Temmuz darbe teşebbüsü faaliyetleri içinde olduklarına, bu suçların failleriyle bu suçlar kapsamında irtibatlarına veya bu suçlara iştiraklerine dair soyut değerlendirme dışında herhangi bir anlatıma rastlanmadığı belirtildi.

Bu nedenle sanıklarla ilgili değerlendirme ve kanaatinin “silahlı terör örgütü üyeliği” ve “6415 sayılı Yasaya muhalefet” suçları esas alınarak yapıldığı belirtilen mütalaada, örgütle ilgili dikkat çekici şu tespitlere yer verildi:

''Ayrıca bir kısım sanıkların FETÖ’nün üst yapılanmasında oldukları tespit edilen bazı isimlerle telefon irtibatı tespit edildiği, bu irtibatın örgüt içi irtibat olduğu iddiası ile ilgili değerlendirmemiz şu şekildedir. FETÖ’nün diğer terör örgütlerinden çok önemli farkı bulunmaktadır. FETÖ gerçek yüzünü gösterinceye kadar devlet ve sivil toplum içine gizlice yerleşmiş, yuvalanmış bir terör örgütüdür. Sosyal ilişkilere çok önem vermiştir. Tabiri caizse her kapıyı güler yüzle çalmış, insanların güvenini kazanmak için azami gayret sarf etmiştir. Devlet ve toplum hayatı içine öylesine sızmıştır ki bu terör örgütü için bugün ‘paralel devlet’ tabirinin yanına ‘paralel sivil toplum örgütü’ tabirini de eklersek yanlış olmaz kanaatindeyiz. Bir dönem bu yapının toplum nazarındaki algısı şimdikinden çok farklı olup bir dönem bu yapının ‘hizmet hareketi’, ‘cemaat’ gibi isimlerle anıldığı da bilinmektedir.''

Mütalaada, sanıkların mülki idare amirliği görevinde bulundukları mülki idare amirliği görevinin sosyal ilişkiler bakımından önem arz eden bir kamu görevi olduğu belirtilerek, ''Hal böyle olunca bir dönem mülki idare amirliği görevini yerine getirmiş olan sanıkların bir kısmının FETÖ’nün çatı yapılanmasında yer aldıkları sonradan tespit edilen bazı isimlerle normal (gizliği bulunmayan) telefon hatları üzerinden bir dönem irtibat kurmuş olmalarının örgüt üyeliği yönünden ‘yeterli delil’ niteliğinde görülmesinde isabet bulunmayacaktır.'' denildi.

''Bu nedenle bu hususun mutlaka ‘örgüt irtibatına işaret eden diğer delillerle birlikte’ değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz'' denilen savcılığın ara mütalaasında, ''Kaldı ki örgüt içi iletişim FETÖ’nün gizliliğe en fazla önem verdiği alanlardan biri olup bunun da ByLock vb. gizli iletişim kanallarıyla gerçekleştirdiği bugün artık tespit edilmiş bulunmaktadır. Bu anlamda sanıkların meslektaşları olan diğer bir kısım sanıklarla yine normal telefon irtibatı kurmuş olmalarının da örgüt içi irtibat olarak değerlendirilemeyeceği kanaatindeyiz.'' ifadesine yer verildi.

Ara mütalaada, dosyanın geldiği aşamaya ve mevcut delil durumuna göre bir kısım sanıklar yönünden suç vasfının lehe değişme ihtimali, bir kısım sanıklar bakımından da delillerin kuvvet derecesi ile tutuklu kaldıkları süre de göz önünde bulundurularak, tutuklu sanıklar Feyzullah Özcan, Haluk Nadir, Hüseyin Avni Mutlu ve Hüseyin Çapkın’ın adli kontrol tedbiri ile tahliyeleri, sanıklar Fatih Şahin, Murteza Balcı, Erdal Çakır, Nurullah Çakır ve Yusuf Yavaşcan’ın tutukluluk hallerinin devamı talep edildi.

Savcılık ara mütalaasında, sanıklar Necmettin Kalkan ve Yılmaz Kurt’un bu aşamada tutukluluklarının devamı veya tahliyeleri hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilerek, sanık Abdülkadir Demir hakkında yakalamanın halen infaz edilmediği için dosyasının ayrılmasına karar verilmesi istendi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :