"El arabam çalınırsa, bir daha yenisini alamam"

"El arabam çalınırsa, bir daha yenisini alamam"

Antalya'da iki torununa bakabilmek için kavurucu sıcaklara rağmen el arabasıyla çöp konteynerlerinden karton toplayan 68 yaşındaki Safiye Bekteş'in en büyük tesellisi kimseye muhtaç olmadan yaşamını sürdürmek - Her gün 10 saat boyunca topladığı kartonlard

ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'da iki torununun ihtiyaçlarını gidermek için her gün el arabasıyla 10 saat kağıt toplayan Safiye Bekteş, ilerlemiş yaşına rağmen yaz kış demeden ekmek parası için ter döküyor. Safiye anne daha önce çalınan "ekmek teknem" dediği el arabasını kaybetmekten endişe duyuyor.

En büyük hayali iyi bir eğitim almak iken 14 yaşında ailesinin istediği biriyle evlenmek zorunda kalan 68 yaşındaki Bekteş, yıllar önce daha iyi bir gelecek için Afyonkarahisar'dan Antalya'ya taşındı. 10 yıl önce eşini kaybetmesiyle hayatın tüm yükünü sırtlanan, oğlunun eşinden ayrılmasıyla da 12 ve 7 yaşlarındaki iki torununun bakımını üstlenen Bekteş, "Ben eğitim hayatımı sürdüremedim. Torunlarım okusun." diyerek çocukların ihtiyaçlarını gidermek için çöp konteynerlerinden karton toplamaya başladı.

Safiye anne, hava sıcaklığının zaman zaman 45 dereceyi bulduğu Antalya'da, güneşten korunmak için başına şapkasını takıp ilerlemiş yaşına rağmen her gün 10 saat boyunca çektiği el arabasıyla kağıt topluyor.

- İki defa çalınan "ekmek teknesi"ni ağaca kilitliyor

Sürekli ağrıyan ayaklarına rağmen her sabah erken saatlerde el arabasıyla sokağa çıkan Bekteş, kağıt, plastik, karton ve sanayi atıkları topluyor. Antalya'nın kavurucu sıcağına aldırmadan helalinden ekmek parası kazanmak için gece gündüz ter döken Bekteş, günde ortalama 10-15 lira kazanıyor.

Safiye anneyi "ekmek teknem" dediği el arabasının çalınması ise çok üzüyor. İki defa çalınan el arabasını "Bir daha çalınırsa yenisini alamam" diyerek ağaca kilitliyor. Tüm yorgunluğunu torunları Enver ve Onur'a sarılarak gideren Safiye Bekteş'in en büyük mutluluğu ise kimseye muhtaç olmadan yaşamını sürdürmek.

Karton ve atık topladığı mesaisinin sonunda kendisine "Bu yaşta zor olmuyor mu?" diye soran AA muhabirine "Şükür ediyorum halime, sokuluyorum evime" yanıtını veren Safiye anne, her şeye rağmen mutlu olunabileceğinin en güzel örneğini sergiledi.

Torunlarına bebekliklerinden bu yana baktığını, yaşından dolayı bazen ayakları ağrısa da şükretmesini hep bildiğini söyleyen Bekteş, "Kağıt, plastik ya da satabileceğim ne varsa kimseyi rahatsız etmeden topluyorum." dedi.

- "Kazandığım paranın tamamını torunlarıma harcıyorum"

Kazandığı günlük 15 liranın kendisine yettiğini anlatan Bekteş, şöyle konuştu:

"Bu işi yapmaktan başka çarem yok. El arabamı çaldıklarında çok üzüldüm. Oturup ağladım. Borçla hemen yeni bir araba almak zorunda kaldım. Baba yurdunda, dağın yamacında üzerime kayıtlı bir toprak görünüyor. Bana hiçbir faydası olmayan değersiz bir yer. Devletten o toprak nedeniyle yaşlılık maaşı alamıyorum. Yol parası, tapu masrafları için para bulursam gidip bana bir faydası olmayan tarlayı birisine vereceğim. Yaşlılık maaşı alırsam düzenli bir gelirim olur. Kazandığım paranın tamamını torunlarıma harcıyorum. Başka ne yapacağım?"

- Okuma hayalini torunları gerçekleştirecek

Hayata hep umutla baktığını aktaran Bekteş, ekmeğinin peşinde koşarken karşılaştığı olumsuzluklara hep kulak tıkayıp önüne baktığını vurguladı.

Bekteş, okuma hayalini torunlarının gerçekleştirmesini çok istediğini belirterek, onların okuması ve kimseye muhtaç olmamaları temennisini dile getirdi.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler