Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Din görevlisi imajı

Çoğumuzun imrendiği ve örnek verdiği batıda din adamı imajı bizde oluşturulmak istenen imajdan çok farklıdır. Batının filmlerine, medyasına ve sosyal hayatına baktığımızda batıda din adamları giyimi kuşamıyla düzgün görüntülü, variyetli ve toplumda etkinliği ve yetkinliği olan kimselerdir.

Bizde ise durum tam tersinedir. Evet, İslam’da din adamlığı sınıfı yoktur, din hiç kimsenin tekelinde değildir. Her Müslüman, gücü ve kapasitesi doğrultusunda dinini öğrenme ve yaşamakla sorumludur ve her müslüman dininin adamı olmakla yükümlüdür.

Buna rağmen bizdeki yerli filmlerde hoca, müftü, vaiz gibi rollere çok az yer verilir. Verilirse de daha çok paracı, kadın düşkünü, göbekli, çirkin suratlı, kara çember sakallı, konuşmayı beceremeyen, pasaklı tipler olarak onlara yer verilir.

Yakın zamana kadar camide çocuklara ders veren hocalar eli değnekli ve itici tipler olarak yazılır çizilirdi.

Dolayısıyla bugün din gönüllüsü olarak din görevlisi statüsünde olanlar, öncelikle toplumda oluşturulan bu yanlış imajı silmek ve onun yerine doğrusunu ortaya koymakla yükümlüdürler. Bunun için dine gönül veren bu görevlilerin paracı menfaatçi olmadığı, kadın düşkünü olmadığı, her türlüsü ile zinadan kendisini koruduğu, yiyici olmadığı gösterilmelidir. En düzgün ve estetik giyim kuşam ve duruşla itici olmadığı gösterilmelidir. Olumsuz bir kaç örneğe karşın, olumlu çokça örneklerle doğru din görevlisi imajı ortaya konmalıdır.

Bunun için de hocalarımızın öncelikle görevlerini sevmeli, bu yola baş koydukları gibi gönüllerini de ortaya koymalıdırlar. Esefle söyleyelim ki pek çok din görevlisi çocuklarını, aynı çizgide yetiştirmekten hala imtina etmekte, çocuklarını başka mesleklere yönlendirmektedirler. Oysa çocuklarımıza Peygamber mesleğini sevdirmek ve bu yola onları yönlendirmek, hem onların hem de bizlerin kurtuluşuna vesile olacaktır.

Unutmayalım ki biz tecrübe ve birikimlerimizi en güzel bir biçimde kendi çocuklarımıza aktarabiliriz.

Öte yandan bugün din görevlisi sayısındaki artış bazı çevreleri rahatsız etmektedir. Bir internet sitesinde ülkemizde 900 kişiye bir doktor düşerken, 700 kişiye bir imam düşmektedir denilerek rahatsızlık bildirilmektedir. Halbuki bunda rahatsızlık duyulacak bir durum yoktur. Bir kere İslam’da meşru olan her meslek saygın ve önemlidir. İhtiyaca göre meslekler seçilmeli ve icra edilmektedir. Dolayısıyla meslekleri birbirleriyle yarıştırmak yanlıştır. Her mesleğin yeri ayrıdır.

Kaldı ki bugün hala boş cami kadrolarından, cami ve imam ihtiyacından söz edilmektedir. Bir başka husus da insanlar hastalandıklarında doktora müracaat ederler. Ancak imama/hocaya her insan her zaman ihtiyaç duyar. Doğumdan ölümüne, görevini layıkıyla yerine getiren imam/hocaya herkesin her zaman ihtiyacı vardır.

Son olarak biz de sahabe sayısı ile hocalarımızın sayısını karşılaştırarak sorumluluğumuzun önem ve ağırlığına bir kez daha dikkat çekelim. Ülkemizdeki cami görevlisi sayısı sahabe sayısını aşmış bulunmaktadır bugün. Yüz bini aşkın ashab, büyük fedakarlıklarla dünyanın dört bir yanına ulaşarak İslam’ın dünyaca tanınmasını sağladılar. Onlar sıfırdan başlayarak, insanların İslamlaşmasını sağladılar. Bizler ise, bu kadar sayı ile yüzde yüze yakını Müslüman olan bir toplumun İslam üzere kalması, İslam’ı doğru anlayıp gereği gibi yaşamasıyla yükümlüyüz.

Ey basiret sahipleri! Düşünüp ibret almaz mısınız?

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.