Cumhurbaşkanlığında muhtarlar toplantısı

Cumhurbaşkanlığında muhtarlar toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4)-"Türkiye kritik bir dönemden geçiyor. Yeni vizyonlar, yeni hedefler doğrultusunda büyüyen, güçlenen Türkiye'nin buna uygun bir yenilenmeye, yapılanmaya olan ihtiyacı her geçen gün daha iyi ortaya çıkıyor"-"Eski Türkiye'nin alışk

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiğini, yeni vizyonlar, hedefler doğrultusunda büyüyen, güçlenen Türkiye'nin buna uygun bir yenilenmeye, yapılanmaya ihtiyacının her geçen gün daha iyi ortaya çıktığını belirterek, "Eski Türkiye'nin alışkanlıklarıyla, kurallarıyla, kurumlarıyla bu dönüşümü tamamlayamayız, hedefe ulaşamayız. Bunun için köklü bir değişime ihtiyacımız var. 7 Haziran seçimlerinin bunun için bir fırsat olduğuna inanıyorum. Ben, yeni Türkiye için yeni anayasaya ve başkanlık sistemine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum" dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığındaki muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada, 2006'da Uşak'ta yaptığı konuşmada "Devletin bireysel suçları, yani bir kişinin bir kişiyi öldürmesine karşı affetme yetkisi yoktur. Devlet kendine karşı işlenen suçları affedebilir. Öbürünü affetme yetkisi mağdurundur, mazlumundur" dediğini hatırlattı.

"Diyelim ki Özgecan'ın annesi, babası affederse affedebilir. Devlet, Özgecan'ın katilini, failini ki hemen yakalandılar biliyorsunuz, affetme yetkisine sahip değildir" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bütün bunlara karşı, ağırlaştırılmış müebbet hapis, bunun tavanı, o getirildi ve ağırlaştırılmış müebbet hapisle bu süreç şu anda işliyor. Bu konuda artık sorun veya bu konuda artık sorumluluk yargınındır. Yargı bu konuda adaletle karar vermek durumundadır ki o anne, o baba ne yapsın? Huzura ulaşmaz ya hiç olmazsa kısmen, biraz huzur bulur. Niye? Ağırlaştırılmış müebbet hapistir diye." 

Mahallesinde, şiddete uğrayan, mağdur, mazlum durumuna düşen kadın bulunan muhtarın, bu sıkıntı kendi aile fertlerinden birinin başına gelmiş gibi hissedip, gerekli mücadeleyi vereceğine inandığını vurgulayan Erdoğan, "Vermiyorsa, işini iyi yapmıyor demektir" diye konuştu.

Allah'ın emanetine sahip çıkmayanın, milletin emanetine de sahip çıkamayacağını dile getiren Erdoğan, "Kadınlar Allah'ın tüm insanlığa bir emanetidir. Bu eşitliğin çok ötesinde bir değeri ifade ediyor. Ben bunu söyledim diye bir kadın STK'sının başında olan bayan diyor ki 'Kadın emanetmiş' diyor, 'Nasıl bu söylenir' diyor. Şu hale bak ya. Bu yüceltmedir, bu kadının önemini ortaya koymadır. İnsan emanetinin kıymetini bilmezse insan değildir. Emanete hıyanet neyse odur" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlardan bu konuda çok daha fazla hassasiyet beklediğini ifade ederek, muhtarlara "Bakanlığımızla, valiliklerimizle, kaymakamlarımızla, belediyelerimizle işbirliği içinde hiçbir kadınımızın şiddete uğramasına, mağdur olmasına izin vermeyeceğinize inanıyorum" diye seslendi.

-"Nasıl bir milletvekilisiniz siz ya, parlamentoda maske"

TBMM'de görüşülen İç Güvenlik Yasa Tasarısı'na işaret eden Erdoğan, birilerinin bundan rahatsızlık duyduğunu söyledi.

"Durmadan, engelliye engelliye, daha şurada 50 küsur maddeye ancak gelebildiler" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Çıkacak, o ayrı mesele. Ama niye bize zaman kaybettiriyorsunuz? Bir an önce parlamento görevini yapsın. Parlamentoda olanlar niye var? Bu kanunları çıkarmak için var. Bunu yasal yönden engelleyebiliyorsan engelle ama buna gücün yetmiyorsa, müsaade et de söylediklerini söyledin, ondan sonra bu işin oylaması yapılır, bir an önce bunlar çıkar, gelir. Zaman kaybettirmekten başka bir işe yaramıyor. Ama bu İç Güvenlik Yasasında düşün, adam elinde molotofkokteyliyle dolaşıyor. Bunlar ne yaptılar? Bütün meydanları yaktılar, yıktılar. Esnaflarımızın dükkanlarını yaktılar yıktılar, araçları yaktılar yıktılar, kamunun araçlarını, otobüslerimizi yaktılar yıktılar. İstanbulumuz'da bir Serap kızımızı molotofkokteyliyle yaktılar yıktılar. Bunları hep yaşadık."

"Eskiden eğlence için üretilen bu havai fişekleri şimdi neye dönüştü? Artık can almaya dönüştü" ifadesini kullanan Erdoğan, "Demir bilyeyle sapan. Biz sapanı eskiden biliyorsunuz, çocuklukta farklı kullanırdık ama şimdi bunlar sapanı, demir bilyeyle maalesef insan canı almada kullanıyor ve bunun suç olmasından rahatsız oluyorlar. Şimdi bunların hepsi suç aletine dönüştü. Silah neyse molotofkokteyli de o havai fişek de o sapan da o" diye konuştu.

Bunların ceza miktarlarının arttığına işaret eden Erdoğan, "Arttığından dolayı rahatsızlar" dedi.

"Bakınız çok daha enteresan, maskeyle dolaşıyorlar. Niye maskeyle dolaşıyorsun? Eğer terörist değilsen zaten maske takmana gerek yok. Niye maske, niye etek? Erkeksen pantolonunla dolaş, niye etek?" diye soran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Orada da yine hanım kardeşlerimize saygısızlık var. Tanınmayalım diyor. Alttan etek, yüzüne maske. Bir kısmı da parlamentoda aynı şekilde maskeyle oturuma katılıyor, böyle bir şey olabilir mi ya? Nasıl bir milletvekilisiniz siz ya, parlamentoda maske. Neymiş? Poşu takmış. Poşu öyle takılmaz, poşunun takılma şekli farklıdır. Bütün bunlarla yasal olmayan şeyleri meşrulaştırma gayretleri var. Yazıktır. Bir taraftan 'Çözüm Süreci' diyeceğiz, bir taraftan 'özgürlükler' diyeceğiz ama bu özgürlükleri söylerken, konuşurken başkalarının özgürlük alanına ne yapacağız, müdahale edeceğiz. Olmaz."

-"Artık mevcut gömlek, bu vücuda dar geliyor"

Erdoğan, Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiğini, yeni vizyonlar yeni hedefler doğrultusunda büyüyen, güçlenen Türkiye'nin buna uygun bir yenilenmeye, yapılanmaya ihtiyacının her geçen gün daha iyi ortaya çıktığını dile getirdi.

Eski Türkiye'nin alışkanlıklarıyla, kurallarıyla, kurumlarıyla bu dönüşümü tamamlayamayacaklarını, hedefe ulaşamayacaklarını bildiren Erdoğan, "Bunun için köklü bir değişime ihtiyacımız var. 7 Haziran seçimlerinin bunun için bir fırsat olduğuna inanıyorum. Ben, yeni Türkiye için yeni anayasaya ve başkanlık sistemine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Başkanlık sistemi bizim milletimizin yabancısı değil" dedi.

Daha önce Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurduklarını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"O zaman Başbakan ve Genel Başkanım. Bizim 320 milletvekilimiz var, bakıyorsunuz, bu komisyonda olan mesela bir partinin 30 milletvekili var, o komisyonda o da 3 kişiyle temsil ediliyor, biz 320, yani on katıyız, biz de 3 kişiyle temsil ediliyoruz. Niye bunu kabul ettim? Kabul etmemin sebebi şuydu: Biz üzümü yiyelim, bizim bağcıyla işimiz yok. Yeter ki şu kanunu çıkaralım. Yani diğer üç partinin toplam milletvekili sayısı 220, bizimki 320. İnanın kabul etmediler. 47 maddeyi görüştüler, 'Hadi gelin şunları çıkaralım', yanaşmadılar. Daha sonra kendileri 60 madde teklif getirdiler. Arkadaşları gönderdim, dediler yine 'Olmaz.' Çünkü hep ipe un serdiler. Netice almak değildi dertleri. Orada da başkanlık sistemiyle ilgili bizim hazırlanmış, çalışılmış bir teklifimiz vardı. Çünkü artık mevcut gömlek, bu vücuda dar geliyor."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler