Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, canlı yayında: (2)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, canlı yayında: (2)

"Referandum, Irak'ın güvenlik ve ekonomik gibi sorunlarına çözüm üretecek bir formül değil. Zaten Kürtlerin bir federal bölgesi var, parlamentoları var, seçimlerini yapıyorlar. Bağdat'la devam eden sorunları çözmek için daha elverişli bir ortamın oluşturu

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, referandumun, Irak'ın güvenlik ve ekonomi gibi sorunlarına çözüm üretecek bir formül olmadığını belirterek, "Zaten Kürtlerin bir federal bölgesi var, parlamentoları var, seçimlerini yapıyorlar. Bağdat'la devam eden sorunları çözmek için daha elverişli bir ortamın oluşturulması lazım. Bu konuda haklılar tabii ki." dedi

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TV Net'te yayınlanan "Karşı Karşıya" programında gazeteci Merve Şebnem Oruç'un sorularını cevapladı.

Çatışmasızlık bölgelerinin, Suriye'deki sorunların çözümünde sihirli bir formül olmadığını ifade eden Kalın, İdlib, Halep, Rakka'da yaşananların yanında PYD'nin kontrolündeki bölgelerde de başka bir savaş yürütüldüğünü, Amerikalıların PYD politikalarını meşrulaştırmak için kullandığı araçlardan bir tanesinin de dikkatleri oralardan kaydırmak olduğunu söyledi.

PYD'nin ve YPG'nin kontrolünde olan bölgelerde asayiş berkemal demenin mümkün olmadığını vurgulayan Kalın, Fırat Kalkanı Harekatını başlattıktan sonra Cerablus bölgesine, 100 bine yakın Suriyeli mültecinin emniyetli bir ortam oluşması üzerine geri döndüğünü, ancak bu insanların PYD'nin, YPG'nin kontrolündeki bölgelere dönmediğini anlattı.

Kalın, "Eğer gerçekten orada DEAŞ'la mücadele varsa, neden dönmüyorlar. Çünkü, güvenmiyorlar. YPG'nin, PYD'nin baskı ve faşizan politikalarını en iyi onlar biliyorlar. YPG, PYD bu baskıları herkese, kendisine biat etmeyen herkese yapıyor. Arab'a, Türkmen'e, Kürd'e, Hristiyan'a da yapıyor. Orada, muhalif, PYD, YPG'li olmayan Kürt gruplar nasıl bertaraf edildi, ortadan kaldırıldı. Bu 2-3 sene içerisinde Amerika'dan aldıkları desteklerin sayesinde oldu." diye konuştu.

YPG ve PYD ile Kürtleri birbirinden net bir şekilde ayırdıklarını belirten Kalın, Suriye Kürtlerinin de YPG, PYD'nin bir payandası olmadığını, YPG ve PYD'nin de Kürtler'in tamamı olmadığını kaydetti.

Kalın, bu ayrımın net bir şekilde yapılması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Zaman zaman gene bir çarpıtma stratejisinin bir parçası olarak, bizim PYD, YPG ile ilgili dile getirdiğimiz itirazları, Bize 'Türkiye Kürtlerinin kazanımlarını, temel hak ve hürriyetlerini engellemeye çalışıyor' diye sunmaya çalışıyorlar. Bunun hakikatle hiç bir ilgisinin olmadığı çok açık, net ortada. Bizim temel itirazımız PKK, PYD, YPG gibi terör örgütlerinedir. Bunların Kürtlerin temel hak ve hukukuyla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. "

- "Kürtler için devrim mahiyetinde adımlar atıldı"

PKK'nın uzun yıllardan beri kendi örgüt gündemini Kürtlerin talepleriymiş gibi dayatan bir politika izlediğini ifade eden Kalın, Kürtlerin, dilini konuşmak, hak ve hürriyetler, özgür olmak, kimliğini ifade etmek gibi temel talepleri olduğunu, bu konularda da Türkiye'de son 10 yılda devrim mahiyetinde adımlar atıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, şunları kaydetti:

"Zaman zaman batı basınında Erdoğan'ın Kürt karşıtlığı gibi abuk sabuk bir şeyler söyleniyor. Türkiye'de Kürtlere nefes aldıran bir lider varsa son 40-50 yılda, bu lider Tayyip Erdoğan'dır. Cumhurbaşkanımız büyük siyasi riskler alarak, o zaman bir sürü muhalefete, içeriden ve dışarıdan bir sürü sabotajlara rağmen buna FETÖ'nün sabotajları da dahil. Bunu medya, silahlı kuvvetlerdeki ajanları üzerinden, başka unsurlar üzerinden yaptılar. PKK silah bırakma noktasına geldiği anda, baktılar ki bu iş ciddi. Ellerindeki en önemli kozlardan birisi gidiyor, sabote ettiler bunu. Birileri diyor ya çözüm sürecini kim sabote etti. Geriye doğru bir bakın bakalım. Kim ne yaptı o dönemde. İçeriden FETÖ ajanları bunları yaptılar."

Kalın, 15 Temmuz'dan sonra bir müddet "Bu kadar çok askeri general atılıyor. Artık Türkiye güvenilir bir ülke değil. Terörle mücadelede NATO müttefiki bir ülke olarak ciddi zaaflarla karşı karşıya kalacak" şeklinde propaganda yayıldığını ifade ederek, bunun tam tersinin olduğunu kaydetti.

"Türk Silahlı Kuvvetleri de dahil tüm emniyet güçleri, FETÖ ihanet şebekesinden temizlendiği anda asli vazifesini daha iyi yapmaya başladı." diyen Kalın, Fırat Kalkanı Herekatı'nın TSK'nın son yıllarda yaptığı sınır ötesi en başarılı operasyon olduğunu dile getirdi.

- Kuzey Irak'taki referandum

İbrahim Kalın, Irak'ın Türkiye'yle çok öncelere dayanan bir komşuluk ilişkisi olduğunu belirterek, Irak'taki Araplar, Kürtler, Türkmenlerle uzun yıllar akrabalık ilişkilerinin sürdüğünü söyledi.

Körfez savaşının Irak'ta ciddi travmalara neden olduğunu, Irak'ın psikolojisinin, toplum yapısının, insan ilişkilerinin de değiştiğini, sorunların krize dönüştürüldüğünü, zayıf bir merkezi yapının ve güvenlik sıkıntısının ortaya çıkarttığı sorunlar yumağı olduğunu belirterek, Irak'ta iktidara gelecek kişinin bu sorunlarla uğraşacağını anlattı.

Irak'ın toprak bütünlüğünün, egemenliğinin korunmasının ve güvenliğinin sağlanmasının, Türkiye için çok önemli olduğunu vurgulayan Kalın, yine Irak'ın iç barışının sağlanması ve refahın garanti altına alınmasının da önemli olduğunu kaydetti.

Kalın, bunların birbiriyle bağlantılı ve hepsini bir arada yapılmasının mümkün olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Öncelikle Irak'ta kucaklayıcı, herkesin kendini Irak'a ait hissettiği bir siyaset alanının inşa edilmesi lazım. Bu, şu anda yok. Bağdat, Irak'ın tamamına bu öz güveni aşılamıyor. Mesele sadece Şiilerin bir araya gelip öbür gruplara karşı cephe oluşturması da değil. İnsanlar daha adil, şeffaf, etkin bir yönetim istiyorlar. Bu tabloya bakınca Irak'taki sorunlar hemen bir anda çözülecek sorunlar değil. Bütün gruplarla taraflarla eşit ilişkide olmak için gayret sarf ettik. Geçtiğimiz 10 yıla baktığımız zaman Sünnilerle, Şiilerle, Türkmenlerle, Kürtlerle, Hristiyanlarla, Yezidilerle, farklı dönemlerde, farklı zeminlerde sürekli ilişki kuruldu. Türkmenlerle özel bir ilişkimiz var. Türkmenler, tek bir bölgede değil, Irak'ın her yerinde varlar. Bu kriz dönemlerinde zaafa dönüşüyor. Tek bölgeye yoğunlaşmadıkları için temsil noktasında, bu handikap olarak onlara geri dönebiliyor. Bizim amacımız orada hiç bir zaman Sünnicilik yapmak değil. Şiilere karşı, Sünnilerin tarafını tutmak, Araplara karşı Türkmenlerin ya da Kürtlerin tarafını tutmak değil. Orada birlik beraberlik ortamı yaratmaya çalışmak. Kim eziliyorsa onun yanında durup, onları eşit bir aktör olarak masaya getirme gayretiydi."

Gerek Türkiye'deki, gerek Ortadoğu'daki Kürtlerle sorun olsaydı, Irak Kürtleriyle, Erbil'le, Barzani'yle bu şekilde iyi ilişkiler yaşanamayacağını vurgulayan Kalın, "Referandum meselesi, Irak'ın toprak bütünlüğüne tehdit teşkil eden bir gelişme olacaktır. Referandum yapıldığında kim onaylayacak. Diyelim ki Kürt bölgesinde yaptınız, Bağdat parlamentosunun da onaylaması gerekmeyecek mi? Bunun resmiyet ve meşruiyet kazanabilmesi için bunun Irak parlamentosu tarafından da onaylanması gerekecek." dedi.

Kerkük'ün de referandum yapılacak bölgelere dahil edilmesinin de önemli bir problem olduğunu dile getiren Kalın, bunun siyasi ve hukuki olarak yanlış bir karar olduğunu, Kerkük'ün Kürt bölgesine bağlı değil, bağımsız şehirlerden biri olduğunu vurguladı.

Kalın, Kerkük'ün de katılmasıyla Araplar ve Türkmenlerin referandumu boykot edeceğini ifade ederek, bunun sürdürülebilir tarafı bulunmadığını anlattı.

Referandumun, Irak'ın güvenlik ve ekonomi gibi sorunlarına çözüm üretecek bir formül olmadığını dile getiren Kalın, "Zaten Kürtlerin bir federal bölgesi var, parlamentoları var, seçimlerini yapıyorlar. Bağdat'la devam eden sorunları çözmek için daha elverişli bir ortamın oluşturulması lazım. Bu konuda haklılar tabii ki. Bağdat'a sorduğunuzda da 'anayasa gereği yüzde 17 vesaire haklarını veriyoruz, ama elimizdeki imkanlar bu kadar' gibi kendilerince izahlarda bulunuyorlar. Bu çözülemeyecek bir mesele değil, yönetilmesi gereken bir konu. Bunun da sihirli bir formülü yok. Irak'ta her şey çok iyi gidiyor da bir tek Bağdat- Erbil ilişkisi kötü gidiyor değil." şeklinde konuştu.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :