Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4)- "Artık Türkiye'nin ve Özgür Suriye Ordusu'nun yani Suriye'nin kendi evlatlarının DEAŞ'e karşı verdiği gerçek mücadele örneği var. Her ne kadar hesabı ve çıkarı olan ülkeler şartları zorlamaya devam ediyor olsa da Suriye meseles

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Artık Türkiye'nin ve Özgür Suriye Ordusu'nun yani Suriye'nin kendi evlatlarının DEAŞ'e karşı verdiği gerçek mücadele örneği var. Her ne kadar hesabı ve çıkarı olan ülkeler şartları zorlamaya devam ediyor olsa da Suriye meselesi artık yeni bir safhaya girmektedir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan 27. Muhtarlar Toplantısında Adıyaman, Ankara, Artvin, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Elazığ, Hatay, Isparta, Karabük, Kastamonu, Kırşehir, Niğde, Ordu ve Samsun'dan gelen muhtarlara hitap etti.

PKK ve FETÖ'nün, hatta PKK ve DAEŞ'in nasıl derin işbirliği içinde olduklarına dair sayısız ifade, belge, bilgi bulunduğunu belirten Erdoğan, "Bölücü örgütün 15 Temmuz'un ardından eylemlerini artırması, milletimiz ve bölge halkı tarafından isabetli bir teşhisle, başarısız darbe girişiminin PKK eliyle sürdürülmeye çalışılması olarak değerlendirildi." ifadesini kullandı.

Suriye'de de bölücü örgütün PYD, YPG adıyla faaliyet gösteren unsurlarının Türkiye'ye karşı her türlü husumeti gösterdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Gerektiğinde rejimle gerektiğinde müttefik dediğimiz ülkelerle işbirliği yapan bu terör örgütü, Suriye'de başlattığımız Fırat Kalkanı Operasyonu'ndan çok rahatsız oldular. Bünyesinden FETÖ'cülerin temizlenmesiyle safralarından kurtulan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı sınır dışı operasyonunu hamdolsun başarıyla yürütüyor. Bu operasyonla, bölgede DEAŞ'la savaşan tek gücün kendileri olduğu yalanı bir balon gibi söndü. Ne dediler? 'PYD, YPG, DEAŞ’la savaşıyor. Yalan, yalan... DEAŞ bir yere giriyor, oradan çıkıyor, ondan sonra oraya kim yerleşiyor? PYD ile YPG. Kimi aldatıyorsunuz ya? Tezgah böyle çalıştı.

Şimdi ellerinden gelse diğer yerlerde de aynı şeyi yapacaklar. DEAŞ'la PYD, YPG ve rejimin birbirlerini besleyen, birbirlerinin varlıklarından güç alan yapılar olduğunu biz zaten biliyorduk. Şimdi bunu tüm dünyada da bir defa biz gösteriyoruz, dünya da görmeye başladı."

- "Katledilen çocukların kanları ellerinde olanların işi zorlaşıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Halep’te ve diğer Suriye şehirlerinde katledilen çocukların, kadınların, sivillerin kanları ellerinde olanların işinin giderek zorlaştığını bildirdi. Erdoğan, "Ümran bebeğin halini gördünüz değil mi? O darbeyi yemiş, inşaatın içinde toz toprak, kan revan içindeki çıkışını gördünüz. Bunlar ortada. Ege'de kıyılara vurmuş olan yavrumuzu biliyorsunuz. Bu ülkede DEAŞ bahanesiyle yürütülen kanlı operasyonların meşruiyeti her geçen gün kayboluyor." dedi.

Kendilerine devamlı, "Aman sabır, aman sabır, aman sabır" denildiğini aktaran Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Gaziantep'te eğer DEAŞ terör örgütü, o kına merasiminde 14 yaşındaki çocuğun bedenine bombaları bağlamak suretiyle, bak çocuğu da nasıl kandırıyorlar, çocuk Messi'yi çok sevdiği için Messi'nin formasını da giydirmek suretiyle onun üzerine bombayı bağlayıp ondan sonra o kına töreninde bomba patlatılıyor ve 56 kardeşimiz orada şehit oluyor. Bunun yanında 100'e yakın yaralı..."

Erdoğan, ziyaretlerinde sol ayağının yarısının olmadığının hala farkında bile olmayan 6-7 yaşındaki bir çocuk ile yüzü parçalanmış bir çocuğu da gördüklerini anlattı.

- "Bunları bizim dışımızda anlatan yok ki"

"Bütün bunlar bu ülkede yaşandı." diyen Erdoğan, şunları ifade etti:

"Hala utanmadan sıkılmadan kalkıp da bunları dile getirmeyeceksin, bunları muhtarlarınla dertleştiğim gibi Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda dertleşmeyeceğiz de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde anlatmayacağız da nerede anlatacağız, soruyorum sizlere. Nerede anlatacağız? Bunları bizim dışımızda anlatan yok ki…Bizim dışımızda bunları dillendirenler yok ki… Bizim dışımızda kalkıp 3 milyon mülteciyi topraklarında iskan eden yok ki... Biz iskan ediyoruz.

Soruyorum; bu mülteci kardeşlerimizi tekrar Suriye'ye göndereceğiz diyenler kimdi? Bunlar değil miydi? 'Bunları Suriye'ye göndereceğiz', bunlar demedi mi? Şimdi de kalkıp utanmadan sıkılmadan farklı farklı şeyler söylüyorlar. Bunlar, misafirperverliğin bu milletin ruhunda olduğunu bilmeyenler, bunlar konukseverliğin bu milletin ruhunda olduğunu bilmeyenler... Benim milletim, benim vatandaşım kalkar bir dilim ekmeği, bir tas çorbayı kardeşiyle, komşusuyla paylaşır yeri geldiğinde. Bu millet böyle yetişti, böyle terbiye gördü. Serer yere sofrasını, evinde neyi var neyi yok hemen oraya döker ve ondan sonra da onu misafiriyle, komşusuyla paylaşır. Bu millet böyle bir millet, böyle bir kültürden gelmişiz biz. Böyle bir medeniyetin varisleriyiz. Ama bunlarda böyle bir dert yok, böyle bir sıkıntı yok.

Artık Türkiye'nin ve Özgür Suriye Ordusu'nun yani Suriye'nin kendi evlatlarının DEAŞ'e karşı verdiği gerçek mücadele örneği var. Her ne kadar hesabı ve çıkarı olan ülkeler, şartları zorlamaya devam ediyor olsa da Suriye meselesi artık yeni bir safhaya girmektedir. Yeni dönemin en belirleyici unsuru Suriye halkının kendi içinde tesis edeceği birlik, beraberlik, dayanışma olacaktır."

- Cerablus operasyonu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cerablus operasyonun neden başlatıldığına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, Gaziantep'teki olayın, bu işin adeta ateşlenen fitili olduğunu vurguladı.

O ana kadar o bölgeye girilmediğine işaret eden Erdoğan, "Ama o anda artık o yetiştirdiğimiz eğit-donat çerçevesindeki Suriye halkı, Cerablus halkı, ılımlı muhaliflere dedik ki 'buyrun biz de arkanızdayız…' Onlar girdi, biz de arkalarından ve böylece Cerablus'u DEAŞ'tan temizledik ve oraya Cerablus halkı yerleşmeye başladı, ardından Rai'de yaşayan halk, DEAŞ'ın oradan da temizlenmesini bekledi. Rai'den de DEAŞ'ı temizledik, Rai'deki halk, onlar da yerlerine, topraklarına girmeye başladılar." bilgilerini verdi.

Erdoğan, DEAŞ'ın elinde bulunduğu dönemde Cerablus’taki nüfusun 2 binlere kadar düştüğünü aktararak, şunları kaydetti:

"Şu anda ise 30 bine doğru ulaştı. Nüfus daha fazla, daha gelecek olanlar var. Geçmişte DEAŞ zulmünden kaçarak Türkiye’ye ve belki bir kısmı da Batı ülkelerine giden, gitmeye kalkışan Cerabluslular evlerine, yurtlarına dönmeye başladılar.

Suriye'de bizim ilk etapta 5 bin kilometrekare olarak öngördüğümüz güvenli ve uçuşa yasak bölge tam manası ile oluşturulabilirse en azından yeni göç dalgalarının önü kesilmiş olacaktır. Bu Batı, maalesef bizim laflarımızı dinlese birçok şeylerden kurtulacak ama bunlar bizim lafımızı dinlemediler. Geçenlerde bir siyasi, bir ülkenin lideri onlara onu söyledi; 'Siz Türkiye'ye yanlış yapıyorsunuz.' dedi. 'Eğer Türkiye 3 milyon insanı şu anda topraklarında barındırmasa, şu kapıları açmış olsa ne yapacaksınız, hepsi Avrupa'ya geldiğinde ne yapacaksınız?' dedi. 'Şu anda 100 kişiye, 200 kişiye, 500 kişiye tahammül edemiyorsunuz.' dedi. 'Binlerce, on binlerce kişi eğer Avrupa'ya gelmiş olsa ne yapacaksınız?' dedi. Sonra birileri de kalkıp o siyasi lidere şunu söylüyor; 'Çok, haklısın. Biz senin kadar cesur konuşamazdık.' Her zaman zaten slogan bu, 'Haklısın, biz sizin kadar cesur konuşamazdık.' Aynı şeyleri bize de söyledikleri için artık bunların temennilerine alıştık."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler