Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD'de

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD'de

Erdoğan, Brookings Enstitüsünde konuştu: (4)- "Güçlü bir işadamımızı öldüren bir terörist şu anda Brüksel'de elini, kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. 10 yıl oldu biz kendisini istedik ve bu isim hala bize teslim edilmedi, teslim edilmiyor. Bunu kendileriy

WASHINGTON (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Güçlü bir işadamımızı öldüren bir terörist şu anda Brüksel'de elini, kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. 10 yıl oldu biz kendisini istedik ve bu isim hala bize teslim edilmedi, teslim edilmiyor. Bunu kendileriyle bir araya geldiğimizde söylediğimizde aldığımız cevap şu 'Biz özgürlüklerden yanayız', bu nasıl özgürlük? Teröriste özgürlük olur mu? Peki o öldürülen insanın hakkını kim alacak, kim savunacak? Nasıl bir özgürlük bu? Ve bunu düşünce özgürlüğü olarak bize tanımlıyorlar" dedi.

Washington'da temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brooking Enstitüsünde, "Küresel Sınamalar ve Türkiye'nin 2023 Hedefleri" temalı bir konuşma yaptı.

İsrail'in, Filistin ve Gazze'de ciddi su sıkıntısı olduğunu bildiğini ve bu sıkıntıyı gidermek amacıyla hem denizden su temini yoluyla adım atılması hem de sondaj yoluyla su teminini sağlayabilmek için girişimleri olduğunu söyleyen Erdoğan, konuyla ilgili tekliflerinin İsrail tarafına iletildiğini bildirdi.

Okul ve hastane gibi konulardaki ihtiyaçların giderilmesi ve Türkiye üzerinden ayni yardımların Filistin ve Gazze'ye ulaştırılması konularıyla ilgili görüşmelerin de devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temenni ederim ki nisan ayı ortasında tarafların yapacağı görüşmelerle buradan olumlu bir neticeyi sağlayabiliriz" dedi.

Ekonomik istikrarsızlıklar, gelir dengesizlikleri, yoksulluk, çevre sorunları, genç işsizliği, salgın hastalıklar, sosyal dışlanma gibi konuların başlıca sorunları işaret ettiğine vurgu yapan Erdoğan, bu sorunların her birinin yıkıcı sorunlar ve sonuçlar doğurduğunu ayrıca yeni tehditlerin de tetikleyicisi olabildiğini söyledi.

- "Kaotik ortamda terör musibeti de küreselleşiyor"

Terör, düzensiz göç, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının bu tehlikelerin en başta gelenleri olduğuna dikkati çeken Erdoğan, hiçbir ülkenin bu sorunlar karşısında "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" anlayışıyla hareket edemeyeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bugün dünyanın neresinde olursak olalım bu sorunların ortaya çıkardığı tehdide hepimiz maruz kalıyoruz. Bu sınamalara karşı bölgesel ve uluslararası kuruluşların çalışmalarına katkıda bulunmak, çözüm yolları aramak her ülkenin ahlaki ve vicdani sorumluluğudur. Bu kaotik ortamda terör musibeti de küreselleşiyor. Terör saldırılarının hedefi olmayan ülke neredeyse kalmadı. Terörizmle mücadelede ancak uluslararası düzeyde müşterek ve samimi çabalarla başarılı olunabilir. Bunun için başta Birleşmiş Milletler müktesebatı olmak üzere bugüne kadar geliştirilmiş olan hukuki çerçeve kuşkusuz önemlidir ancak terör değişen şartlara kendisini uyarlamayı gayet iyi biliyor. İnsanoğlunun temel korkularını, endişelerini, mağduriyetini veya mağduriyet duygularını, inançlarını sömürerek kendine zemin oluşturmayı başaran terörizmin hiçbir insani ve ahlaki değeri bulunmuyor."

- "PKK bizim için neyse PYD de odur, YPG de odur"

Bu hastalıklı zihniyetin kökünün kurutulabilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Öncelikle temel prensiplerde anlaşmalıyız. Bu ilkeler temelinde mutabık kalabileceğimiz işbirliği söylemimizi kuvveden fiile taşımalıyız. Bunların başında ayrım gözetmeksizin tüm terör örgütlerine karşı aynı kararlılıkla mücadele edilmesi ilkesine kesinlikle sadık kalınması gerekiyor. Örneğin, şu anda DAİŞ bir terör örgütü, özellikle Suriye'de ve Irak'ta etkin. DAİŞ'e karşı YPG'nin mücadele ettiği, dolayısıyla 'YPG iyi teröristtir' böyle bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil. 'PYD, DAİŞ'e karşı savaşıyor, dolayısıyla iyi teröristtir' böyle bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Bu örgütlerin her ikisi de Türkiye için PKK terör örgütünün yandaşlarıdır, PKK bizim için neyse PYD de odur, YPG de odur. Eğer bu anlayışla yaklaşırsak o zaman ben şu tespiti yaparım, derim ki 'El Nusra bir terör örgütü değil mi? Terör örgütü El Nusra da şu anda DAİŞ'e karşı ve DAİŞ'e karşı savaşıyor. O zaman El Nusra da demek ki iyi bir örgüt'. Böyle mi bakacağız olaylara? Böyle bakamayız, öyleyse biz el ele vereceğiz, koalisyon güçleri olarak bu terör örgütüyle gerekli mücadeleyi hep birlikte yapacağız. Onun için biz DAİŞ'e de PKK'ya da PYD'ye de Boko Haram'a da Eşşebab'a da aynı anlayışla, aynı samimiyetle karşı çıkıyoruz."

Türkiye'nin, yakın coğrafyasında bulunan ve Türkiye'yi de hedef alan DAEŞ'le mücadelenin en ön safında yer aldığını dile getiren Erdoğan, başta ABD olmak üzere müttefiklerle dayanışma ve güçlü işbirliği içinde hareket ettiklerini söyledi.

"Yabancı terörist savaşçıların çatışma bölgesine geçişinin engellenmesi noktasında hiçbir ülkenin göstermediği çabayı biz gösteriyoruz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Bununla birlikte bazı terör örgütlerine karşı tedbirler alırken diğerlerine karşı hareketsiz kalmak, hatta desteklemek uluslararası toplumun ortak vicdanına uygun bir tabloyu yansıtmıyor. PKK veya PYD için Avrupa'da para toplama kampanyaları ve propaganda toplantılarının düzenlendiğini, bu örgütlere silah ve mühimmat gönderildiğini gayet iyi biliyoruz. Böyle bir ortamda terörle mücadele konusundaki dayanışma mesajlarının herhangi bir anlamı kalmıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Şubat ve 13 Mart'ta Ankara'da meydana gelen saldırıların YPG kamplarında eğitim gören PKK'lılar tarafından, 19 Mart'ta İstanbul'da meydana gelen patlamanın da DAİŞ mensubu bir canlı bomba tarafından PKK ve YPG'lilerin desteği ile yapıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bu eylemler ile Paris'te, Brüksel'de veya Lahor'da yapılan saldırılar arasında bir fark yoktur. İşte aynı şekilde biz, biliyorsunuz, Gaziantep'te yakaladığımız teröristi Belçika'ya bildirdik, Belçika'ya bildirmemize rağmen Belçika serbest bıraktı. Serbest bıraktıktan sonra havalimanındaki işte o acı tabloyu, o felaketi yaşadık. Ama aynı şekilde bizde güçlü bir işadamımızı öldüren bir terörist şu anda Brüksel'de elini, kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. 10 yıl oldu biz kendisini istedik ve bu isim hala bize teslim edilmedi, teslim edilmiyor. Bunu kendileriyle bir araya geldiğimizde söylediğimizde aldığımız cevap şu 'Biz özgürlüklerden yanayız', bu nasıl özgürlük? Teröriste özgürlük olur mu? Peki o öldürülen insanın hakkını kim alacak, kim savunacak? Nasıl bir özgürlük bu? Ve bunu düşünce özgürlüğü olarak bize tanımlıyorlar. Çalıştığınız bir kurumda oradaki size işveren durumunda olan insanı öldürüyorsunuz. Bu anlayışın, dünyada tüm ülkeler olarak hep birlikte bir defa karşısına dikilmemiz şart ve bu örgütler hiçbir insani, ahlaki değer tanımadıklarını kullandıkları alçakça yöntemler açısından birbirlerinden hiçbir farkları olmadığını ortaya koymuşlardır. Biz sadece biraz samimiyet, biraz ilkeli duruş istiyoruz o kadar."

-"Hiçbir semavi dinin terörle bağdaştırılmasını kabul edemeyiz"

Erdoğan, terörün, dini, ırkı, vatanı olmadığını belirterek, "Maalesef İslam dinini terörizmle ilişkilendirmek gibi bir eğilimle karşı karşıyayız. Antisemitizme karşı olduğumu başbakanlığımın ilk yılında açıklamış bir liderim. Aynı şeyi Batı'dan bekliyorum. Onların da İslamofobiyi aynı şekilde insan suçu olarak açıklamaları gerekir. Bu dinin bir mensubu, bir Müslüman olarak bütün bu iddiaları reddediyoruz. Esasen hiçbir semavi dinin terörle bağdaştırılmasını kabul edemeyiz. Terör gibi dünyanın her yerinde insanları hedef alan bir vahşetin hangi dinde yeri olabilir? Lunapark'ta oyun oynayan, annesinin elinden tutup pazara giden çocukları öldüren bir anlayışın hangi dinde yeri olabilir?" dedi.

Hayat hakkının kutsal olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Terörü, belirli bir dine mensup kişilerle veya belirli etnik grubun üyeleriyle bağdaştırma yaklaşımı, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibi insanlık gibi insanlık tarihinin yüz karası akımların güçlenmesine zemin hazırlıyor. İnsanlığın müşterek geleceği için, ülkelerin ortak çıkarlar ve fayda için daha yakın işbirliği göstermelerine ihtiyaç vardır. Tekrar güçlenmeye başladığını gördüğümüz yabancı düşmanlığı ve ırkçılık, bunun önündeki en büyük engeli teşkil ediyor.

Başbakan olduğum dönemde 2005 yılında İspanyol mevkidaşım Sayın Zapatero ile birlikte Medeniyetler İttifakı girişimini başlatmıştık. Bugün BM çatışı altında faaliyet gösteren Medeniyetler İttifakı Dostları Grubu 118 üye ve bunun yanında 26 uluslararası örgütü bir araya getiren geniş bir yapı haline dönüşmüştür. Terörle mücadelede en önemli hususlardan biri de terörü bitirmek kadar terörü besleyen şartları da ortadan kaldırma gereğidir. Yani, sivrisinek avlamakla bir yere varamazsınız, sivrisineği üreten o bataklığı kurutmak şarttır. O bakımdan, bilhassa küresel boyutta ekonomik dengesizliklerin düzeltilmesi önem taşıyor. Güçlü, sürdürülebilir ve dengesel, küresel büyümenin tüm ülkeleri kapsayacak şekilde sağlanması şarttır."

-"Cumhuriyetimizin 100. yılı için belirlediğimiz hedeflere ulaşmakta kararlıyız"

Erdoğan, bunun aynı zamanda ahlaki bir yükümlülük olduğunu düşündüğünü vurgulayarak, "Bu dönemde, küresel boyutta ticaretin de yeniden şekillendiğine şahit oluyoruz. Amerika ile Avrupa Birliği arasında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması müzakere ediliyor. Süreci yakından takip ediyoruz" dedi.

Avrupa Birliği ile mevcut Gümrük Birliği kapsamında, birliğin ortak ticaret politikalarıyla uyum sağlanması gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Birliğin üçüncü ülkelerle akdettiği serbest ticaret anlaşmalarından doğrudan etkileniyoruz. Özellikle, Transatlantik ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması'nın yürürlüğe girmesi, Türkiye'nin dış ticareti üzerinde olumsuz etkiye yol açacaktır. Bunların önüne geçilebilmesi için anlaşmanın müzakerelerine veya anlaşmaya müdahil olmak istiyoruz. Bu hususta, Avrupa Birliği ve üye ülkelerin olduğu kadar Amerika'nın da desteğini bekliyoruz" diye konuştu.

Türkiye son 13 yılda çok büyük ilerlemeler kaydettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Böylece müttefiklerine güven veren, hem de küresel sorunların çözümüne katkı sağlayabilen bir ülke durumuna geldik. Biz, bunu yeterli görmüyoruz. 2023 yılının Türkiye Cumhuriyeti, 100. kuruluş yılını kutlayacaktır. Bu anlamlı yıl dönümü için ekonomiden kültüre, dış politikadan çevreye kadar bir çok alanda kendimize önemli hedefler belirledik. Bu hedeflerin bir kısmı, ülke içindeki toplumsal, ekonomik ve siyasi standartların yukarı çekilmesine yöneliktir. Biz, bu hedeflere ulaşarak vatandaşlarımıza daha iyi hizmetler sunmanın yanında bölgemize ve tüm insanlığa katkı sağlamak istiyoruz. Amerikalı dostlarımızın desteği ve katkısıyla Cumhuriyetimizin 100. yılı için belirlediğimiz hedeflere ulaşmakta kararlıyız."

(Bitti)


Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD'de

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :