Çiçekler Tehlikede

Çiçekler Tehlikede

Prof. Dr. Haydar Öztaş, Ermenek ve çıvarında yok olma tehlikesiyle karşı kaşıya olan Sarı Sümbül ve Ermenek Tulipası çiçekleri için uyarılarda bulunarak, “Islah çalışmaları, yapılaşma ve herbisit kullanımı nedenleriyle bu çiçekler yok olmak üzere” dedi

Türkiye'de 3 bin civarında endemik bitki Ermenek bölgesinde bulunduğunu hatırlatan NEÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haydar Öztaş, Ermenek bölgesinin bölgeler arasında doğal bir geçiş köprü oluşturmasından dolayı dünyada benzerine az rastlanan bir bitkilerin olduğunu aktardı. Araştırmalarında, Ermenek Bölgesinin buzul çağlarında bitkilerin sığınak bölgesi olduğu ortaya koyan Öztaş, en çok endemik bitkinin Antalya’dan sonra Konya ve çevresi olduğunun altını çizdi. Öztaş yaptığı açıklamada, “Ermenek Bölgesinin bu üçgenin orta kısmında bulunması endemik bitki çeşitliliğini artırmaktadır. Ancak, bu endemik türelerin en önemlilerinden Fritillaria  sp. (Sümbül çeşitleri) türleri söküm, ıslah çalışmaları, yapılaşma, ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıyadır. Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve bir anlamda yeryüzünde ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Örneğin çocukluğumda Büyükkarapınar köyünde sulak özlerde oldukça fazla bulunan Sarı sümbül bölgede yoğun tarım yapılması ve akarsuların bilinçsiz kullanılması nedeniyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Ermenek Bölgesinde çok sınırlı bir bölgede yetişen bu bitkinin doğal üreme alanlarının kültür Bakanlığınca koruma altına alınması gerekmektedir” şeklinde uyarılarda bulundu.

ERMENEK’İN TULİPASI DA TEHLİKEDE

Ermenek Bölgesi’nde nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalan bir diğer bitkinin Ermenek Tulipası olduğunu işaret eden Öztaş, dünyada başka yerde olmayan bu çiçeğin korunması gerektiğini söyledi. Latince ismi Tulipa cinnabarina olan ErmenekTulipası’nın, isimini eski yunanca alev renginden alan bitki, yalnızca Ermenek bölgesinde bulunuyor. Ermenek Tulipası’nın, Gerekli koruma tedbirleri özellikle otlatmaya ve mera ıslahı çalışmalarına karşı korunması gerektiğine vurgu yapan Prof. Öztaş, “Bu lale 2000’li yıllarda Norveçli bir bilim insanı tarafından Sarıveliler bölgesinden toplanarak isimlendirilmiştir. Yalnızca iki örnekle somutlaştırmaya çalıştığım bölgemizin bitki zenginliğinin halkımızca bilinmesi ve bu bitkilerin korunması için hassas davranılması büyük önem taşımaktadır” diye konuştu. Servet R. Çolak – Memleket