CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu canlı yayında

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu canlı yayında

Kılıçdaroğlu: (1)- "Gerçekten de bayrak, vatan sevgisi üzerine inşa edilmiş, kişisel çıkarları değil, 80 milyonun çıkarını düşünen, bir kampanya yürütüyoruz. Bu kampanyayı eşit kılacak olan o dediğim bir televizyon programında bir araya gelip, konuşmaktı"

İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum için eşit olmayan bir kampanya yürütüldüğünü savunarak, "Gerçekten de bayrak,vatan sevgisi üzerine inşa edilmiş, kişisel çıkarları değil, 80 milyonun çıkarını düşünen, bir kampanya yürütüyoruz. Bu kampanyayı eşit kılacak olan o dediğim bir televizyon programında bir araya gelip, konuşmaktı." dedi.

CNN Türk-Kanal D ortak yayınında Hakan Çelik'in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, referandumun partiyle alakası olmadığını ve yapılacak anayasa değişikliğiyle ilgili maddelerin herkes tarafından bilinmesi gerektiğini söyledi.

Maddelerin yeterince anlatılıp, anlatılmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, referandum sürecinin temel eksikliğinin, 'evet' ve 'hayır'ı savunanların bir araya gelip, televizyon ekranında tartışmaması olduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, başka ülkelerde böyle olduğunu anlatarak, "Toplum kamplara ayrışmış durumda. Kimin ne dediği pek anlaşılmıyor. Vatandaş bir onu dinliyor, 'bu haklı.' Bir öbürünü dinliyor, 'bu haklı.' Peki hangisi doğruyu söylüyor? Hangisi bazı şeyleri vatandaşa yansıtmıyor. Ancak liderler bir araya gelip konuşabilse tüm ayrıntılar ortaya çıkacak, vatandaş da evinde televizyon izlerken 'şu şunu söylüyor ama öbürü de şunu söylüyor.' diyerek daha sağlıklı bir karar sürecinin içinde olacak. Maalesef bunu gerçekleştiremedik. Bu kampanyanın temel eksikliği burada." diye konuştu.

Değişikliğin tüm Türkiye'yi ilgilendirdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Rejimi değiştiriyorsunuz. Değişen rejim ne getirecek, ne götürecek? Normalde oturup konuşmamız lazım. Ben de, Sayın Bahçeli, Başbakan, Cumhurbaşkanı hatta Akşener, Saadet Partisi başkanı da herkes kendi düşüncelerini aktaracak. Böyle bir programın şöyle bir avantajı olacaktı; vatandaşın bilgilenme sürecine yapılan katkının ötesinde demokrasiye de büyük katkı sunacaktık. Vatandaş bunu beğenip, 'ne güzel bir tablo' diyecekti. Bu bizim demokrasi kültürümüze de yapılacak en önemli katkılardan birisiydi ancak maalesef bu fırsat henüz kaçmış değil. Neden olmasın? Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bahçeli kabul ederse bir araya gelebiliriz. Sonuçta 18 maddeyi oturup konuşacağız. Dünyadaki örneklerine bakacağız. Belki mevcut sistemin aksayan yönlerini konuşacağız."

Kemal Kılıçdaroğlu, siyaset kurumunun görevinin çözüm üretmek olduğunu anlatarak, daha önce bunun örnekleri olduğunu, 4 siyasi partinin bazı konularda görüş birliğine varabildiğini anımsattı.

Uzlaşma kültürünün aslında parlamentoda olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin bir partinin mutfağında hazırlanması durumunda sorun çıktığını, böyle olmayıp da Uzlaşma Komisyonunda hazırlanması durumunda sorun çıkmadığını savundu.

- "80 milyonun çıkarını düşünen bir kampanya yürütüyoruz"

Kılıçdaroğlu, şu anda eşit koşullarda bir yarış olmadığını savunarak, "Evet kampanyasını devlet yönetiyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, valiler, kaymakamlar, devletin araçları, uçakları, forsu, parası, televizyonlarında 'evet' kampanyası var. Diğer tarafta bu değişikliğin toplum için hangi riskleri oluşturduğunu anlatmaya çalışan, devletin parasını, arabasını, araçlarını, televizyonlarını kullanmayan bir grup daha var. Gerçekten de bayrak,vatan sevgisi üzerine inşa edilmiş, kişisel çıkarları değil, 80 milyonun çıkarını düşünen bir kampanya yürütüyoruz. Bu kampanyayı eşit kılacak olan o dediğim bir televizyon programında bir araya gelip, konuşmaktı." şeklinde konuştu.

"18 madde Türkiye’nin lehineyse neden bu düşünce gelip savunulmuyor?" diye konuşan Kılıçdaroğlu, "Benim önümde gelip savunabilmeliler. Onların önünde kendi düşüncelerimi savunabilmeliyim. Vatandaşımız da oturup karar versin. Maddeleri açıp, oturup uygar insanlar gibi tartışalım. Vatandaş sandığa giderken doğru bilgilendirme yapılıp, tercihini yapmalı. Ama doğru bilgilendirme değil de tek taraflı bilgilendirme yapılıyorsa doğru olmuyor." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 18 yaşında milletvekilliğine tek itirazlarının, bu yaşta milletvekili seçilmeye değil, ömür boyu askerlikten muaf tutulma kısmına olduğunu, askerliğini yapacaksa itirazları olmadığını belirtti.

- "Ömür boyu askerlikten muaf tutulmaya itiraz ediyoruz"

Bu konuyla ilgili temel itirazlarının bu konu mu olduğununu sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Evet. Şimdi bir başkasının çocuğu askere gidecek ama 18 yaşında milletvekili olana ömür boyu askerlikten istisna getireceksiniz. Milletvekilliği elbette değerli bir görev. Milleti temsil ediyorsunuz. 80 milyonu temsil ediyor parlamento üyeleri. Bu çok değerli ama askerlik de en az milletvekilliği kadar değerli ve onurlu bir görevdir. Geleneğimizde askerliğini yapmayana kız vermezler. Askerliği bizim halkımız erkeğin olgunlaşma süreci olarak görür. Daha sağlıklı düşünme süreci olacak görür. Askerlik hepimiz için vatan borcudur. Askerliği kutsal bir görev olarak kabul ederiz. Askere giderken, düğün dernekle, kına yakarak çocuklarımızı askere yollarız. Şimdi milletvekili yapacaksınız ama askere gitmeyecek. Niye gitmesin? Hele bugünkü koşullarda. Benim çocuğum, sizin çocuğunuz, kağıt toplayıcının, simitçinin, manavın çocuğu El Bab'a, askere gidecek, eksi 40 derecede PKK ile mücadele edecek, bazılarının çocukları hem milletvekili olacak hem hiç askere gitmeyecek. Şimdi bu adaletsiz, vicdanı sızlatan bir tablo. Bu tabloya karşı olduğumuzu söyledik. Zaten bunu söyledikten sonra da hiçbir itiraz gelmedi. Çünkü o, 18 yaşında olacak kişinin askere gitmeyeceğini hiç düşünmemiş. Onun da kafasında soru işareti oldu. Oysa biz burada tartışabilseydik, evet de hayır diyenler televizyon başına bunu izleyecekti ve ya bana ya da diğerine hak vereceklerdi. Sonuçta sandığa giderken ona göre oy kullanacaklardı. Bakın bunun hiçbir siyasi partiyle alakası yok. Çünkü hepimiz askere gideceğiz ve her partiden de bir şekilde milletvekili seçiliyor. Tamamen demokrasi, insan hakları, eşit koşullarda görev yapmakla alakalı bir iş."

Kılıçdaroğlu, 'evet'i savunan liderlerle televizyon tartışmasının olması durumda istemediği bir sonucun çıkmasını hesaplayıp, hesaplamadığının sorulması üzerine, kendine güvendiğini, bu değişikliği anlatıp, karşısındakileri ikna edeceğini iddia etti.

"Karşımda söyleyecekleri hiçbir şey kalmaz" diyen Kılıçdaroğlu, askeri yargıtayın kalkması gibi kendilerinin de savunduğu bazı doğru maddeler olduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, bazı şeylerin kendisine anlatılması gerektiğini kaydederek, "Neden 600 milletvekili? 'Meclis güçlü olacak' diyorlar. Yetkisi alınan meclis nasıl güçlü oluyor? Bunu sormak isterdim. Sayıyla bir parlamentonun gücü artıyorsa ve siz sayıyla bunu ölçüyorsanız, o zaman bin yapın dünyanın en güçlü meclisi olsun. Sayıyla değil, parlamentonun yetkisi çok önemlidir. Devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili yetki parlamentodan alınıp, tek kişiye veriliyor. Bakanların, Cumhurbaşkanı yardımcılarının sayısını belirleme yetkisi tamamen bir kişiye ait. Bir kişi arzu ettiği bakanlığı kapatacak, açacak. Bakanların görev alanlarını bir kişi belirleyecek. Oysa bugün bakanlıkları TBMM belirliyor, tek kişi değil. Parlamentoya gelir, oturulur komisyonlarda görüşülür. Genel kurulda kabul edilip, yasalaşır. Neden bir kişiye veriyoruz? Birisinin bunu bana izah etmesi lazım. Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ya da Bahçeli'nin bana anlatması lazım. Belki benim bilmediğim, atladığım bir konu olabilir." dedi.

- "Parlamento nasıl ayak bağı görülür?"

"Türkiye'nin büyüyüp, önündeki engelleri kaldırması için değişikliği savunuyorlar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ilişkin Kılıçdaroğlu, şu görüşleri iletti:

"Bu bana söylendiğinden şunu soracaktım; 15 yıldır tek başına iktidardasınız. 15 yıldır arzu edip de çıkaramadığın bir yasa, kararname var mı? Yok. 15 yıldır tüm bakanlıklar size ait. Değiştirmek isteyip de değiştiremediğiniz bir bürokrat, genel müdür var mı? Nedir? 15 yıldır iktidarda olup eğer parlamentonun yetkilerini yürütme organına, tek adama verelim diye bir çabanın içindeyseniz, parlamentoyu ayak bağı olarak görüyorsanız, onun demokrasi anlayışını sorgulamak zorundayım. Milletin seçtiği milletvekillerini, parlamentoyu bir kişi ayak bağı olarak nasıl görebilir? Ayrıca şunu söylerdim; son bir ayda parlamentoda 100'ün üzerinde kanun geçti. Demek ki parlamento görev yapıyor."

Kılıçdaroğlu, zaman zaman parlamentoda tartışmaların, kavgaların olduğunun anımsatılması üzerine, şunları anlattı:

"Dünyanın bütün parlamentolarında tartışma olur. Bizde öyle sürahi falan atılmadı. Zaman zaman su atıldı, su şişesi atıldı. Yumruklaşmalar da oldu. Bunlar da oldu. Eğer siz anayasa görüşmelerinde konuşmak isteyip de engellenirse siz buna tepki göstermek zorundasınız. Konuşmanıza izin verilmiyor. Ne yapacaksınız? Anayasada diyor, meclisi açan başkan da söylüyor. 'Kabinlere girip oy kullanacaksınız, oyları dışarıda kullanmayacaksınız' diyor. İktidar milletvekilleri kabinlere girip oy kullanmıyor. Oyunu açıklıyor. Ne yapacaksınız? Yasa yapacak kişi buna uymuyorsa ona nasıl hatırlatacaksınız? Meclis Başkanı uyarıyor. Kendi partisinden bir başkan uyarıyor. 'Yapmayın, geçersiz sayılır' diyor ancak kişiler buna uymuyor. Ne yapacaksınız? Bunu eğer göz ardı ederseniz parlamentonun saygınlığına gölge düşürürsünüz. Milletvekilinin iradesi başka bir milletvekili tarafından kontrol edilir mi? Bunu gördüğümüzde 'bu doğru değildir' demeyecek miyiz? Tartışmanın kaynağı bu. Bunun dışında tartışma olmadı."

(sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :