Başbakan Yardımcısı Fikri Işık: (2)

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık: (2)

"AK Parti ile MHP niye bir ittifak yaptı? Türkiye şu anda bir kuşatılmak istenen ülke pozisyonunda. Sizin hemen sınırınızın dibinde bir terör devleti oluşturulmak isteniyor. Avrupa'nın bakışı, tavrı farklı. Irak'taki gelişmeler henüz daha istikrarı tesis

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, "AK Parti ile MHP niye bir ittifak yaptı? Türkiye şu anda bir kuşatılmak istenen ülke pozisyonunda. Sizin hemen sınırınızın dibinde bir terör devleti oluşturulmak isteniyor. Avrupa'nın bakışı, tavrı farklı. Irak'taki gelişmeler henüz daha istikrarı tesis etmekten çok uzak. Dünyada Yemen'den Libya'ya kadar bizi doğrudan etkileyen o kadar çok gelişme var ki. Bu kadar gelişmeyle mücadele eden hükümetin toplumsal tabanını mümkün olduğu kadar geniş tutması en tabii olandır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan insanlarımızın bunu iyi anladığını ve anlayacağını düşünüyorum." dedi.

Işık, Kanal 7 canlı yayınında "Başkent Kulisi" programında gazeteci-yazar Mehmet Acet'in sorularını yanıtladı.

Döviz kurlarındaki hareketlilik, dolar ve avrodaki artışın nedenlerine ilişkin soru üzerine Işık, dünyada trend değişimi döneminde olunduğunu ve para bolluğu döneminin sonuna gelindiğini söyledi.

Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 20'sinin Çin'in, yüzde 20'si ABD'nin, yüzde 20'sinin Avrupa Birliği'nin, yüzde 10'unun Japonya'nın, yüzde 30'unun da bütün dünyanın faaliyetlerinden oluştuğunu aktaran Işık, "Çin'in para birimi Yuan'ın dünyadaki rezerv para birimindeki ağırlığı yüzde 1, rezerv para biriminde doların ağırlığı ise yüzde 60. İkisi de ekonomide yüzde 20 ağırlığa sahip ama rezerv para olma birimleri farklı. Bunun bir dengeye gelmesi lazım. ABD de bunun engellenemez bir durum olduğunu gördüğü için doların gelecekteki pozisyonunu garanti altına almak için doları güçlendirmeye başladı. Doların güçlü olması için dolar faizini yükseltiyor. Amerika'da ilk defa son yılda yüzde 3'ün üzerine çıktı faiz oranları. Bundan gelişmekte olan piyasalar olumsuz etkileniyor. Para biriminin değer kaybettiği ülke sadece Türkiye değil. Belki Türkiye'de dalga boyu biraz daha yüksek, Arjantin'den sonra ikinci." diye konuştu.

Dünyanın gelecekte daha güçlü bir dolarla karşılaşacağını belirten Işık, doların yükseltilmesinin Çin'in alacağı yeni pozisyona karşılık Amerika'nın kendisini garantiye almak istemesinden kaynaklandığını dile getirdi.

Türkiye'nin cari ve tasarruf açığı olduğundan bundan etkilenmemesi için daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada sermayeyi ürkütmeden ama Türkiye'yi de yatırım yapılabilir bir ülke olmaktan çıkarmadan yani faizlerin yüksekliği yatırım ortamını bozuyor, faiz yüksek olursa yatırımlar azalıyor, faiz düşük olursa yatırımcı daha az geliyor. Bizim orada çok dengeli pozisyonda durmamız lazım. Son dönemde o denge yakalandığı için dövizde bir stabilite oluştu. Sayın Cumhurbaşkanımız bir siyasetçi olarak para politikalarına karışmasında çok haklı. Bu, Merkez Bankası'nın araçsal bağımsızlığına engel anlamına gelmiyor. Belirlenen politikalar doğrultusunda Merkez Bankası'nın araçsal bağımsızlığını koruması, hakkı ve görevidir. Burada yapılması gereken Merkez Bankası'nın hükümetle koordinasyon içerisinde hangi enstrümanı ne zaman kullanacağını belirlemesi ve tam zamanında müdahaleleri yaptı. Son dönemde bu yapıldığı için doların ateşi düştü. Hükümetin makro ekonomik politikalardan sorumlu olduğu gerçeğini göz ardı etmeden Merkez Bankası'nın araçsal bağımsızlığını göz ardı etmeden politikaların hayata geçirileceğini düşünüyorum."


- "Türkiye'de olup biteni kendi anlayamıyorsa..."

Işık, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in "Piyasalarla inatlaşmayacağız." açıklamasına ilişkin, "Bu aslında hem inatlaşmamak hem siyasetin sorumluluğunu ortadan kaldırmamak hem de Merkez Bankası'nın yapması gereken işleri zamanında ve kıvamında yapmasını ifade eder bence." dedi.

"Piyasalar ya da yatırımcılar neyi yanlış anladı da böyle bir hareketlilik yaşandı?" sorusuna Işık, "Londra'daki durumu kasıtlı olarak farklı aksettirdiler. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ifadesini sanki Merkez Bankası'nın bağımsızlığı yokmuş, araçsal bağımsızlığı da yokmuş, istediği enstrümanı daha doğrusu gerekli enstrümanı, gerekli zamanda, gerekli kıvamda kullanamazmış gibi bir algıya dönüştürdüler. Kudüs olayı, Afrin Harekatı, Türkiye'nin bu konulardaki dik duruşu birilerini rahatsız ediyor. Bunlar da böyle her fırsatı bir spekülasyon olarak değerlendirmeye çalışıyorlar. Dövizde dalgalanma olunca hemen spekülatörler devreye giriyor. Dalga boyunu yükseltmek, Türkiye'de sanki bir kriz havası varmış gibi bir algı oluşturmak için 'hem para kazanayım hem de Türkiye'nin imajına, ekonomisine darbe vurayım' diye olaya giren spekülatörlerin olduğunu biliyoruz. Merkez Bankamız araçsal bağımsızlığını kullanır, gerektiği anda gerekli müdahaleleri yapar. Hükümetin hedefi ile Merkez Bankası'nın hedefi arasında fark yok." yanıtını verdi.

Doların 6-7 TL'yi bulacağı söylemlerine ilişkin Işık, "Bu, bunların temennisi ama Türkiye'nin ekonomik gerçekleri bununla kesinlikle örtüşmüyor. Türkiye'de doların 6 olmasını gerektirecek hangi ortam var? Bunları ortamı gererek, spekülasyon yaparak daha fazla para kazanma gayreti olarak görüyorum." ifadesini kullandı.


- "Gönül hiçbir siyasetçinin içeride olmasını istemez"

İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener'in üst akıl söylemlerine ilişkin görüşü sorulan Işık, "Sayın Akşener, Türkiye'de olup biteni kendi anlayamıyorsa, uzayda yaşıyormuş gibi bir ifade kullanıyorsa buna diyecek çok bir şeyimiz olamaz. Türkiye'de bu spekülasyonları kimlerin yaptığını, bunun ne kadarının dış kaynaklı olduğunu herhalde Sayın Akşener'in danışmanları kendisine söylüyordur." diye konuştu.

Işık, HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde olmasından dolayı adil yarış olmadığı söylemlerine ilişkin, şunları söyledi:

"Gönül hiçbir siyasetçinin içeride olmasını istemez. Bu, temel kuraldır. Bunu ne ben isterim ne Sayın Cumhurbaşkanımız ister ne de bir başkası ister. Ama terör örgütüyle arasına mesafe koymayı bırakın, terör örgütünün sözcülüğüne soyunanların da demokraside bir karşılık bulmamasını da hiçbir demokratik ülke kabul etmez. Bu arada ince bir çizgi var. Demokrasilerin en çok korktuğu şey şudur; Şiddeti övmek, demokrasi dışı eylemleri meşru ve mazur göstermek. Şu anda HDP bunu yapmıyor mu? Yani, HDP'nin şu son, özellikle 'Çukur' terörünü meşru göstermeye çalışırsanız, bunu bırakın Türkiye, hangi demokratik ülke olursa olsun 'bırakın, bu siyasi bir partidir, biz de buna anlayışla bakalım' diyebilir? Bu, demokrasinin köküne dinamit koymaktır, demokratik toplum düzenini tamamen ortadan kaldırmaktır. "


- "Keşke, terör örgütünün sözcülüğü işine bulaşmasaydı"

Demokrasinin en çok korktuğu şeyin şiddetin övülmesi, teşvik edilmesi, meşru ve mazur görülmesi olduğunu ifade eden Işık, "Buna hiçbir demokratik ülke müsamaha gösteremez, Türkiye de müsamaha göstermiyor. Geri tarafı yargı işi, o benim işim değil. Yani, serbest bırakma, tutuklama yargı işi. Benim siyasetçi olarak baktığım şu, keşke, Selahattin Demirtaş terör örgütünün sözcülüğü, onların yaptığı işleri meşru gösterme işine bulaşmasaydı, keşke bunu yapmamış olsaydı da şu anda cezaevinde olmasaydı. Yoksa, ben hiçbir siyasetçinin cezaevinde seçim geçirmesini, doğrusu istemem. Ama demokraside şiddeti övmenin de asla ve asla kabul edilebilir bir yanı olmadığını çok iyi bilirim. Yoksa, demokratik düzen ortamı kalmaz." dedi.

Başbakan Yardımcısı Işık, "Selahattin Demirtaş ile ilgili bir mağduriyet iklimi oluşmaz mı?" sorusuna, "Bizim halkımızın ferasetinin o konuda çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Niye? Selahattin Demirtaş'ın bugün içeride olması Kanaryaseverler Derneği'ne üye olduğu için değil, meşru bir dernek faaliyetini yürüttüğü için değil, terör örgütü faaliyetlerini, terör eylemlerini meşru ve mazur gösterdiği iddiasıyla içeride. Yarın beraat eder... Dileğimiz beraat etmesidir ama sonuçta şu anda bulunduğu pozisyona karar veren merci biz değiliz, yargı." yanıtını verdi.


- "Milli prensipler dahilinde bu ittifak yapılıyor"

"AK Parti'nin MHP ile yürüttüğü ittifakın Kürtleri çok rahatsız ettiği söyleniyor. Öyle mi gerçekten?" sorusu üzerine Işık, şunları söyledi:

"AK Parti ile MHP niye bir ittifak yaptı? Türkiye şu anda bir kuşatılmak istenen ülke pozisyonunda. Sizin hemen sınırınızın dibinde bir terör devleti oluşturulmak isteniyor. Avrupa'nın bakışı, tavrı farklı. Irak'taki gelişmeler henüz daha istikrarı tesis etmekten çok uzak. Dünyada Yemen'den Libya'ya kadar bizi doğrudan etkileyen o kadar çok gelişme var ki. Bu kadar gelişmeyle mücadele eden hükümetin toplumsal tabanını mümkün olduğu kadar geniş tutması en tabii olandır.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan insanlarımızın bunu iyi anladığını ve anlayacağını düşünüyorum. Bu, bir ülkenin beka meselesine karşı toplumsal zeminin çok daha güçlü hale getirilmesi için atılmış bir adımdır. Bunu bu şekilde, özellikle bilmelerini isteriz oradaki yaşayan insanlarımızın. Bu noktada, tabii ki belli prensipler dahilinde bu ittifak yapılıyor. Bu ittifakta, orada yaşayan kardeşlerimizi rahatsız edecek hiçbir şey olmayacağını düşünüyorum."


- "Yasamada arzu ederiz ki herkes parti rozetini çıkartsın"

Fikri Işık, 24 Haziran'dan sonra yeni sistemin hayata geçeceğini hatırlatarak, burada sistemin kurgusu ne kadar iyi ne kadar güçlü olursa Türkiye'nin o kadar hızlı yol alacağını ifade etti.

Yeni sistemin güçlü kurgulanması noktasında AK Parti çoğunluğu elde edemezse, muhalefetin "Biz nasılsa bu sisteme karşıyız, onun için bu sistemi tıkayalım" anlayışının toplumda endişe oluşturduğunu ifade eden Işık, Türkiye'de güçlü bir yürütmenin, güçlü bir yasamanın birlikte olabilmesi için bu geçiş sürecini çok kritik bir dönem olarak gördüğünü vurguladı.

"Sayın Erdoğan seçildi diyelim, CHP Grubu Sayın Erdoğan'a destek verecek mi? O anlamda bir uzlaşma bekleyebilir miyiz?" sorusu üzerine Işık, şu yanıtı verdi:

"Meclis'in temel görevi nedir? Kanun yapmaktır, yasama. Yasamada arzu ederiz ki herkes parti rozetini çıkartsın, ortak akıl hakim olsun ve kanunlar ortak aklın ürünü olsun. Komisyonda o kadar güzel çalışıyoruz ki ama kameralar işin içerisine girdiği zaman o durum bitiyor. Dolayısıyla yeni sistemin güçlü kurgulanması açısından AK Parti'nin meclis çoğunluğunu almasının ben önemli olduğunu düşünüyorum."

(Bitti)



AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :