"Arakanlı kadın mahkumlar şiddet ve istismara maruz kalıyor"

"Arakanlı kadın mahkumlar şiddet ve istismara maruz kalıyor"

ERC Sözcüsü Anita Schug, Buthidaung hapishanesindeki Arakanlı Müslüman kadın mahkumların şiddet ve cinsel istismara maruz kaldığı uyarısında bulundu- Sözcü Schug:- "2017 Ağustos ayından bu yana Buthidaung hapishanesinde çoğunluğu kadın, kız ve çocuklardan

CENEVRE (AA) - BAYRAM ALTUĞ - Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Sözcüsü Anita Schug, Myanmar'daki Buthidaung hapishanesinde "asılsız" ve "temelsiz" iddialarla tutulan onlarca Müslüman kadın mahkumun gardiyanlar tarafından şiddet ve cinsel istismara maruz kaldığı uyarısında bulundu.

Sözcü Schug, Myanmar ve komşu ülkelerdeki Arakanlı mahkumların durumuna ilişkin, AA muhabirine konuştu.

Buthidaung hapishanesindeki Arakanlı mahkumların durumundan derin endişe duyduğunu vurgulayan Schug, Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA) ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle "asılsız" ve "temelsiz" iddialarla, 100'den fazla Arakanlı Müslümanın hapiste tutulduğunu aktardı.

Uluslararası toplumu, "suçsuz" ve "masum" Arakanlı mahkumların serbest bırakması için Myanmar hükümetine baskı yapmaya davet eden Schug, şöyle konuştu:

"2017 Ağustos ayından bu yana Buthidaung hapishanesinde çoğunluğu kadın, kız ve çocuklardan oluşan 102 Arakanlı Müslüman asılsız iddialardan dolayı tutuluyor. Pek çoğunun ailesi ve çocukları Myanmar ordusu tarafından katledildi. Bu kadın mahkumlar 15 kişiden oluşan gruplara ayrıldı ve Myanmarlı gardiyanlar tarafından şiddetli şekilde dövüldüklerine ve cinsel istismara uğradıklarına dair haberler alıyoruz. "

ERC Sözcüsü Schug, görgü tanıklarının ifadelerine göre, taciz ve şiddete uğrayan mahkumların psikolojik travma yaşadığını ve cinnet geçirdiğini söyledi.

Schug, "asılsız" iddialarla hapsedilen bu kişilerin yasal savunma hakkıdan da mahrum edildiğine işaret etti.

- "700-800 Arakanlı mahkum çaresizce bekliyor"

Myanmar'ın yanı sıra yabancı ülkelerdeki Arakanlı mahkumların durumunun da içler açısı olduğunu ifade eden Schug, Arakanlı Müslümanların ellerinde kendilerini tanımlayacak hiçbir kimlik belgesi olmadığı için adeta "vatansız" kaldıklarını ve bu yüzden haksız yere hapishanelerde tutulduklarını dile getirdi.

Schug, şunları kaydetti:

"Yabancı ülkelerdeki Arakanlı Müslümanlar esasen hiçbir belge ibraz edememekle suçlanıyor. Bu yüzden hapse atılıyorlar. Cezalarını çektikten sonra dahi hapisten çıkamıyorlar. Çünkü Myanmar Arakanlı Müslümanları vatandaş olarak kabul etmiyor. Myanmar, 1982'deki Vatandaşlık Kanunu sonrasında Arakanlı Müslümanların kimliklerini resmen yok saydı. Bundan daha haksız bir şey olabilir mi?"

Schug, Hindistan ve Bangladeş'deki hapishanelerinde pek çok Arakanlı Mahkumun tutulduğu bilgisini paylaşarak, "Suudi Arabistan'da da 700-800 Arakanlı mahkum 5 yıldır serbest bırakılmayı bekliyor." diye konuştu.

- Geri dönüş protokolüne sert tepki

Kimlikleri tanınmadığı için Arakan'daki Müslümanların hiçbiri güvende değil." diyen Schug, Myanmar hükümeti ve BM arasında Bangladeş'teki Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin imzalanan protokole Arakanlı Müslümanların dahil edilmemesine sert tepki gösterdi.

Schug, "güvenli", "onurlu" ve "gönüllü" bir dönüş için Arakanlı Müslümanların müzakerelerin bir parçası olması gerektiğini vurgulayarak, "Kurbanlar, geri dönüş müzakerelerinin bir parçası olmak zorunda. Bunu kınıyoruz. Diğer taraflar bizim kaderimize karar veremez. " dedi.

- "Sadece 120 bin Müslüman kaldı"

Arakan eyaletinin tamamında 120 binin altında Müslüman kaldığına dikkat çeken Schug, bunların da "zorla aç bırakma" ve "şiddet" gibi yöntemlerle vatanlarından koparılmaya çalışıldığını kaydetti.

Schug, başta BM olmak üzere tüm uluslararası kuruluşlara bölgede kalanların güvenliğini sağlama çağrısında bulundu.

- Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

BM'ye göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'dan kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 700 bini aştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.

BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.

Uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan eyaletine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri de yerine getirmedi.

İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların gerekli güvenli ortam sağlanmadan Myanmar'a dönmelerinin, yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.






AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler