Ankara'da Keşmir Dayanışma Günü

Ankara'da Keşmir Dayanışma Günü

Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Yıldız:- "Keşmir konusu müzakere etmeyerek, görüşmeyerek kuvvet tehdidinde bulunarak unutturulacak bir konu değildir" - Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Gazi:- "Pakistan'daki milyonlarca kişi ile Cammu Keşmir halkı, en z

ANKARA (AA) - Pakistan'ın Ankara Büyükelçiliği ve Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) işbirliğinde "Keşmir Dayanışma Günü" düzenlendi.

Ataköşk Otel'de düzenlenen etkinliğe Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Yıldız, Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Sirus Seccad Gazi, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, Türkiye Pakistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ve çok sayıda davetli katıldı.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yıldız, programda yaptığı konuşmada, Türkiye ve Pakistan arasındaki işbirliğine vurgu yaparak, "Bütün dünya diplomatları bilir ki, Türkiye-Pakistan dostluğu ve özellikle Keşmir dayanışması, Türk diplomatlarının ve Pakistan diplomatlarının neredeyse günlük olarak, severek ve benimseyerek yaşadıkları bir durumdur. Özellikle Keşmir konusunda bu böyledir." ifadelerini kullandı.

Yıldız, Keşmir meselesini unutturmamak için iki ülkenin, Birleşmiş Milletler'de (BM), İslam İşbirliği Teşkilatı'nda (İİT), uygun bütün uluslararası platformlarda ve ikili ziyaretlerde hep eş güdüm ve dayanışma içinde çalıştığını vurguladı.

Keşmir konusunu BM Güvenlik Konseyi'ne her defasında Hindistan'ın taşıdığını ancak galip gelenin Pakistan olduğunun altını çizen Yıldız, bu başarının nedeninin Pakistan'ın liyakati ve marifetinin yanında asıl olarak bu davanın haklılığı olduğu değerlendirmesinde bulundu.

"Keşmir konusu müzakere etmeyerek, görüşmeyerek kuvvet tehdidinde bulunarak unutturulacak bir konu değildir." ifadelerini kullanan Yıldız, Keşmir'in geleceğine, BM kararlarıyla paralel, bölgede halk oylaması yapılarak karar verilmesi gerektiğini söyledi.

Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Barışsever bir ülke olarak Türkiye'nin de pozisyonu budur. BM kararları çerçevesinde Keşmir halkının arzuları dikkate alınarak diplomasi ve diyalog yoluyla çözüme varmaktır."

Bu konuda Türkiye'ye karşı yapılan taraflılık eleştirisine ise Yıldız, " Bu konuda Türkiye, hakikaten haklının ve doğrunun yanındadır. Zaten BM'de de bu belgelenmiştir." yanıtını verdi.

Pakistan'ın, diplomatik olarak sadece bölgesi için değil, dünya denkleminde de önemli bir ülke olduğunu belirten Yıldız, "Bütün İslam dünyası ve barışsever ülkeler için zaman Pakistan'la dayanışmayı artırma, güçlendirme zamanıdır." çağrısında bulundu.

Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Gazi ise etkinliğin düzenlenmesinde ESAM'ın yaptığı katkılara teşekkür ederek, "Bu destek, işgal altındaki Cammu ve Keşmir'de baskı altındaki milyonlarca insan için büyük bir güç kaynağı ve kendi kaderlerini belirleme haklarını gerçekleştirmeye yönelik önemli bir katkıdır." dedi.

Hindistan'ın ilk Başbakanı Jawahar Lal Nehru'nun, "Keşmir'in kaderinin en son olarak halk tarafından belirleneceğini beyan ettik. Biz, bu sözü sadece Keşmir halkına değil, bütün dünyaya verdik. Bu sözden geri dönmeyeceğiz ve geri dönemeyiz." sözlerini anımsatan Gazi, Keşmir sorununun, BM Güvenlik Konseyi'nin gündeminde uzun süreden beri çözülmeyi bekleyen bir mesele olduğunun altını çizdi.

Gazi, Cammu ve Keşmir'in dünyanın en fazla militarize olmuş bölgelerinden olduğunu söyleyerek, "700 binden fazla Hindistan güvenlik gücü insan hakları ihlalleri işleyenlere dokunulmazlık sağlayan kara kanunlardan cesaret alarak korkunç bir terör dalgası salmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.

Gazi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her geçen yıl uluslararası topluluğun eyleme geçmemesiyle (Keşmir üzerinde) Hint baskısı daha da artmaktadır. Bu zalimliklere karşı uluslararası camiadan tepkiler gelmesine ve bu acımasız insan hakları ihlallerinin bağımsız şekilde soruşturulması için İİT ve BM Yüksek Komiseri'nin çağrıda bulunmasına rağmen insan hakları izleme kuruluşlarının ve medyanın bölgeye erişmesini engellemeye devam etmektedir."

Büyükelçi Gazi, Pakistan'ın Keşmir sorununun çözüme kavuşturulmasındaki prensipli duruşunun BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla uyumlu olduğunu dile getirerek, bu ülkenin Keşmir halkının haklı davasına olan sarsılmaz siyasi, ahlaki ve diplomatik desteğini vermeye devam ettireceğini söyledi.

Keşmir ve Pakistan halkının Türk hükümetinden ve halkından almış olduğu destek ve dayanışma için minnettar olduğunu dile getiren Gazi, "Pakistan'daki milyonlarca kişi ile Cammu Keşmir halkı en zor saatlerinde Türk kardeşlerinin yanlarında durduklarını hiçbir zaman unutmayacaktır." dedi.

Gazi, ayrıca, Türkiye'nin Keşmirlilerin sesini uluslararası camiada devamlı olarak yükselten ve BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarına uygun olarak kendi kaderlerini belirleme hakkını kabul eden en önemli seslerden birisi olduğunu vurguladı.

- "Birçok İslam ülkesinde zulüm var, kan ve gözyaşı var"

ESAM Genel Başkanı Kutan da konuşmasında, "İslam aleminin büyük bir bölümü tıpkı Keşmir gibi şu anda tarihinin en kritik ve en badireli dönemini yaşamaktadır. Çünkü birçok İslam ülkesinde zulüm var, kan ve gözyaşı var. Bu ülkelerdeki Müslüman kardeşlerimiz insanlık dışı vahşet ve katliamlarla karşı karşıyadır." ifadelerini kullandı.

İnsanlık tarihinde son 200 yılda Batı medeniyetlerinin hakim olduğunu dile getiren Kutan, "Dünyanın insanlık utancı bu hale gelişinin sebebi kaba kuvvet ve menfaati hak sebebi sayan Batı medeniyetidir." değerlendirmesinde bulundu.

Kutan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Batı medeniyetinin karşısındaki temeli İslam inancı olan bizim medeniyetimizde üstün olan güç sahibi değil, zayıf da olsa Hakk'a bağlı olandır. Bu yanlış hak anlayışı ile İngiltere ve dostları Hindistan'a sözüm ona bağımsızlık vererek ayrılırken o bölgeye de çatışma ve huzursuzluk tohumları ekmiş ve Hindistan-Pakistan arasında Keşmir ihtilafını doğurmuştur."

- "Türkiye ilelebet Keşmir'in yanında olacaktır"

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise Türkiye ile Pakistan arasında herkesi kıskandıracak derin bir kardeşlik bağı olduğuna dikkat çekerek, "Türk'ün Türk'ten başka dostu vardır ve en büyük dostu da Pakistan halkıdır. Bu dostluk Gaznelilere, Piri Reis'e, Kanuni Sultan Süleyman'a, Sultan Abdulhamit Han'a kadar uzanır. Ne zaman birinin başı sıkışsa yardımına ilk koşan diğeri olmuştur." dedi.

Türkiye'nin bundan sonra da ilelebet Keşmir'in ve Keşmirlilerin yanında olacağını söyleyen Karamollaoğlu, "Çünkü Keşmir, Müslümanların ikinci Filistinidir. Çok net söylüyorum, Keşmir, Hindistan ile Pakistan arasında sıradan bir anlaşmazlık meselesi değil, bütün insanlık için bir turnusol kağıdıdır." ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Tıpkı Arakan'da olduğu gibi, tıpkı Gazze''de olduğu gibi, Keşmir halkına uygulanan kuşatmaların, ambargoların, katliamların, işkencelerin temel nedeni de Keşmir halkının Müslüman olmasıdır. Her yerde Müslümanlar hedeftir. Çünkü bugünkü mevcut sömürgeci düzeni değiştirebilecek tek güç Müslümanlardır. Saadet Partisi olarak bizim mücadelemiz Keşmir'de olduğu gibi, yeryüzünde toprakları işgal edilen, hakları gasp edilen, bütün mazlumlar içindir."





Ankara'da Keşmir Dayanışma Günü

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler