Anayasa Mahkemesi 53 Yaşında

Anayasa Mahkemesi 53 Yaşında

Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan: (2)- "Hiçbir organ, diğer organların yardımı ve işbirliği olmaksızın sorunlarını çözemez ve başarılı olmaz. Bu anlamda, devlet gücü kullanan organlar arasındaki işbirliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacımızın olduğun

ANKARA (AA) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "Hiçbir organ, diğer organların yardımı ve işbirliği olmaksızın sorunlarını çözemez ve başarılı olmaz. Bu anlamda, devlet gücü kullanan organlar arasındaki işbirliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacımızın olduğunu belirtmek gerekir" dedi.

Anayasa Mahkemesinin kuruluşunun 53. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Arslan, yargının vesayet ve siyasetle ilişkisini normalleştirmenin ve yargı bağımsızlığını sağlamanın en önemli anayasal araçlarından birinin, hiç kuşkusuz güçler ayrılığı ilkesi olduğunu söyledi.

Güçler ayrılığı ilkesinin altında anayasacılığın özü olan gücün sınırlandırılması ihtiyacının yattığını belirten Arslan, şöyle konuştu:

"Gücün hukukla sınırlandırılmadığı yerde temel hak ve özgürlükler tehlikededir. Montesquieu'nun ifade ettiği gibi, yasama, yürütme ve yargı güçlerinin tek elde toplanması özgürlüğün sonu olur. Belirtmek gerekir ki gücün hukukla sınırlandırılması, sadece yasama ve yürütme için değil yargı için de geçerlidir. Yargının, yetkilerinin ötesine geçerek siyasal alanı dizayn etmeye çalışması güçler ayrılığıyla bağdaşmaz. Demokrasiler için yürütmenin sınır tanımaz tavrı ne kadar tehlikeliyse, yargının jüristokratik tavrı da o kadar tehlikelidir."

- "Herkesin, gerekli özeni ve özveriyi göstermesi gerektiğini vurgulamak isterim"

Arslan, güçler ayrılığının hiçbir şekilde güçler kavgası ya da güçler savaşı olmadığının altını çizerek, aksine güçler ayrılığının, Anayasa'nın başlangıç kısmında "Belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği" olarak tanımlandığını hatırlattı.

Devlet gücünü kullanan organlar arasındaki işbirliğinin önemine dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:

"Gerçekten hiçbir organ, diğer organların yardımı ve işbirliği olmaksızın sorunlarını çözemez ve başarılı olmaz. Bu anlamda, devlet gücü kullanan organlar arasındaki işbirliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacımızın olduğunu belirtmek gerekir. Bu çerçevede, yargının mevcut sorunlarını çözmek ve onu daha iyi bir konuma getirmek için müşterek sorumluluğumuzun bulunduğunu, bu amaçla herkesin, her kurum ve kuruluşun gerekli özeni ve özveriyi göstermesi gerektiğini vurgulamak isterim. Bu sadece şekli bazı değişikliklerle sağlanamayacak kadar ciddi bir mesele olup, hukuk eğitiminden mahkemelerdeki uygulamalara, yargı etiğinden toplumun yargıdan beklentilerine kadar geniş bir alanda bir dizi köklü ve ciddi çalışmayı ve buna uygun adımların atılmasını gerektirmektedir."

Arslan, "Örnek gösterilen bir yargı sistemi kurmak, adalet ve ahlak temelli bir uluslararası düzenin kurucularından ve öznelerinden olmak istiyorsak, toplumun güvenini kazanmış, iyi ve etkin işleyen, bağımsız ve tarafsız bir yargıya sahip olmamız kaçınılmaz bir gerekliliktir" diye konuştu.

Dünyanın dört bir yanından yüksek mahkeme başkanları ve üyelerinin katılımıyla 2012 yılında Mexico City'de gerçekleştirilen uluslararası konferansa Anayasa Mahkemesi adına katıldığını belirten Arslan, şunları kaydetti:

"Bu konferansta sunduğum tebliğin başlığı 'Yeni Türk Anayasa Mahkemesi ve İnsan Hakları' alt başlığı ise 'Paradigma Değişimine Doğru' şeklindeydi. Alt başlığın sonuna bir soru işareti koymuştum. Çünkü henüz mahkemenin bu değişimi gerçekleştirip, 'hak eksenli paradigma'yı benimseyeceği belli değildi. Tebliğde, 2010 Anayasa değişikliği sonucu ortaya çıkan yapısal ve işlevsel anlamda yeni Anayasa Mahkemesi'nin önündeki en önemli meydan okumanın, bilhassa bireysel başvuru vasıtasıyla bu paradigma değişimini gerçekleştirmek olduğu görüşü dile getirilmişti."

Yaklaşık üç yıllık sürede Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu paradigma değişimini gerçekleştirme yolunda çok önemli mesafe almasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mahkememiz, anayasallık denetimi ve bireysel başvuru yoluyla anayasal ve bireysel adaleti sağlamaya çalışan ve sonuçta temel hak ve özgürlüklerin önemli ölçüde güvencesi haline gelen bir kurum olarak işlev görmeye başlamıştır. Esasen Anayasa Mahkemesi'nde beklenen de budur. Zira bilindiği üzere, anayasa mahkemeleri temel hak ve özgürlüklerin seçimle gelen yasama çoğunluğuna karşı da korunması gerektiği yönündeki düşüncenin ürünü olarak ortaya çıkmışlardır. Anayasal demokrasinin alamet-i farikası haline gelen bu mahkemelerin varlık nedeni, kanunların anayasaya uygunluğunu denetlemek suretiyle anayasal adaleti gerçekleştirmektir. Anayasa şikayetinin veya bireysel başvurunun kabul edildiği ülkelerde de anayasa mahkemeleri, kamu gücü işlemlerinin temel hak ve özgürlükleri ihlal edip etmediğini inceleyerek, uygulamanın anayasalara uyumunu denetlemektir."

-"İnsan odaklı anlayış, farklılıkların yönetiminde gerekli olan zihinsel iklimi sağlamakta"

Yaşanan paradigma değişiminin özellikle bireysel başvuru kararları üzerinden takip edilmesinin mümkün olduğunu ifade eden Arslan, "Bu kararlarda, Anayasa Mahkemesi yaşam hakkında kişi hürriyeti ve güvenliğine, adil yargılanma hakkından ifade ve örgütlenme özgürlüğüne, özel hayata saygı hakkından din ve vicdan özgürlüğüne, bir dizi temel hak ve özgürlüğün koruma alanını genişleten ve standartlarını yükselten bir yaklaşım benimsemiştir. Bu kapsamda mahkememiz, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmalarının önünü açan ve özellikle siyasal temsil hakkının demokratik toplumdaki önemini vurgulayan kararlar vermiştir" dedi.

Arslan, benzer şekilde Anayasa Mahkemesi'nin, bir avukatın başörtüsü nedeniyle duruşmadan çıkartılmasını da din özgürlüğünün ve ayrımcılık yasağının ihlali olarak gördüğünü anımsattı.

Barış içinde bir arada yaşamanın tarih boyunca güzel örneklerini sergileyen medeniyetin mirasçıları olarak ihtiyaç duydukları esin kaynağının sahip oldukları kültürel kodlarda bulunduğunu vurgulayan Arslan, "Mevlana'nın 'Ne olursan ol, yine gel' ve Hacı Bektaş-ı Veli'nin 'Okunacak en büyük kitap insandır' gibi sözlerinde ifadesini bulan insan odaklı anlayış, farklılıkların yönetiminde gerekli olan zihinsel iklimi sağlamaktadır" diye konuştu.

(Sürecek)

Anayasa Mahkemesi 53 Yaşında

Anayasa Mahkemesi 53 Yaşında

Kaynak:Haber Kaynağı