Ama…

 

Geçenlerde özel bir mekanda dört kişilik bir guruba yaklaşıyorum, hararetli bir tartışmanın ortasındalar. Önce ne konuşulduğunu anlamaya çalışıyor sadece dinliyorum. Biraz sonra Pankobirlik Başkanı Recep Konuk’tan bahsedildiğini öğreniyorum. Birisi ‘çok zenginleşti, bu kadar da olmaz’ derken, diğeri, işleri iyi götürdüğünden ve başarılı olduğundan bahsediyor. Üçüncüsü kim olursa olsun, ne kadar başarılı olursa olsun Başbakan Erdoğan’ın da dediği gibi üç dönemden fazla kalmaması gerektiğini dolayısıyla Konuk’un da ehil birine bu işi devretmesi gerektiğini anlatıyor…

Ama…

Dördüncü şahıs öyle bir laf ediyor ki herkes susup kalıyor. Ama, diyor…

Evet, bildiğimiz ama… Hani şu fakat, lakin, mamafih, hâlbuki manalarına gelen, Arapça’da da aynı şekilde telaffuz edilip ancak anlamına gelen bağlaç…

Kurallı bir cümlede sondaki üç noktadan önceki kelime olarak yer aldığı zaman insanı derin suskunluğa sürükleyen bağlaç…

Tiyatro provalarında oyuncunun, askerde de askerin söylememesi gereken kelime; ama...

“Kim ne derse desin, şu yollara dikilen ağaçlar var ya, o ağaçlardan dolayı bir yanlışı varsa da yoksa da ben hakkımı helal ediyorum bu adama ve çok başarılı buluyorum” deyiveriyor.

Konya Şeker Fabrikası’nın Konya’nın dört bir yanındaki yollara diktiği ve artık özellikle bazı bölgelerde büyüyüp ciddi ağaç boyuna gelen fidanlar, bir ama kelimesiyle her şeyin önüne geçebiliyor…

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’le ilgili de çok kere duyduğumuz bu kelimenin ne kadar sihirli olduğunu ve herkesin hayatında ‘ama’ dedirtecek şeyler yapması gerektiğini bir kere daha anlıyorum. Şöyle şöyle kusuru var, ama…

Kusurlu işler, can yakan kararlar alan nice yöneticilerimizi kendileri için ‘ama’lı cümleler kurulan icraatlar yapmaya davet ediyor, peşinen kimsenin iyi niyetinden kuşku duymadığımızı, AMA bildiklerimizi, duyduklarımızı kamu ile paylaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Az ‘yani’li çok ‘ama’lı hayat diliyorum…

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Buğdayı da zengin ülkeler çok üretiyor!

Yıllarca dünyanın en büyük buğday üreticisiymişiz algısıyla uyuttular bizi. Oysa dünyada buğdayı bizden hem çok hem de kaliteli üreten ülkeler var. Örneğin Almanya’yı sanayi ülkesi olarak biliriz ve Almanlar’ın buğdayın ekimiyle falan uğraşmadığını sanırız, ama öyle değil. Almanya Türkiye’den daha çok buğday üretir. ABD ve Rusya’yı saymama gerek var mı bilmiyorum. Beğenmediğimiz Pakistan bile bizden öndedir…

Daha doğrusu dünyanın belli başlı büyük ülkeleri buğday üretiminde de öndedir. Bu sene yağışlar iyiydi, çiftçilerimiz de daha kaliteli ekim yapmaya başladılar. İnşallah üretim milletimizin beklediği kadar iyi olur ve dünya buğday üreticisi ülkeler arasında üst sıralara çıkarız. İşte size dünya buğday üretiminin önde gelen ülkelerinin sıralamasını veriyorum:

En Büyük Buğday Üreticisi Ülkeler (milyon ton)

Çin                  112

Hindistan          79

ABD                68

Rusya              63

Fransa             39

Kanada            29

Almanya          26

Ukrayna           26

Avustralya        21

Pakistan           21

Türkiye            18

Dünya            683

 

-----------------------------------------------------------------

 

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum