AK Parti TBMM Grup Toplantısı

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Davutoğlu: (2)- "Terörle mücadele sadece hükümetin meselesi değil, Türkiye'nin meselesidir. Sadece iktidara değil muhalefete de düşen çok önemli görevler var. Bunların en önemlisi de teröre karşı net bir tavır içinde olmaktır" - "

TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Terörle mücadele sadece hükümetin meselesi değil Türkiye'nin meselesidir. Sadece iktidara değil, muhalefete de düşen çok önemli görevler var. Bunların en önemlisi de teröre karşı net bir tavır içinde olmaktır." dedi.

Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 40 yıldır terörle mücede eden bir ülke olduğunu, terörün kendisine yandaş bulduğu atmosferden beslendiğini söyledi.

Terör eylemlerinin hiçbir dönemde kendisini bu kadar meşru gösteren, kendisine uygun zemin yaratan taraftarlar bulmadığını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye'yi bir istikrarsızlık ve şiddet sarmalına sokmayı hedefleyen şer odakları sadece bu örgütleri bir araya getirmiyor, aynı planın parçası olarak sivil uzantıları da seferber ediyor. Terör örgütleri saldırdıktan hemen sonra daha önceden bu şer ittifakı içinde yer almaya ikna edilen gazeteci, sözde aydın, akademisyen ve siyasi partiler de koro halinde bu saldırıların algı yönetimini oluşturmak üzere seferber oluyorlar. Bazen terör örgütlerini açıkça aklayarak, bazen terör örgütlerine tek laf etmeden sadece hükümetimizi suçlayarak, bazen de toplumu korku ve paniğe sevk ederek kendilerine verilen rolleri icra ediyorlar. Çok açık bir şekilde rol dağılımı, iş bölümü yapmış durumdalar. Terör örgütleri de bu sözde aydın ve akademisyenler de terör işbirlikçisi medya da siyasi partiler de aynı hain planın parçası olarak aklediliyorlar.

Burada gerçek akademisyen kültünü, ahlakını temsil eden ilim adamlarını da gerçekten habercilik yapan medyayı da tenzih ediyorum ancak bunların ötesinde teröre tek bir söz söylemeden sürekli hükümetimizi, devleti suçlayanları da buradan bir kez daha kınıyorum. Kandil'den 'aydınlar ve akademisyenler de bu işlerin içine girmeli' diye açıklama yapılıyor, üzerinden birkaç gün geçtikten sonra sözde aydın ve akademisyenler devleti, hükümetimizi, güvenlik güçlerimizi suçlayan, ancak terör örgütlerine tek laf etmeyen bildiriler yayınlıyorlar.

Acaba Brüksel'deki bu saldırılardan sonra Belçika'da herhangi bir aydın, akademisyen kendi hükümetine dönük bir eleştiri getirecek mi? Paris saldırısından sora getirdiler mi? Hepsi omuz omuza teröre karşı durma kültürünü geliştirmeye çalıştılar. Ama bizde maalesef Suruç saldırısından bu yana ne zaman bir terör olayı olsa birileri çıkıp devlete, hükümete, Cumhurbaşkanımıza ve bizlere hakaretler yağdırıyorlar, terör örgütlerine tek laf etmiyorlar. Artık bu maskeler inmiştir. Kim terörün yanındaysa açık ve net bir şekilde yanında olsun, kim karşısındaysa da açık ve net bir şekilde tavrını ortaya koysun."

-"Kıyamete kadar..."

İzleyicilerin "Dik dur eğilme bu millet seninle" sloganları üzerine Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çanakkale'de Seyit onbaşılar nasıl eğilmedilerse Allah şahit olsun, Meclis şahit olsun ki biz de eğilmedik, eğilmiyoruz, eğilmeyeceğiz. Yılmadık, yılmıyoruz, yılmayacağız. Korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Ayaktayız, ayakta dimdik olacağız. Kıyamete kadar bu milletin istikbalini korumaya canımız pahasına her daim seferber olacağız. Allah devletimizi ve milletimizi baki ve galip eylesin.

Çanakkale şehitleri şahit olsun, hangi elden talimat alıyorsa alsınlar, hangi köşeden saldırırlarsa saldırsınlar dimdik ayakta olacağız. Onlara ve onların arkasındaki güçlere de sesleniyorum; sizler bu milletin iradesini sarsamayacaksınız. Sizler bu milletin istiklal ve hürriyet aşkını yok edemeyeceksiniz. Sizler bu milletin yüreğindeki imanı hiçbir zaman tüketemeyeceksiniz."

Davutoğlu, "Buradan bir kez daha bu sözde barış havarilerine soruyorum; şu son 1 ay içinde onlarca insan canlı bomba saldırılarında katledilmiş, güvenlik güçlerimiz PKK'lı teröristlerce şehit edilmiş, siviller ölmüş, şehirler yakılmış, neredesiniz ey adınlar, akademisyenler? Hangi vicdanla şimdi bütün bu olanları, öldürülenleri unutup, tekrar tekrar bize saldırıyorsunuz? Neden PKK'yı lanetleyen bir bildiri yayınlamıyorsunuz? Bildiriyi bırakın, neden PKK'ya dair bir eleştiri cümlesi dahi kuramıyorsunuz?" diye konuştu.

Terör örgütünün bu tablodan cesaret aldığını, kendilerinin ise milleten güç aldığını, milletle birlikte yürüyen ilim adamlarından, akademisyenlerden, aydınlardan güç aldıklarını dile getiren Davutoğlu, herkesin sınavda olduğunu, herkesin bugünlerde aldığı tavırla tarihe geçeceğini ifade etti.

Türkiye'de bu terör olayları esnasında habercilik dışında faaliyetlerle, ülkeyi karamsarlığa sevk etmek isteyen bazı medya çevrelerinin olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Eylemi, saldırıyı terör örgütleri yapar. İnsanları terör örgütleri katleder. Daha doğmamış bebekleri terör örgütleri öldürür ama bazı internet siteleri, bazı gazeteler, terör örgütlerine tek cümle etmez, 'sorumlu devlet' derler. Bırakın eleştirmeyi, terör örgütlerini yer yer de överler. Terör ile terör örgütleriyle işbirliği içinde çalışan böyle bir işbirlikçi anlayışı dünyanın hiçbir medyasında görmezsiniz. Medyaya, basın özgürlüğüne saygımız sonsuzdur ama medyanın ve basının bu kritik aşamalarda aldığı tavır, hem habercilik ahlakı bakımından hem de sosyal sorumluluk bakımından önemlidir.

Bu işbirlikçi anlayışın bir de uluslararası destekçisi, Türkiye düşmanı medya kuruluşları var. İşte terör örgütleri bu işbirlikçi medyaya güvenerek, bu kadar canice eylem yapmaya devam ediyor. 'Ben eylemimi, saldırımı yapayım zaten beni bu işbirlikçi medya makyajlar, aklar ve devleti suçlar' dedikleri için canice saldırmaya devam ediyorlar. Belçika'da, Fransa'da terör saldırısı olduğunda bir anda uluslararası medyada belli bir hassasiyet ortaya çıkar ama Türkiye'de teröristler saldırdığında, teröristlerden daha çok hükümetimiz suçlanır."

Başbakan Davutoğlu, dünyanın her yerinde milletin hukukunu koruduklarını, koruyacaklarını ve milletin hukukuna yönelik kim tek kelime söz sarf ederse hak ettiği cevabı her yerde vereceklerini belirtti. Terörle mücadelenin sadece hükümetin meselesi değil Türkiye'nin meselesi olduğunu, sadece iktidara değil, muhalefete de çok önemli görevler düştüğünü vurgulayan Davutoğlu, bunların en önemlisinin teröre karşı net bir tavır içinde olmak olduğunu kaydetti. Davutoğlu, "Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki teröriste ve terör örgütlerine sahip çıkan siyasilerimiz, siyasi partilerimiz var." dedi.

- "Kılıçdaroğlu'nun terör konusunda ezber bir tutumu var"

Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Canlı bombanın taziyesine giden, terörist cenazelerine katılıp ağıt yakan, sokağa davet ettiği vandallarla 50 vatandaşımızın ölümüne yol açan, her gün devleti, hükümeti eleştirip PKK'ya tek laf edemeyen HDP'yi size ve milletime anlatmama gerek yok. Durumu açık seçik ortada ama beni asıl şaşırtan CHP'nin durumu. Onun için de CHP'ye oy veren vatandaşlarımızın da ciddi bir muhasebe yapmasını ve seslerini yükseltmelerini bekliyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'nun terör eylemleriyle ilgili çok klasik, her zaman aynı şekilde işleyen ezber bir tutumu var. Terör konusunda kendisinden halen net bir tutum görebilmiş değiliz. Terör eylemleri sonrasında duyduğumuz sadece temelsiz bir AK Parti eleştirisi.

Terör örgütüne tek bir ciddi söz söylemeden hükümeti yıpratmaya çalışıyor. Buna karşılık kendi milletvekilleri örgütün kanalına çıkarken, fotoğraf karelerine girerken sesi çıkmıyor. Zaten CHP anamuhalefet partisi olmasına rağmen giderek garip bir siyasi topluluğa dönüşüyor. Bazı milletvekilleri Paralel Yapı'ya sahip çıkıyor, bazı milletvekilleri terör örgütünün kanallarına çıkıyor, bazıları sol görünümlü paravan örgütlerin militanlarına destek veriyor. PKK'lı teröristler maalesef HDP için ne anlam ifade ediyorsa, DHKP-C'li teröristler ve paralel örgüt de CHP için nerdeyse aynı anlamı ifade ediyor. DHKP-C'den gelen hiçbir terör eylemini CHP açık bir şekilde kınamadı. Geçmişte savundukları, haklarını koruduklarını iddia ettikleri canlı bombalar birer birer patlarken CHP bir özeleştiri yapmadı. CHP'li vekillerin ve zaman zaman Kılıçdaroğlu'nun DHKP-C'li teröristlere nasıl sahip çıktığını biliyorsunuz."

- "Onların bedduası işlemez"

Davutoğlu, Paralel Yapı'yla ilgili operasyonlar olduğunda engellemek, çarpıtmak için en önde CHP milletvekillerinin ellerinden geleni yaptığını söyledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Demek ki ödeyecekleri bir diyet borçları var. O Paralel Yapı'nın ele başı geçtiğimiz günlerde bir Rus gazetesine verdiği röportajda Türkiye'yi 'terör devleti' olarak tanımlıyor. Amerika'da kalıp Rus gazetesine demeç veriyor, sonra da halen masum olduğunu iddia edip bizlere beddualara devam ediyorlar. Onların bedduası işlemez çünkü bizim arkamızda milletin, Çanakkale şehitlerinin duası var. Bu gelecek neslin duası var. Yeni bir beddua kaseti çıkmış görmüşsünüzdür. Onlar beddua ede dursun biz yolumuza devam edeceğiz. Milletin duasını almaya devam edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

- "Ülkeyi kimin yönetip kimin yönetemeyeceğine sadece millet karar verir"

"Bunlar Türkiye'nin karşısında kim varsa hep onların yanında duruyor." diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Lafa gelince de kendilerini yerli ve milli bir yapı olarak lanse etmeye çalışıyorlar. Oysa bir kısım insanımızın dini inancını istismar eden bir suç örgütünden öte bir şey değiller. Türkiye düşmanılığını defalarca göstermiş, egemenliğimize kast etmiş, kökü dışarıda bir vesayet yapısına karşı biz etkin bir hukuki mücadele yürütürken, bunlar akla gelmez bir şekilde bu yapıya sahip çıkıyor. Eğer demokrasiye sahip çıkıyorsanız, bu yapı demokrasiye en büyük tehdittir. Yoksa siz bu yapıya sahip çıkarak neyin diyetini ödüyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu? Gizli dinlemelerle, kaset komplolarıyla, muhtelif davalarla insanlara kumpas kuran bir yapının mağdur edebiyatına gerçekten inanıyor musunuz?

Terör örgütlerinin, canilerin gerçekleştirdiği her kanlı saldırıdan sonra işbirliği içindeki bu çevreler, Türkiye'nin yönetilemediği, AK Parti iktidardan giderse her şeyin düzeleceği temasını işliyor. Bütçe görüşmelerinde de söyledim; Sayın Kılıçdaroğlu her saldırıdan sonra terör örgütlerine bir şey söylemiyor, dönüp 'Türkiye yönetilemiyor' diyor. Bir kez daha buradan söylüyorum; ülkeyi kimin yönetip kimin yönetemeyeceğine, kimin ehil olduğuna, kimin ehil olmadığına sadece millet karar verir. Millet, 1 Kasım'da kararını verdi Sayın Kılıçdaroğlu."

Terör saldırısı yaşanan Belçika'da siyasi kültür olduğunu ve bu nedenle anamuhalefet partisinin ülkenin yönetilemediği iddiasında bulunmayacağını, terör örgütlerine destek vermeyeceğini ifade eden Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun ise terör olayları olduğunda terör örgütüne ağzını açmadan, "Türkiye yönetilemiyor" dediğini kaydetti.

Davutoğlu, "1 Kasım'da millet bir bize baktı, bir 13 yıllık başarı hikayemize baktı, bir CHP'ye ve Sayın Kılıçdaroğlu'na baktı ve bu ülkeyi kimin yönetebileceğine o gün karar verdi ve bugün bu karar aynen geçerli olarak yoluna devam ediyor" dedi.

(Sürecek)


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler