ANKARA (AA) - Fransa'daki Müslüman örgüt temsilcileri, Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanının başörtü kararının Müslüman kadınlar için sadece ayrımcılık değil aynı zamanda dışlanma ve marjinalleşme getireceğini belirtti.

Fransa'da İslamofobi ile Mücadele Kolektifi (CCIF) Sözcüsü Marwan Muhammed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AB Adalet Divanının kararına tepki göstererek, kararda her ne kadar çalışanların "görünür biçimde dini, siyasi, felsefi sembolleri taşımaları" ibaresi yer alsa da asıl hedefin Müslüman kadınlar olduğunu söyledi.

Müslüman kadınlara ayrımcılık yapıldığını kaydeden Muhammed, bundan sonra Avrupa'da Müslüman kadınların yaşamlarının daha zorlaşacağını kaydetti.

Kararın çalışmak isteyen kadınların haklarını korumadığını tersine bu kişileri dışladığını vurgulayan Muhammed, "Bu karar Müslüman kadınların iş dünyasına girmelerini daha da zorlaştırarak bu kişilerin dışlanmasına ve marjinalleşmesine neden olur. Bu da çok büyük bir sorun." dedi.

Muhammed, Avrupalı hükümetlerin ırkçı ve popülist söylemlerinin baskısına boğun eğildiği için Müslüman kadınların özgürlük alanlarının kısıtlandığını ifade ederek, bu hükümetlerin özgürlükleri savunmak yerine seçmenlerin görüşlerini dikkate alarak İslam karşıtı konuşmalar yaptıklarını anımsattı.

Muhammed, "Birçok Avrupalı lider ABD Başkanı Donald Trump ve onun popülist politikasıyla dalga geçiyor. Ancak bu liderler Müslüman kadınların özgürlüklerinin kısıtlayan kararlar alarak Trump'a benziyor." diye konuştu.

Daha önce de Fransa'daki üniversitelere başörtü yasağı getirme teşebbüslerinin bulunduğunu, şu an okullarda ve iş yerlerinde başörtünün yasak olduğunu hatırlatan Muhammed, Avrupalıların bu yasağı 20 yıldır koymak istediklerini savundu.

Muhammed, "Artık şu soruyu sormaya başlıyoruz. Avrupa'da başörtüsü takan Müslüman kadınlar diğerleri gibi yaşayabilir mi, okuyabilir mi, çalışabilir mi?" diye konuştu.

- "Ayrımcılık yapılıyor"

Fransa İslam Konseyi (CFCM) Başkan Yardımcısı Ahmet Oğraş da Adalet Divanının kararını eleştirerek, "Bu kararla Müslüman kadınlara ayrımcılık yapılılıyor." dedi.

Avrupa'nın sosyal ve ekonomik alanlardaki sorunlarını gizlemek için İslam'ı kullandığını ifade eden Oğraş, başörtü yasağının inanç özgürlüğüne ve eşitliğe aykırı olduğunu kaydetti.

Oğraş, toplumda herkesin özgür olduğuna ancak başörtü takan Müslüman kadınların bu özgürlük alanı dışında kaldığına işaret ederek, Avrupa'daki siyasetçilerin bunu laiklik adına yaptıklarını söyledi.

Oğraş, Avrupalıların aynı zamanda bu tür kararlarla "Müslümanları yavaş yavaş Avrupa'dan gitmeye zorladıklarını" belirtti.

Merkezi Lüksemburg'da bulunan Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanı, iş yerlerinde çalışanların "görünür bir biçimde dini, siyasi, felsefi sembolleri taşımaları" hakkında Belçika ve Fransa’dan yapılan iki başvuruyu karara bağlamış, "işverenlerin, çalışanların iş yerlerinde iç kurallar gereği herhangi bir siyasi, felsefi veya dini sembolün görünür kullanımını yasaklamasının doğrudan ayrımcılık teşkil etmediğine" hükmetmişti. Mahkeme böylelikle iş yerindeki iç tüzükte yer alması halinde başörtüsü kullanımının "ayırımcılık teşkil etmediği", bu tür bir zorunluluk olmaması halinde ve sadece bir müşterinin şikayeti üzerine işten atmanın ise "ayırımcılık teşkil edebileceği" yorumunu yaptı.

Müslümanlar ve özellikle de Müslüman kadınlara karşı getirilen yasaklarla gündeme gelen Fransa'da geçen sene de Müslüman kadınların plajlarda tesettür mayo kullanmasının yasaklanması talep edilmişti. Nice İdare Mahkemesi, tesettür mayoya yasak kararını onamış ancak Danıştay bu hükmü bozmuştu.

AA