ANKARA (AA) - Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Mehmet Şahin, nükleer santrale sahip bulunmakla, nükleer teknolojiye sahip olmanın aynı şeyi ifade etmediğini belirterek, "Devlet politikası çok önemli." dedi.

Şahin, 9. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı'nın ikinci gününde "Nükleer Enerjide Türkiye'de Güncel Durum ve Nükleer Santral Teknolojileri" panelinde yaptığı sunumda, nükleer teknolojiye geçildiğinde yüksek teknoloji ve bilgi birikiminin gerekliliğine işaret etti.

Nükleerin sadece enerji üretiminde değil, sağlık, tarım ve arkeoloji gibi birçok alanda kullanıldığını belirten Şahin, dünyada enerjinin yüzde 88'inin fosil, yüzde 7'sinin nükleer enerji yüzde 5'inin de yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandığı bilgisini verdi.

Dünyada işletmede olan nükleer santrallerinin genelde gelişmiş ülkelerde bulunduğunu vurgulayan Şahin, "Nükleer teknolojiye sahip olmakla, nükleer santrale sahip olmak farklı kavramlar. Dünyada nükleer santrali olupta nükleer teknolojiye sahip olmayan ülkeler var. Bu teknolojiye sahip olan ülke sayısı 11 diğer geriye kalan 30'a yakın ülkede bu teknoloji yok ancak santral var. Türkiye acaba hangi grupta olacak? Nükleer teknolojiye sahip olmakla, devlet politikası çok önemli." diye konuştu.

Elektrik Üretim AŞ Nükleer Güç Geliştirme Müdürü Gülcan Koca da Çin'de 20, Rusya'da 7, ABD'de 4 olmak üzere dünya çapında nükleer santral yapımına devam edildiğini anımsatarak, "(Sinop Nükleer Santrali) projeyle ilgili lisans ve izinlerin alınması için faaliyetler devam ediyor." dedi.

Sinop Nükleer santral projesinde kullanılacak reaktör tipi olan ATMEA-1'in 3+ nesil bir reaktör olduğunu kaydeden Koca, bu reaktör tipinin uçak çarpmaları dahil güvenlik önlemlerinin üst düzeyde bulunduğunu belirtti.

Koca, santralin işletmeye alınma tarihinin yapılan anlaşmaya göre 2023 olarak hedeflendiğini ancak yapılacak olan fizibilite çalışmalarının sonucuna bağlı olarak bu tarihlerin güncellenmesine ihtiyaç duyulabileceğini vurguladı.

AA