7. Boğaziçi Zirvesi

7. Boğaziçi Zirvesi

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın:- "Türkiye olarak gerek insani politikalarımız ve kalkınma yardımlarımız, gerekse öncülük yaptığımız Medeniyetler İttifakı gibi projelerle dünyayı tüm insanlık için daha yaşanılabilir ve adil hale getirebilmek için yoğun çab

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'nin gerek insani politikaları ve kalkınma yardımları, gerekse öncülük yaptığı Medeniyetler İttifakı gibi projelerle dünyayı tüm insanlık için daha yaşanılabilir ve adil hale getirebilmek için yoğun çaba sarf ettiğini belirterek, "Başta 15 Temmuz'da yaşadığımız hain darbe girişimi olmak üzere Türkiye'nin ekonomik ve siyasi yapısının, dolayısıyla küresel insani kalkınma politikalarının da sekteye uğrayacağını, zayıflayacağını düşünenlerin aksine Türkiye, 15 Temmuz sonrası daha güçlü ve azimli bir şekilde bu çabalarına hız kesmeden devam etmektedir." dedi.

İbrahim Kalın, Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı nedeniyle katılamadığı 7. Boğaziçi Zirvesi'nin "Gelişmekte Olan Ülkelere Batının Yaklaşımı" başlıklı oturumuna mesaj gönderdi. Kalın'ın mesajını, UIP Global Danışmanlar Kurulu Başkanı, eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış okudu.

Kalın, mesajında dünyanın özellikle toplumsal, ekonomik, siyasi konularda zor bir süreçten geçtiğini, iç savaşlar, terör, göç krizi, eğitimsizlik, sosyo-ekonomik eşitsizlik, ırkçılık ve ayrımcılığın her gün yüzlerce can aldığını belirtti.

Zirvenin, bu problemlere çözüm önerileri getirmede insanlığa önemli bir katkı sunacağına inandığını ifade eden Kalın, dünyanın karşı karşıya kaldığı problemlerin temelinde, adaletsizliğin yattığını vurguladı.

İnsanlığın bugün, ekonomik adaletsizliğin, refah dağılımındaki eşitsizliğin, insan hakları konusunda oluşan derin uçurumun sebep olduğu problemlerle boğuştuğunu aktaran Kalın, bu problemlerin çözümü için sorunların temelinin iyi tespit edilmesi gerektiğini kaydetti.

- "Hepimize önemli görevler düşüyor"

Geçmişte, haksız muamelelere maruz kalmış ülkelerin paylaştığı acı mirasın, en önemli boyutunun ekonomi alanında görüldüğünü ifade eden Kalın, şöyle devam etti:

"Bugün dünya nüfusunun sadece yüzde 7'sini oluşturan Avrupa Birliği, dünyadaki toplam gayri safi yurt içi hasılasının neredeyse dörtte birine sahipken, Afrika kıtası dünya nüfusunun yüzde 15'ini oluşturduğu halde, toplam gayri safi yurt içi hasılanın yalnızca yüzde 3'üne sahip durumdadır. Bu eşitsizliğe Asya kıtasını, bilhassa tek başına İslam dünyasını örnek gösterebiliriz. Zengin ile fakir arasındaki uçurum her gün derinleşmekte, yeni sosyal ve siyasi sorunların oluşmasına neden olmaktadır. Dünya ülkelerinde görülen bu eşitsizliğin ve sebep olduğu nefretin derinleşmesini önlemek ve iletişim kanallarını tekrar açabilmek için hepimize önemli görevler düşüyor.

Zengin doğal kaynaklara sahip olan İslam dünyasında eğitim, yönetişim, kentsel gelişim, yoksulluğu azaltıcı projeler, gençler ve kadınların durumunu güçlendirecek çalışmalara öncelik vermemiz gerekiyor. Maalesef bugün bu alanda yatırım yapan Müslüman ülkelerin sayısı, bir elin parmaklarını geçmemektedir. İslam coğrafyasının yeniden barış, adalet, iman, akıl ve erdemle anılmasının yolu, bu adımların gecikmeden atılmasıdır. Türkiye olarak gerek insani politikalarımız ve kalkınma yardımlarımız, gerekse öncülük yaptığımız Medeniyetler İttifakı gibi projelerle dünyayı tüm insanlık için daha yaşanılabilir ve adil hale getirebilmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Başta 15 Temmuz'da yaşadığımız hain darbe girişimi olmak üzere Türkiye'nin ekonomik ve siyasi yapısının, dolayısıyla küresel insani kalkınma politikalarının da sekteye uğrayacağını, zayıflayacağını düşünenlerin aksine Türkiye, 15 Temmuz sonrası daha güçlü ve azimli bir şekilde bu çabalarına hız kesmeden devam etmektedir."

Kalın, Türkiye'nin bu çabalarının görmezden gelinmemesi, daha da önemlisi, uluslararası toplumdan da daha fazla destek verilmesi gerektiğine işaret ederek, "Türkiye gibi insani politikalarını sadece konjonktürel gerekçelerle belirli bir coğrafyada değil, sürdürülebilir ve küresel çapta düşünen ve uygulayan ülkelerin çoğalması, birçok konuda yardıma muhtaç kesimlere yapılan yardımların karşılıklı olarak desteklenmesi, daha kısa bir ifadeyle mevcut yükün paylaşılması, insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunların azaltılmasında önemli rol oynayacaktır. Bu konuda devletlere düşen sorumluluk; tarihin daha önce görmediği derecede ağır uluslararası ve ulusal çapta adaleti, eşitliği, yardımlaşmayı, bu alanlara yapılan yardımları güçlendirmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :